Epanutin 100 Mg 100 Kapsül

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z
ÖNEMLİ UYARI:
Doktor tavsiyesi olmadan ilaç kullanımı sağlığınıza ciddi zararlar verebilir!
Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından sitemiz sorumlu tutulamaz.

Üretici Firma Pfizer İlaçları Ltd.Şti.

Etken Madde: Fenitoin Sodyum

Kategori: Sinir Sistemi, Nöroloji/Antiepileptik, Antikonvülzan

Fiyat 7.29 TL

Barkod No 8699756150309





Formülü:

Phenytoin sodium, 100 mg içerir.

Farmakolojik özellikleri:

Endikasyonları:

Fenitoin tonik-klonik (grand mal) tipinde status epileptikusun kontrol altına alınmasında ve nöroşirürji ve/veya ağır kafa travması sırasında ya da sonrasında konvülsiyonların önlenmesi ve tedavisinde endikedir. Fenitoin ayrıca migren, trigeminal nevralji ve belirli psikozların tedavisinde de kullanılmıştır. Ayrıca kardiyak aritmiler, dijital entoksikasyon ve miyokard enfarktüsü sonrası olayların tedavisinde de kullanılmıştır.

Kontrendikasyonları:

Fenitoin, fenitoin ya da diğer hidantoinlere aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir.
Ventriküler otomatisite üzerindeki etkisi nedeniyle fenitoin sinüs bradikardisi, sino-atriyal blok, ikinci ve üçüncü derece A-V blok ve Adams-Stokes sendromu olan hastalarda kontrendikedir.

Uyarılar/Önlemler:

Uyarılar
Yetişkinlerde intravenöz uygulama dakikada 50 mg'ın üstüne çıkmamalıdır. İlaç yenidoğanlarda dakikada 1-3 mg/kg'ı aşmayacak hızla uygulanmalıdır.

Atriyal ve ventriküler depresyon ve ventriküler fibrilasyonla birlikte şiddetli kardiyotoksik reaksiyonlar ve ölümler bildirilmiştir. Ağır komplikasyonlar en sık yaşlılarda ya da ciddi hastalık tablosundakilerde görülür.

Fenitoin hipotansiyonlu ve ağır miyokard yetersizliği olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Hipotansiyon genellikle ilaç intravenöz yolla uygulandığında ortaya çıkar.
Çoğunlukla kullanılan dozlar ve uygulama yöntemleriyle terapötik aralıkta serum fenitoin düzeyleri kolayca sağlanamayacağından, intramüsküler yol status epileptikus tedavisinde tavsiye edilmez.

Fenitoin ile, seyrek de olsa akut karaciğer yetmezliği vakaları dahil, akut hepatotoksisite vakaları bildirilmiştir.Bu olaylar ateş, deri döküntüsü ve lenfadenopati ile karakterize aşırı duyarlılık reaksiyonları ile ilişkilendirilmiş olup, genellikle tedavinin ilk 2 ayı içinde ortaya çıkar. Sık görülen diğer belirtiler sarılık, hepatomegali, serum transaminaz düzeylerinde yükselme, lökositoz ve eozinofilidir. Akut fenitoin hepatotoksisitesinde klinik seyir kısa sürede iyileşmeden ölüme kadar uzanır. Akut hepatotoksisiteli bu hastalarda fenitoin derhal kesilmeli ve bir daha uygulanmamalıdır.

Fenitoin ile benign lenf düğümü hiperplazisi, psödolenfoma, lenfoma ve Hodgkin hastalığı dahil lenfadenopati (lokal ya da yaygın) gelişmesi arasında bir ilişki olduğunu düşündüren bazı vakalar bildirilmiştir. Bir neden ve sonuç ilişkisi saptanmış olmasa da, lenfadenopati meydana gelmesi bu durumun başka lenf düğümü patolojisi tiplerinden ayırt edilmesi gerektiğini gösterir. Lenf düğümü tutulumu serum hastalığını andıran belirtiler ve semptomlar (örn; ateş, döküntü, karaciğer tutulumu) ile birlikte ya da olmadan ortaya çıkabilir. Bütün lenfadenopati vakalarında uzun bir süre gözlem yaparak takip gerekir ve konvülsiyonların alternatif antikonvülsan ilaçlar ile kontrol altına alınabilmesi için gereken her şey yapılmalıdır.

