Celebrex 200 Mg 30 Kapsül

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z
ÖNEMLİ UYARI:
Doktor tavsiyesi olmadan ilaç kullanımı sağlığınıza ciddi zararlar verebilir!
Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından sitemiz sorumlu tutulamaz.

Üretici Firma Pfizer İlaçları Ltd.Şti.

Etken Madde: Selekoksib

Kategori: Kas ve İskelet Sistemi/Non-steroid Antienflamatuar, Analjezik, Antipretik

Fiyat 0 TL

Barkod No 8699532151384





Formülü:

Her kapsül, etken madde olarak 200 mg selekoksib, boyar madde olarak titanyum dioksit ve ferrik oksit E172 içerir

Farmakolojik özellikleri:

Endikasyonları:

CELEBREX® aşağıdaki durumlarda endikedir:
Osteoartritin belirti ve semptomlarının tedavisinde.
Yetişkinlerde romatoid artritin belirti ve semptomlarının tedavisinde.
Yetişkinlerde akut ağrının giderilmesinde.
Primer dismenorenin tedavisinde.

Kontrendikasyonları:

CELEBREX®, selekoksibe karşı bilinen aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir.
CELEBREX®, sülfonamidlere karşı alerjik tipte reaksiyonlar göstermiş olan hastalara verilmemelidir.
CELEBREX®, daha önce asetilsalisilik asit (aspirin) ya da COX-2 spesifik inhibitörler dahil diğer NSAİ ilaçları aldıktan sonra astım, ürtiker ya da alerjik tipte reaksiyonlar görülen hastalara verilmemelidir. Böyle hastalarda, NSAİ ilaçlara karşı şiddetli, nadiren fatal, anafilaktiğe benzer reaksiyonlar görüldüğü bildirilmiştir (bkz. Uyarılar/Önlemler).

Uyarılar/Önlemler:

Genel: Selekoksibin kortikosteroidlerin yerine geçmesi ya da kortikosteroid yetmezliğini tedavi etmesi beklenemez. Kortikosteroidlerin birdenbire kesilmesi kortikosteroide yanıt veren hastalığın alevlenmesine yol açabilir. Uzun süreli kortikosteroid tedavisi almakta olan hastalarda, kortikosteroidleri kesme kararı alınırsa, tedavi yavaş yavaş azaltılarak kesilmelidir.

Selekoksibin inflamasyonu ve muhtemelen ateşi azaltmadaki farmakolojik etkinliği, bu diyagnostik belirtilerin, infeksiyöz olmadığı varsayılan ağrılı durumların infeksiyöz komplikasyonlarının saptanmasını azaltabilir.

Anafilaktoid reaksiyonlar: Genel olarak NSAİ ilaçlarla olduğu gibi, daha önce selekoksib kullandığı bilinmeyen hastalarda da anafilaktoid reaksiyonlar ortaya çıkmıştır. Aspirin triadı olan hastalara selekoksib verilmemelidir. Bu semptom kompleksi tipik olarak, nasal polipli ya da polipsiz rinit geçiren veya aspirin ya da diğer NSAİ ilaçları aldıktan sonra şiddetli, potansiyel olarak fatal bronkospazm sergileyen astımlı hastalarda ortaya çıkar (bkz. Kontrendikasyonları). Bir anaflaktoid reaksiyonun ortaya çıktığı durumlarda acil yardım çağırılmalıdır.


Karaciğer üzerine etkileri: NSAİ ilaçlarla yapılan klinik çalışmalarda, NSAİ ilaç alan hastaların %15'ine varan oranlarda bir ya da daha fazla karaciğer ile ilişkili enzimler için üst sınıra yükselmeler ve hastaların yaklaşık %1'inde ALT ya da AST'de kayda değer yükselmeler (normalin üst sınırının yaklaşık 3 ya da daha fazla katı) bildirilmiştir. Devam eden tedavi sırasında bu laboratuvar anormallikleri ilerleyebilir, değişmeden kalabilir ya da geçici olabilir. Selekoksibi de içeren NSAİ ilaçlarla sarılık ve fatal fulminan hepatit, karaciğer nekrozu ve hepatik yetmezliği (bazılarının fatal sonuçları olan) de içeren ender ciddi hepatik reaksiyon vakaları bildirilmiştir (bkz. Yan Etkiler/Advers Etkiler). Selekoksible yapılan kontrollü araştırmalarda karaciğer testlerinin üst sınıra yükselmesi insidansı, selekoksib için %6 iken, plasebo için %5 olmuştur; selekoksib alan hastaların yaklaşık %0.2'sinde ve plasebo alan hastaların %0.3'ünde ALT ve AST'de kayda değer yükselmeler mevcuttur.