Kronik alkol kullanımı serum düzeylerini düşürebilirken, akut alkol kullanımı fenitoinin serum düzeylerini yükseltebilir.

Fenitoin ile porfiride alevlenme arasında bir bağlantı kuran izole vaka raporları göz önünde tutulursa, bu ilacı söz konusu hastalıktan şikayetçi hastalara fenitoin uygulanırken dikkat edilmelidir.
Önlemler
Genel
Parenteral fenitoin (bolus yöntemiyle ya da infüzyon yöntemiyle uygulanır) geniş lumenli bir iğne ya da kateter ile büyük bir vene yavaş (yetişkinlerde dakikada 50 mg'ı aşmamak üzere) enjekte edilmelidir. Her intravenöz (IV) fenitoin enjeksiyonundan önce, solüsyonun alkali olmasına bağlı lokal venöz irritasyonu önlemek için aynı iğne ya da IV kateter serum fizyolojik ile yıkanmalı ve ardından steril serum fizyolojik enjeksiyonu yapılmalıdır.

IV fenitoinin damar dışında çıkmasıyla ya da çıkış olmadan, enjeksiyon bölgesinde yumuşak doku iritasyonu ve inflamasyonu meydana gelmiştir. Yumuşak doku iritasyonu hafif duyarlılıktan yaygın nekroza, deride ölü dokunun atılmasına kadar uzanabilir, seyrek olarak amputasyona kadar gidebilir. Subkutan ya da perivasküler enjeksiyon gibi uygun olmayan uygulamalardan kaçınılmalıdır.

Fenitoinin biyotransformasyonu başlıca karaciğerde olur. Karaciğer işlevi bozulmuş hastalar, yaşlı hastalar ya da ciddi hastalık tablosundakilere erken toksisite belirtileri ortaya çıkabilir.
Fenitoin verilmiş olan bireylerin küçük bir bölümünün ilacı yavaş metabolize ettiği gösterilmiştir. Yavaş metabolizma enzim etkinliğinin sınırlı oluşuna ve indüksiyon eksikliğine bağlı olabilir ve genetik faktörlerle belirlendiği anlaşılmaktadır.
Toksik hepatit, karaciğer hasarı ve aşırı duyarlılık sendromu bildirilmiştir ve ender olarak ölüme neden olabilir (Bkz Yan Etkiler/Advers Etkiler).
Deride döküntü meydana gelirse fenitoin kesilmelidir. Döküntü eksfolyatif, purpura ya da bül tarzındaysa ya da lupus eritematosus, Stevens-Johnson sendromu ya da toksik epidermal nekroliz kuşkusu varsa bu ilaca devam edilmemeli ve başka bir tedavi düşünülmelidir (Bkz Yan Etkiler/Advers Etkiler). Döküntü daha hafif tipteyse (kızamık ya da kızıl gibi) döküntü tümüyle kaybolduktan sonra tedaviye geri dönülebilir. Tedaviye tekrar başladıktan sonra döküntü yeniden ortaya çıkarsa bir daha fenitoin tedavisi uygulanması kontrendikedir.
Literatür raporları fenitoin, kraniyal radyasyon ve kortikosteroidlerin aşamalı olarak azaltılması şeklinde bir kombine uygulamanın eritema mültiforme ve/veya Stevens-Johnson sendromu ve/veya toksik epidermal nekroliz gelişmesiyle bağlantılı olabileceğini düşündürmektedir.
Yukarıdaki durumların herhangi birinin görüldüğü hastalarda yapısal olarak benzer bileşikler (örn; barbitüratlar, süksinimidler, oksazolidindionlar ve başka benzer bileşikler) kullanılıyorsa dikkat edilmelidir.
Makrositoz ve megaloblastik anemi meydana gelmiş olsa da, bu durumlar genellikle folik asit tedavisine yanıt verir. Fenitoin tedavisine folik asit eklenirse konvülsiyon kontrolü azalabilir.
İlacın insülin salınması üzerindeki inhibitör etkisine bağlı hiperglisemi bildirilmiştir. Ayrıca fenitoin diyabetli hastalarda serum glukoz düzeylerini de artırabilir.
Fenitoin hipoglisemi ya da başka metabolik nedenlere bağlı konvülsiyonlarda endike değildir. Gerektiği üzere uygun tanı amaçlı girişimler yapılmalıdır.
Fenitoin absans (petit mal) konvülsiyonlarında etkili değildir. Tonik-klonik (grand mal) ve absans (petit mal) konvülsiyonları varsa kombine ilaç tedavisi gerekir.