Ağır karaciğer yetmezliği olan (Child-Pugh Sınıf C) hastalara ilişkin araştırma yapılmamıştır. Ağır karaciğer yetmezliği olan hastalarda selekoksib kullanımı önerilmez. Orta derecede karaciğer yetmezliği (Child-Pugh Sınıf B) olan hastalarda selekoksib dikkatli kullanılmalı ve önerilen en düşük dozda tedaviye başlanmalıdır (bkz. Kullanım Şekli ve Dozu).


Selekoksible tedavi edilirken, karaciğer fonksiyon bozukluğunu düşündüren semptom ve/veya belirtileri olan ya da anormal bir karaciğer test sonucu alınan bir hasta, daha ciddi bir hepatik reaksiyonun gelişmesine ilişkin bulgular bakımından dikkatle izlenmelidir. Eğer karaciğer hastalığıyla uyumlu klinik belirti ve semptomlar gelişirse ya da sistemik belirtiler (ör. eozinofili, döküntü, vb.) ortaya çıkarsa selekoksib kesilmelidir.

Böbrek üzerine etkileri: NSAİ ilaçların uzun süreli kullanımı renal papiller nekroz ve diğer renal hasarlarla sonuçlanmıştır. Renal prostaglandinlerin renal perfüzyonu sürdürmede telafi edici bir rol oynadığı hastalarda, renal toksisite de görülmüştür. Bu hastalarda bir non-steroid antiinflamatuvar ilacın uygulanması, prostaglandin oluşumunda ve ikincil olarak renal kan akımında açık renal dekompansasyonu tetikleyebilecek doza bağımlı bir düşüşe neden olabilir. Bu reaksiyonla karşılaşma riski en yüksek olan hastalar, renal fonksiyon bozukluğu, kalp yetmezliği, karaciğer yetmezliği olan, diüretik ve ADE inhibitörleri kullananlar ve yaşlı olanlardır. NSAİ ilaç tedavisinin kesilmesini çoğu zaman tedavi öncesi duruma geri dönüş izler. Selekoksible yapılan klinik araştırmalarda, diğer NSAİ ilaçlarla gözlenenlere benzer renal etkiler görülmüştür.

Dikkate alınması gerekli düzeyde dehidratasyonu olan hastalarda selekoksib tedavisi başlanırken dikkatli olunmalıdır. Önce hastaları rehidrate edip ardından selekoksib tedavisine başlanması tavsiye edilir. Önceden böbrek hastalığı olan hastalarda da, dikkatli olunması önerilir

İlerlemiş böbrek hastalığı olan hastalarda selekoksib kullanımında, hastanın böbrek fonksiyonları yakından izlenmelidir. (bkz. Kullanım Şekli ve Dozu)

Gastrointestinal sistem üzerine etkileri: Non-steroid antiinflamatuvar ilaçlarla (NSAİ ilaçlar) tedavi edilen hastalarda herhangi bir zamanda, uyarıcı semptomlar eşliğinde ya da böyle semptomlar olmaksızın, kanama, ülserasyon ve mide, ince barsak ya da kalın barsak perforasyonu gibi ciddi gastrointestinal toksisite görülebilir. Dispepsi gibi minör üst gastrointestinal sorunlar yaygındır ve bunlar da NSAİ ilaç tedavisi sırasında herhangi bir zamanda ortaya çıkabilirler. NSAİ ilaçların neden olduğu üst Gİ ülserleri, ciddi kanama ya da perforasyonun 3-6 ay boyunca tedavi edilen hastaların yaklaşık %1'inde ve bir yıl boyunca tedavi edilenlerin yaklaşık %2-4'ünde ortaya çıktığı gösterilmiştir. Bu eğilimlerin sürüyor olması, tedavinin seyri sırasında herhangi bir zamanda ciddi bir Gİ geliştirme olasılığını artırmaktadır. Bununla birlikte, kısa süreli tedavi bile risksiz değildir.

Önceden peptik ülser hastalığı ve/veya gastrointestinal kanama öyküsü olan ve NSAİ ilaç kullanan hastaların bu risk faktörlerinden hiçbirine sahip olmayan hastalara kıyasla 10 kattan daha yüksek bir Gİ kanama riski olduğu gösterilmiştir. Ülser hastalığı öyküsüne ek olarak, farmakoepidemiyolojik çalışmalar Gİ kanama riskini artırabilecek diğer bazı eş zamanlı tedavileri veya hastalık durumlarını belirlemişlerdir; bunlar: oral kortikosteroidlerle tedavi, antikoagülanlarla tedavi, daha uzun süreli NSAİ ilaç tedavisi, sigara, alkolizm, ileri yaş ve genel sağlık durumunun bozuk olmasıdır.

Selekoksib iletedavi edilen hastalarda üst gastrointestinal perforasyon, ülser veya kanama meydana gelmiştir. Yaşlı, kardiyovasküler hastalığı olan, birlikte aspirin kullanan ya da ülser, Gİ kanama ve inflamatuvar bir hastalığı veya hastalık hikayesi olan hastalar, Gi komplikasyon oluşma riski en fazla olan gruptur.

Laboratuvar testleri: Ciddi Gİ sistem ülserasyonları ve kanama, uyarıcı semptomlar olmadan ortaya çıkabildiğinden, hekimler Gİ kanamanın belirti ya da semptomları açısından hastaları izlemelidirler.

Kontrollü klinik çalışmalarda yüksek BUN, selekoksib alan hastalarda plasebo kullanan hastalara oranla daha sık görülmüştür. Bu laboratuvar anormallikleri bu çalışmalarda karşılaştırma ajanı olarak başka NSAİ ilaçları alan hastalarda da görülmüştür. Bu anormalliklerin klinik anlamı ortaya konmamıştır.

Hematolojik etkiler: Selekoksib alan hastalarda bazen anemi görülür. Kontrollü klinik çalışmalarda anemi insidansı selekoksible %0.6 iken, plaseboyla %0.4 olmuştur. Uzun süreli selekoksib tedavisi görmekte olan hastalar herhangi bir anemi ya da kan kaybı belirtisi ya da semptomu sergilerlerse, hemoglobin ya da hematokritleri kontrol edilmelidir. Selekoksib genellikle trombosit sayımı, protrombin zamanı (PT) ya da parsiyel tromboplastin zamanını (PTT) etkilemez ve endike olduğu dozlarda trombosit agregasyonunu inhibe ettiği düşünülmez.

Sıvı Retansiyonu, Ödem ve Hipertansiyon: Prostaglandin sentezini inhibe eden diğer ilaçlarda da olduğu gibi, selekoksib alan bazı hastalarda sıvı retansiyonu ve ödem gözlenmiştir. Diğer NSAİ ilaçlarla olduğu gibi, selekoksib de sıvı retansiyonu, hipertansiyonu veya kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Önceden konjestif kalp yetmezliği veya hipertansiyonu olan hastalar yakından takip edilmelidir.

Önceden varolan astım: Astımlı hastalarda aspirine duyarlı astım bulunabilir. Aspirine duyarlı astımı olan hastalarda aspirin kullanımı fatal olabilen şiddetli bronkospazma yol açar. Böyle aspirine duyarlı hastalarda aspirin ve diğer non-steroid antiinflamatuvar ilaçlar arasında bronkospazmı da içeren çapraz reaksiyonlar bildirildiğinden bu türden aspirin duyarlılığı olan hastalarda selekoksib kullanılmamalı ve önceden astımı olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.

Gebelik ve Laktasyonda Kullanım
Gebelik:
Hamilelik Kategorisi C'dir. Gebe kadınlarla yapılmış çalışma mevcut değildir. Gebelik sırasında selekoksib ancak potansiyel yarar, fetüse yönelik potansiyel riskten fazlaysa kullanılmalıdır.
Selekoksibin, insanda duktus arteriosusun kapanmasına etkisini değerlendirmek için hiçbir çalışma yapılmamıştır. Bu nedenle hamileliğin son 3 ayında selekoksib kullanımından kaçınılmalıdır.
Doğum sancıları ve doğum: Selekoksibin gebe kadınların doğum sancıları ve doğum üzerindeki etkileri bilinmemektedir
Emziren anneler:
Bu ilacın anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Pek çok ilaç anne sütüne geçtiğinden ve anne sütü alan bebeklerde selekoksibe bağlı ciddi advers olayların gelişme potansiyeli nedeniyle, ilacın anne açısından önemini de göz önüne alınarak, emzirmenin ya da ilacın kesilmesi konusunda bir karar verilmelidir.