Serum fenitoin düzeyleri optimal aralığın üstünde kalırsa "delirium", "psikoz" ya da "ensefalopati" olarak adlandırılan konfüzyon tabloları ya da ender olarak geri dönüşsüz serebellum işlev bozukluğu meydana gelebilir. Bu nedenle, ilk akut toksisite belirtisinde serumdaki ilaç düzeyinin belirlenmesi tavsiye edilir. Serum düzeyleri çok yüksekse fenitoin tedavisinde dozun azaltılması gerekir; semptomlar devam ederse fenitoin tedavisinin kesilmesi tavsiye edilir.
Hasta Bilgisi
Hastalar hekimlerine danışmadan önce başka ilaçlar ya da alkollü içecekler almamaları konusunda uyarılmalıdır.
Hastalara deride döküntü meydana gelirse hekimlerine danışmaları söylenmelidir.

Laboratuvar Testleri
Optimal doz ayarlaması yapabilmek için fenitoinin serum düzeylerinin belirlenmesi gerekebilir.

Gebelikte Kullanımı
Epilepsili kadınlarda antikonvülsan ilaç kullanımı ile bu kadınların çocuklarında doğum defekti insidansının daha yüksek oluşu arasında bir bağlantı olduğunu düşündüren birkaç vaka bildirilmiştir. Fenitoin ve fenobarbital ile ilişkili veriler daha kapsamlıdır, ancak bunlar aynı zamanda en sık reçetelenen antikonvülsan ilaçlardır. Daha az sayıda sistematik ya da anekdotal bildirim, bilinen bütün antikonvülsan ilaçların kullanımıyla bir bağlantı olabileceğini düşündürmektedir.
İlaç tedavisi uygulanan epilepsili kadınların çocuklarında doğum defekti insidansının daha yüksek olduğunu düşündüren bildirimlerin kesin bir neden sonuç ilişkisini kanıtlayacağı düşünülemez. İnsanda ilaçların teratojenitesine ilişkin yeterli veri elde etmenin entrensek metodolojik sorunları vardır. Genetik faktörler ya da epileptik durumun kendisi doğum defektlerine yol açmada ilaç tedavisinden daha önemli olabilir. Antikonvülsan ilaç kullanan annelerin büyük çoğunluğunun doğurduğu bebekler normaldir. Status epileptikusa bağlı hipoksiye neden olma ve yaşamı tehdit etme ihtimalinin yüksek olması sebebiyle ilacın majör konvülsiyonları önlemek için uygulandığı hastalarda antikonvülsan ilaçların kesilmemesi önem taşır. Konvülsiyon şiddeti ve sıklığının ilacın kesilmesinde hasta açısından ciddi bir tehdit yaratmayacağı bireysel vakalarda gebelikten önce ve gebelik sırasında ilacın kesilmesi düşünülebilir; ancak minör konvülsiyonların bile gelişmekte olan embriyo ya da fötus açısından tehlike yaratmayacağı güvenle söylenemez. İlacı yazan hekimin, gebe kalabilecek epilepsili kadınların tedavisinde ya da bu kadınlara tavsiyelerde bulunurken bu noktaları değerlendirmesi gerekir.