Araç ve Makine Kullanmaya Etkisi
Selekoksibin araba ve makine kullanmaya etkisi konusunda çalışılmamıştır, fakat farmakodinamik özellikleri ve genel emniyet profiline dayanılarak bir etki oluşturması beklenmez.

Yan etkiler/Advers etkiler:

Kontrollü Klinik Çalışmalarda Celebrex Hastalarının ³%2'sinde Görülen Advers Olaylar:
Gastrointestinal: Abdominal ağrı, diyare, dispepsi, gaz, bulantı, diş bozukluğu
Tüm vücut: Sırt ağrısı, kaza sonucu yaralanma, alerjide artma, soğuk algınlığı semptomları
Merkezi ve periferik sinir sistemi: Baş dönmesi, baş ağrısı, hipertoni
Psikiyatrik: Uykusuzluk
Kardiyovasküler sistem: Periferik ödem
Solunum: Farenjit, rinit, sinüzit, üst solunum yolları enfeksiyonu, bronşit, öksürük
Deri: Döküntü, kaşıntı

Nedenlerine bakılmaksızın hastaların %0.1-1.9'unda görülen advers olaylar:
Gastrointestinal: Konstipasyon, divertikülit, disfaji, geğirme, özofajit, gastrit, gastroenterit, gastroözofajeyal reflü, hemoroid, hiatal herni, melena, ağız kuruluğu, stomatit, tenesmus, diş bozukluğu, kusma
Kardiyovasküler: Alevlenmiş hipertansiyon, anjina pektoris, koroner arter hastalığı, miyokardiyal enfarktüs, aritmi, hipertansiyon, çarpıntı, taşikardi, yüzde kızarma
Genel: Alevlenmiş alerji, alerjik reaksiyon, asteni, göğüs ağrısı, cyst NOS, jeneralize ödem, yüz ödemi, halsizlik, ateş, ateş basması, grip benzeri semptomlar, ağrı, periferik ağrı
İmmün sistem: Herpes simpleks, herpes zoster, bakteriyel enfeksiyon, mantar enfeksiyonu, yumuşak doku enfeksiyonu, viral enfeksiyon, moniliyazis, genital moniliyazis, otitis media
Merkezi, periferik sinir sistemi: Bacak krampları, hipertoni, hipoestezi, migren, nevralji, nöropati, parestezi, vertigo
Kadın üreme: Meme fibroadenozisi, meme neoplazmı, meme ağrısı, dismenore, menstrüel bozukluk, vajinal kanama, vajinit
Erkek üreme: Prostatik bozukluk
Duyma ve vestibüler sistem: Sağırlık, kulak anormalliği, kulak ağrısı, kulak çınlaması
Kalp atım hızı ve ritmi: Çarpıntı, taşikardi
Karaciğer ve safra sistemi: Anormal hepatik fonksiyon, artmış SGOT, artmış SGPT
Metabolik ve beslenmeye dair: Artmış BUN, artmış CPK, diabetes mellitus, hiperkolesterolemi, hiperglisemi, hipokalemi, NPN artışı, artmış kreatinin, artmış alkalen fosfataz, kilo artışı
Kas İskelet: Artralji, artroz, kemik hastalığı, kaza sonucu kırık, miyalji, ense sertliği, sinovit, tendinit
Trombositler (kanama ya da pıhtılaşma): Ekimoz, burun kanaması, trombositemi
Psikiyatrik: Anoreksi, anksiyete, artmış iştah, depresyon, sinirlilik, uyku hali
Kana ilişkin: Anemi
Solunum: Bronşit, bronkospazm, alevlenmiş bronkospazm, öksürme, dispne, larenjit, pnömoni
Deri ve ekleri: Alopesi, dermatit, tırnak bozukluğu, ışığa duyarlılık reaksiyonu, kaşıntı, eritematöz döküntü, makülopapüler döküntü, deri hastalığı, kuru cilt, artmış terleme, ürtiker
Uygulama yerindeki rahatsızlıklar: Selülit, kontakt dermatit, enjeksiyon yeri reaksiyonu, deri nodülü
Özel duyular: Tat alma bozukluğu
Üriner sistem: Albüminüri, sistit, dizüri, hematüri, sık idrar yapma, böbrek taşı, üriner inkontinans, üriner sistem enfeksiyonu
Görme: Bulanık görme, katarakt, konjonktivit, göz ağrısı, glokom

Nedenlerine bakılmaksızın, ender olarak görülen (tahminen <%0.1) diğer ciddi advers reaksiyonlar:
Kardiyovasküler: Senkop, konjestif kalp yetmezliği, ventriküler fibrilasyon, pulmoner emboli, serebrovasküler olay, periferik gangren, tromboflebit, vaskülit
Gastrointestinal: Barsakta tıkanma, barsakta perforasyon, gastrointestinal kanama, kanamalı kolit, özofagus perforasyonu, pankreatit, ileus, gastrik ülser, duodenal ülser, özofajial ülser
Karaciğer ve safra sistemi: Kolelitiyazis, hepatit, sarılık, karaciğer yetmezliği, karaciğer enzimlerinde yükselme
Kana ve lenfatik sisteme ilişkin: Trombositopeni, agranülositozis, aplastik anemi, pansitopeni, lökopeni
İmmun sistem: Anjiyoödem, büllöz erupsiyon
Metabolik: Hipoglisemi, hiponatremi
Sinir sistemi: Aseptik menenjit, ataksi, intihar
Psikiyatrik: konfüzyon
Böbrek: Akut böbrek yetmezliği, interstisiyel nefrit
Deri: Eritema multiforme, eksfoliyatif dermatit, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz
Genel: Sepsis, ani ölüm, anafilaktoid reaksiyon

Analjezi ve dismenore çalışmalarındaki advers olaylar:
Analjezi ve dismenore çalışmalarındaki advers olay türleri, artrit çalışmalarında bildirilenlerle benzerdir. Ek olarak bildirilen tek advers olay, oral cerrahi sonrası ağrı çalışmalarında görülen diş çekimi sonrası alveolar osteit olmuştur.

Pazarlama Sonrası Deneyim:
Gastrointestinal: Gastrointestinal kanama
İmmun sistem: Anafilaksi
Karaciğer ve safra sistemi: Hepatit
Psikiyatrik: Halüsinasyon
Böbrek ve üriner sistem: Akut böbrek yetmezliği
Deri: Deride soyulma (eritema multiforme ve Stevens-Johnson Sendromu dahil), vaskülit, fotosensitivite reaksiyonu

İlaç etkileşimleri:

Genel: Selekoksib metabolizması, karaciğerde ağırlıklı olarak sitokrom P450 2C9 aracılığıyla yürütülür. Selekoksib sitokrom P450 2C9'u inhibe ettiği bilinen ilaçlarla eş zamanlı olarak uygulanırken dikkatli olunmalıdır.

İn vitro çalışmalar selekoksibin substratı olmadığı halde, sitokrom P450 2D6'nın bir inhibitörü olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, sitokrom P450 2D6'yla metabolize olan ilaçlarla bir in vivo ilaç etkileşimi potansiyeli mevcuttur.

ADE-inhibitörleri: NSAİ ilaçlar Anjiotensin Dönüştürücü Enzim (ADE) inhibitörlerinin antihipertansif etkilerini azaltabilirler. ADE-inhibitörleriyle eş zamanlı olarak selekoksib alan hastalarda, bu etkileşim göz önüne alınmalıdır. Ancak lisinopril ile yapılan bir klinik çalışmada kan basıncı kontrolünde farmakodinamik herhangi bir etkileşim görülmemiştir.

Diüretikler: NSAİ ilaçlar, furosemid ve tiazidlerin natriüretik etkilerini azaltabilir.

Aspirin: Selekoksib düşük doz aspirinin antiagregan etkisine engel olmaz. Bununla birlikte, selekoksibin aspirinle eş zamanlı uygulanması, tek başına selekoksib kullanımına kıyasla Gİ ülserasyon ya da diğer komplikasyonların oranını artırır.