Fenitoin ve başka antikonvülsan ilaçlar kullanan kadınların çocuklarında yarık dudak/damak ve kalp malformasyonları gibi konjenital malformasyonların insidansında artış bildirilmesine ek olarak, fetal hidantoin sendromu da bildirilmiştir. Bu sendromda fenitoin, barbitürat, alkol ya da trimetadion kullanan annelerin çocuklarında prenatal büyüme geriliği, mikrosefali ve mental gerilik görülür. Ancak, bu özelliklerin tümü birbiriyle ilişkilidir ve sıklıkla başka nedenlere bağlı intrauterin büyüme geriliğiyle bağlantılıdır.

Anneleri gebelik boyunca fenitoin kullanmış olan çocuklarda nöroblastom dahil izole malignite vakaları bildirilmiştir.
Fenitoinin emilimi ya da metabolizmasının değişmesi nedeniyle hastaların büyük bir bölümünde gebelik sırasında konvülsiyon sıklığında artış görülür. Epilepsili gebe bir hastanın tedavisinde gereken doz ayarlamasına yol gösterebilmesi için serum fenitoin düzeylerinin periyodik olarak ölçülmesi özellikle önem taşır. Ancak, muhtemelen doğumdan sonra orijinal doza yeniden dönülmesi gerekecektir.

Fenobarbital ve/veya fenitoin verilen epilepsili annelerin doğurduğu bebeklerde ilk 24 saat içinde yenidoğan pıhtılaşma defektleri bildirilmiştir. Vitamin K'nın bu defekti önlediği ya da düzelttiği gösterilmiştir ve doğumdan önce anneye ve doğumdan sonra yenidoğana verilmesi tavsiye edilir.

Emzirenlerde Kullanım
Fenitoinin düşük konsantrasyonlarda anne sütüne geçtiği anlaşıldığından bu ilacı kullanan kadınların bebeklerini emzirmesi tavsiye edilmez.

Pediyatrik Hastalarda Kullanım
Bkz Kullanım Şekli ve Dozu.

Yan etkiler/Advers etkiler:

Bu ilacın intravenöz kullanımıyla bağlantılı en önemli toksisite belirtileri kardiyovasküler kollaps ve/veya merkez sinir sistemi depresyonudur. İlaç intravenöz yolla hızla uygulandığında hipotansiyon meydana gelir. Uygulama hızı çok önemlidir, erişkinlerde dakikada 50 mg'yi ve yenidoğanlarda dakikada 1-3 mg/kg'ı geçmemelidir. Bu hızla toksisite minimum düzeyde olacaktır.

Kardiyovasküler Sistem: Atriyal ve ventriküler ileti depresyonu ve ventriküler fibrilasyon ile ciddi kardiyotoksik reaksiyonlar ve ölümler bildirilmiştir. Ağır komplikasyonlar en sık yaşlı ya da ciddi hastalık tablosunda olanlarda görülür.

Merkezi Sinir Sistemi: Fenitoin tedavisinde en sık karşılaşılan belirtiler bu sistemle ilgilidir ve genellikle dozla ilişkilidir. Bunlardan bazıları nistagmus, ataksi, konuşmada güçlük, koordinasyon azalması ve mental konfüzyondur.
Baş dönmesi, uykusuzluk, geçici sinirlilik, motor seğirmeler ve baş ağrısı de gözlemlenmiştir. Ayrıca seyrek de olsa, fenotiazin ve diğer nöroleptik ilaçların neden oldukları kore, distoni, tremor ve asteriksise benzer, fenitoine bağlı diskinezi bildirilmiştir.

Uzun süreli fenitoin tedavisi uygulanan hastalarda baskın duyusal periferik polinöropati gözlemlenmiştir.

Gastrointestinal Sistem: Bulantı, kusma, kabızlık, toksik hepatit ve karaciğer hasarı (Bkz Uyarılar/Önlemler).

Deri ve Ekleri: Skarlitiniform veya morbiliform döküntüleri de içeren ve bazen ateşin eşlik ettiği dermatolojik belirtiler. En sık morbiliform döküntü (kızamık benzeri) görülür, diğer tip dermatitler daha seyrek görülür. Ölüme yol açabilecek daha ciddi diğer formlar büllü, eksfolyatif ya da purpuralı dermatit, lupus eritematosus, Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekrolizdir (Bkz Uyarılar/Önlemler).

Hemopoetik Sistem: Fenitoin uygulanmasına bağlı zaman zaman bazıları ölümcül olabilen hemopoetik komplikasyonlar bildirilmiştir. Bunlardan bazıları trombositopeni, lökopeni, granülositopeni, agranülositoz ve kemik iliği baskılanması ile beraber ya da tek başına seyreden pansitopenidir. Makrositoz ve megaloblastik anemi meydana geldiğinde, bu durumlar genellikle folik asit tedavisine yanıt verir (Bkz Uyarılar/Önlemler). Benign lenf düğümü hiperplazisi, psödolenfoma, lenfoma ve Hodgkin hastalığı gibi lenfadenopati bildirilmiştir (Bkz Uyarılar/Önlemler).

Bağdoku Sistemi: Yüz hatlarında kabalaşma, dudaklarda büyüme, gingiva hiperplazisi, hipertrikoz ve Peyronie hastalığı.
Enjeksiyon Bölgesi: İntravenöz fenitoinin damar dışına çıkmasıyla ya da çıkış olmadan lokal iritasyon, inflamasyon, duyarlılık, nekroz ve deride dökülme bildirilmiştir.

Immünolojik: Aşırı duyarlılık sendromu (artraljiler, eozinofili, ateş, karaciğer işlev bozukluğu, lenfadenopati ya da döküntü gibi semptomlar içerir, ancak bunlarla sınırlı değildir), sistemik lupus eritematosus, periarteritis nodosa ve immün globülin anormallikleri meydana gelebilir. Hala seyrek de olsa, bir kaç bireysel vaka bildirimi siyahlarda deride döküntü ve hepatotoksisite dahil aşırı duyarlılık reaksiyonlarının insidansının, artmış olabileceğini düşündürmektedir.

İlaç etkileşimleri:

İlaç Etkileşimleri
Serum fenitoin düzeylerini artıran ya da azaltan ya da fenitoinin etkileyebileceği pek çok ilaç vardır. Serum fenitoin konsantrasyonlarının belirlenmesi özellikle olası ilaç etkileşimlerinden şüphelenildiğinde önem taşır. En sık meydana gelen ilaç etkileşimleri aşağıda belirtilmiştir.

1. Fenitoinin serum düzeylerini artırabilecek ilaçlardan bazıları akut alkol kullanımı, dikumarol, disulfiram, metilfenidat, omeprazol, tiklopidin ve viloksazindir. Aşağıdaki ilaç sınıfları da dahildir.

İlaç Sınıfları, Her Sınıftaki İlaçlar (örnek)şeklinde
analjezik / antiinflamatuar ajanlar; Azapropazon,
Fenilbutazon, Salisilatlar
Anestezikler; Halotan
Antibakteriyel ajanlar; Kloramfenikol, Eritromisin,İzoniazid,Sulfonamidler
Antikonvülsanlar; Felbamat, süksinimidler
Antifungal ajanlar; Amfoterisin B,Flukonazol,
Ketokonazol,Mikonazol,İtrakonazol
Benzodiazepinler / psikotrop ajanlar; Klordiazepoksit,Diazepam Trazodon
Kalsiyum kanal blokerleri / kardiyovasküler ajanlar; Amiodaron Diltiazem,Nifedipin
H2-antagonistleri;
Hormonlar; Östrojenler
Oral hypoglisemik ajanlar; Tolbutamid
Serotonin geri alım inhibitörleri; Fluoksetin

2. Fenitoinin serum düzeylerini düşürebilecek ilaçlardan bazıları antibakteriyel ajanlar/florokinolonlar (siprofloksasin ve rifampin gibi), kronik alkol kullanımı, diazoksit, rezerpin, sükralfat, teofilin ve vigabatrindir.