Trombositler üzerinde etkisi olmadığından selekoksib kardiyovasküler profilakside aspirin yerine geçmez.

Flukonazol ve ketokonazol: Günde bir defa 200 mg flukonazolün eş zamanlı kullanımı selekoksib plazma konsantrasyonunun iki kat artmasıyla sonuçlanmıştır. Bu artış, flukonazol tarafından sitokrom P450 2C9 yoluyla selekoksib metabolizmasının inhibe edilmesine bağlıdır. Flukonazol alan hastalarda selekoksib önerilen en düşük dozda uygulanmalıdır (bkz. Kullanım Şekli ve Dozu). Bir sitokrom P450 3A4 inhibitörü olan ketokonazol ise, selekoksib metabolizmasında klinik olarak anlamlı bir inhibisyona yol açmamıştır.

Lityum: Lityumla birlikte selekoksib kullanan sağlıklı gönüllülerde lityum plazma seviyelerinde yaklaşık %17 oranında bir artış gözlenmiştir. Lityum tedavisi gören hastalar, selekoksib verildiği ya da kesildiği sırada yakından izlenmelidir.

Metotreksat: Metotreksat alan romatoid artritli hastalarla yapılan bir etkileşim çalışmasında, selekoksibin metotreksatın farmakokinetiği üzerinde anlamlı bir etkisi olmamıştır.

Varfarin: Varfarin ya da benzeri ilaçları alan hastalarda, özellikle selekoksib tedavisini başlattıktan ya da değiştirdikten sonraki ilk birkaç gün boyunca antikoagülan etkinlik izlenmelidir; çünkü bu hastaların kanama komplikasyonu riski yüksektir. Selekoksibin varfarinin antikoagülan etkisi üzerine etkisi, günlük 2-5mg'lık dozlarda varfarin alan sağlıklı bir gönüllü grubunda incelenmiştir. Bu gönüllülerde selekoksib, varfarinin protrombin zamanıyla saptanan antikoagülan etkisini değiştirmemiştir. Bununla birlikte, pazarlama sonrası deneyime bakıldığında, ağırlıklı olarak yaşlılarda, varfarinlle eş zamanlı olarak selekoksib alan hastalarda, protrombin zamanındaki artışlarla birlikte kanama olayları bildirilmiştir.

Oral kontraseptifler: Bir etkileşim çalışmasında selekoksib, prototip oral kontraseptif kombinasyonu (1mg noretidroen/0.035mg etinil östradiol) ile klinik olarak anlamlı farmakokinetik etkileşim göstermemiştir.

Diğer: Selekoksib ile antasidler (alüminyum ve magnezyum), omeprazol, glibenklamid (gliburid), fenitoin veya tolbutamid arasında klinik olarak anlamlı bir etkileşim gözlenmemiştir.

Kullanım şekli ve dozu:

Osteoartrit ve romatoid artritte her hasta için CELEBREX®'in en düşük dozu araştırılmalıdır. Bu dozlar yemek zamanı göz önüne alınmaksızın verilebilir.

Osteoartrit: Osteoartritin belirti ve semptomlarının tedavisinde, önerilen günlük oral doz, tek doz ya da ikiye bölünmüş dozlar halinde uygulanan 200 mg'dır. Günde iki defa uygulanan 400mg'lık dozlar ile de güvenilirlik gösterilmiştir.

Romatoid Artrit: Romatoid artritin belirti ve semptomlarının tedavisinde, önerilen günlük oral doz, ikiye bölünmüş olarak uygulanan 200 mg ya da 400 mg'dır. Günde iki defa uygulanan 400mg'lık dozlar ile de güvenilirlik gösterilmiştir.

Akut Ağrının Giderilmesi ve Primer Dismenorenin Tedavisi: İlk gün, başlangıç için önerilen CELEBREX® dozu 400 mg'dır; bu dozun ardından, eğer gerekirse 200mg'lık ek bir doz daha uygulanabilir. Sonraki günlerde tavsiye edilen doz gerektiğinde, günde iki defa uygulanan 200 mg'dır.

Pediyatrik Kullanım
18 yaşın altındaki pediyatrik hastalardaki güvenilirlik ve etkinlik değerlendirilmemiştir.