Molindon hidroklorür fenitoinin emilimini bozan kalsiyum iyonları içerir. Emilim sorunlarının önüne geçmek için, kalsiyum içeren antasit preparatları dahil kalsiyum preparatları ile fenitoinin alım zamanları buna göre ayarlanmalıdır.

3. Fenitoinin serum düzeylerini artırabilen ya da azaltabilen ilaçlardan bazıları şunlardır.

İlaç Sınıfları Her Sınıftaki İlaç (örnek) şeklinde
Antikonvülsanlar; karbamazepin, fenobarbital
sodyum valproat,valproik asit
Antineoplastik ajanlar;
benzodiazepinler,fenotiazinler,psikotrop ajanlar; klordiazepoksit,diazepam

Bunun gibi, fenitoinin karbamazepin, fenobarbital, valproik asit ve sodyum valproatın serum düzeyleri üzerindeki etkileri önceden tahmin edilememektedir.

4. Gerçek bir ilaç etkileşimi olmasa da, trisiklik antidepresanlar duyarlı hastalarda konvülsiyonları başlatabilir ve fenitoin dozunun ayarlanması gerekebilir.

5. Kandaki düzeyleri ve/veya etkileri fenitoin tarafından değiştirilebilecek ilaçlardan bazıları klozapin, kortikosteroidler, kumarin grubu antikoagülanlar, siklosporin, diazoksit, furosemid, lamotrigin, paroksetin, teofilin ve vitamin D'dir. Aşağıdaki ilaç sınıfları da dahildir.

İlaç Sınıfları; Her Sınıftaki İlaçlar (örnek) şeklinde

Antibakteriyel ajanlar; Doksisiklin,prazikuantel,
rifampin,tetrasiklin
Antifungal ajanlar; Antineoplastik ajanlar;
Kalsiyum kanal blokerleri / kardiyovasküler ajanlar; Dijitoksin,Nikardipin,Nimodipin,Kinidin,
Verapamil
Hormonlar; Östrojenler,Oral kontraseptifler
Nöromüsküler blok yapan ajanlar; alkuronyum,
pankuronyum,vekuronyum
opioid analjezikler; metadon
Oral hipoglisemik ajanlar; klorpropamid,glibürid
tolbutamid

İlaç Enteral Beslenme/Beslenme Preparatları Etkileşimi
Literatürde bildirilen vakalar enteral beslenme preparatları ve/veya benzeri beslenme takviyeleri verilen hastalarda fenitoinin plazma düzeylerinin beklenenden daha düşük olduğunu düşündürmektedir. Bu nedenle fenitoinin enteral beslenme preparatlarıyla birlikte uygulanmaması önerilir.
Bu hastalarda serumdaki fenitoin düzeyinin daha sık izlenmesi gerekebilir.

İlaç-Laboratuvar Testi Etkileşimleri
Fenitoin serumdaki proteine bağlı iyot (PBİ) düzeylerinin azalmasına neden olabilir. Ayrıca deksametazon ya da metirapon testlerinde değerlerin normalden düşük çıkmasına da yol açabilir. Fenitoin serum glukoz, alkali fosfataz ve gama glutamil transpeptidaz (GGT) düzeylerinin yükselmesine neden olabilir. Fenitoin kan kalsiyumu ve kan şekeri metabolizma testlerini etkileyebilir.

Kullanım şekli ve dozu:

Antikonvülsid tedavi başlangıcında ve 6 yaşından büyük çocuklarda günde 2x100 mg'la başlanır. Gereğinde 1 hafta aralıklarla günlük doz 100 mg arttırılabilir.(Max. günlük doz 600 mg'dır). Genellikle ortalama doz 200-400 mg'dır. 6 yaşından küçük çocuklarda 4-8 mg/kg hesabıyla günlük doz ikiye bölünerek verilir. Antiaritmik olarak günde 3-4x2 kapsül verilir.
Anahtar Kelimeler: Epanutin 100 Mg 100 Kapsül prospektüsü, neler için kullanılır, etkileri, Epanutin 100 Mg 100 Kapsül yan etkileri, Epanutin 100 Mg 100 Kapsül fiyatı, ilaç bilgileri