Yaşlılarda Kullanım
Glomerüler Filtrasyon Hızında (GFR), BUN ve kreatininle ölçülen böbrek fonksiyonu ile kanama zamanı ve trombosit agregasyonuyla ölçülen trombosit fonksiyonunu karşılaştıran klinik çalışmalarda, yaşlı ve genç gönüllülerin sonuçları birbirinden farklı olmamıştır.

Ancak, COX-2'yi selektif olarak inhibe edenler dahil, diğer NSAİ ilaçlarda olduğu gibi, yaşlı hastalarda, daha genç hastalara göre, fatal Gİ olaylar ve akut böbrek yetmezliğine dair daha fazla sayıda pazarlama sonrası spontan rapor bildirilmiştir. (bkz. Uyarılar/Önlemler)

Yaşlılarda doz ayarlaması genellikle gerekli değildir. Bununla birlikte, vücut ağırlığı 50kg'ın altında olan hastalarda tedaviye önerilen en düşük dozla başlanmalıdır.

Karaciğer yetmezliği: Hafif derecede karaciğer yetmezliği (Child-Pugh Sınıf A) olan hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur. Orta derecede karaciğer yetmezliği (Child-Pugh Sınıf B) olan hastalarda CELEBREX® önerilen en düşük dozda kullanılmalıdır. Ağır karaciğer bozukluğu olan hastalara ilişkin araştırma yapılmamıştır. Ağır karaciğer bozukluğu olan hastalarda selekoksib kullanımı önerilmez (bkz. Farmakolojik Özellikleri ve Uyarılar/Önlemler).

Böbrek yetmezliği: Hafif ve orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez. Ağır böbrek yetmezliği olan hastalar araştırılmamıştır. Diğer NSAİ ilaçlar gibi selekoksib de şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalara tavsiye edilmez (bkz. Farmakolojik Özellikleri ve Uyarılar/Önlemler).

Flukonazol ile birlikte kullanım: Bir CYP 2C9 inhibitörü olan flukonazol ile birlikte kullanımda, selekoksib önerilen en düşük dozda başlanmalıdır. Selekoksibin diğer CYP 2C9 inhibitörleri ile birlikte kullanıldığı durumlarda dikkatli olunmalıdır (bkz. İlaç Etkileşimleri ve Diğer Etkileşimler).

Doz Aşımı
Klinik kullanımda selekoksib için doz aşımı bilgisi sınırlıdır. 2400mg'a kadar yükselebilen dozların, 12 hastada 10 güne uzayabilen sürelerle kullanıldığı durum ciddi toksisite ile sonuçlanmamıştır.

Çoğunlukla akut NSAİ ilaç doz aşımını izleyen semptomlar genel olarak destekleyici tedaviyle giderilebilen letarji, uyku hali, bulantı, kusma ve epigastrik ağrıyla sınırlıdır. Gastrointestinal kanama görülebilir. Hipertansiyon, akut böbrek yetmezliği, solunum depresyonu ve koma gelişebilir; ama bunlar nadir olarak ortaya çıkar. NSAİ ilaçların terapötik alımıyla anafilaktoid reaksiyonlar rapor edilmiştir ve bunlar bir doz aşımının ardından da gelişebilir.

Bir NSAİ ilaçla olan doz aşımının ardından hastalara, semptomatik ve destekleyici tedavi uygulanmalıdır. Spesifik antidotlar mevcut değildir. Selekoksibin hemodiyalizle atılmasına ilişkin bilgi mevcut değildir, ama yüksek plazma protein bağlama düzeyine (>%97) dayanılarak diyalizin doz aşımında yararlı olacağı düşünülmemektedir. Alımdan sonraki ilk 4 saat içinde görülen semptomları olan hastalarda ya da büyük bir doz aşımının ardından, kusturma ve/veya aktif kömür (yetişkinlerde 60-100 g, çocuklarda 1-2 g/kg) ve/veya ozmotik katartik endike olabilir. Yüksek protein bağlama özelliğine bağlı olarak zorlu diürez, idrarın alkalileştirilmesi, hemodiyaliz ya da hemoperfüzyon yararlı olmayabilir.
Anahtar Kelimeler: Celebrex 200 Mg 30 Kapsül prospektüsü, neler için kullanılır, etkileri, Celebrex 200 Mg 30 Kapsül yan etkileri, Celebrex 200 Mg 30 Kapsül fiyatı, ilaç bilgileri