Mide


MİDE: Mide, özofagusun sonuyla duodemı-mun (onikiparmak bağırsağı) başlangıcı arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır. Sindirim kanalının en geniş bölümü midedir. Yeni doğan bir çocukta midenin kapasitesi 30 mi ‘yken bu kapasite ergenlik çağında 1000, erişkinlik döneminde ise 1500 mi ‘ye çıkar. Midenin karın ön duvarındaki izdüşümü “Epigastrik”, “Umbilikal” ve “Sol hipokondriak” bölgelere düşmektedir. Midenin iki deliği, iki yüzü ve iki de kenarı bulunmaktadır. Midenin ilk deliği [buna midenin giriş deliği de diyebiliriz) mide ile özofagusun birleştiği, ağızlaştığı noktadadır. Bu deliğe "Kardia deliği" denir. Kardia deliği 11. sırt omuru hizasındadır. Göğüs ön duvarından 10 cm derindedir.


Kesici dişlerden uzaklığı (ağız, farinks ve özofagusu geçerek] 40 cm kadardır. Özofagusun sol kenarı kardia deliği hizasında midenin sol (büyük kurvatür) kenarı ile dar bir açı yaparak birleşir. Bu çalışma bölümüne “Kardia çentiği” denir. Kardia çentiği düzeyinin üstünde kalan mide bölümüne “Fundus” adı verilir. Midenin diğer bölümüne “Pilor deliği” denir. Pilor deliğinin karın ön duvarındaki izdüşümü vücudun orta-dikey hattının 1. bel omurundan geçen yatay hat (transplorik çizgi] ile kesişme noktasının 1-2 cm sağındadır. Mide boşluğu aracılığıyla duodenum boşluğuna bağlanır, yukarıda da kardia deliği aracılığıyla Özofagus Doşıuguııa Dağlanmıştır. Genel bir kural olarak, daha doğrusu normal koşullarda besinlerin akışı özofagustan mideye, mideden de duodenuma doğrudur. Ancak bu değişmez bir kural değildir. Bazı durumlarda örneğin kusma sırasında, midedeki besinler ters bir akışla özofagusa, oradan da ağız yoluyla dışarı atılabilir. Bazı mide ülserinde olduğu gibi, duodenumdaki safralı sindirilmiş besinler mideye geri akabilir. Mideye doğru olan bu geri akıma “Regürjitasyon” denir. Regürjitasyon mideden özofagusa doğru da olabilir. Diğer bir anlatımla, sindirim kanalında besinlerin normal yollarının tersine olarak, bir bölgeden bir başka bölgeye geri geçmelerine regürjitasyon (geğirme) denir. Regürjitasyon normal bir olay değildir. Midenin iki kenarının bulunduğunu belirtmiştik. Bu kenarlardan biri midenin sağında, diğeri de solunda bulunmaktadır. Sağdaki kenara “Küçük kurvatür”, soldakine de “Büyük kurvatür” adı verilir.



Midenin bölümleri


Midenin küçük kurvatürü (küçük kenar] midenin sağında kardia ile pilor delikleri arasında uzanmaktadır. Küçük kurvatür, yukarıdan aşağı doğru bir süre özofagus sağ kenarıyla aynı doğrultuda devam ettikten sonra, kendi üzerinde sağa doğru açılaşarak devam eder. Bu acılaşmanın en keskin olduğu bölgeye “Angular insisura” denir. Midenin solunda bulunan “Büyük kurvatür” (Büyük kenar), büyük kurvatürden 4-5 kat daha uzundur.


Büyük kurvatür de midenin iki deliği arasında uzanmaktadır. Üstte, kardia çentiği düzeyinin üstünde kalan büyük kurvatür bölümü, midenin fundus bölgesine aittir. Büyük kurvatür “Angular insisura”nm hemen karşısına rastlayan bölgede bir şişlik gösterir. Bu şişlik, midenin “Pilor” bölümünün başlangıcına uymaktadır. Pilor bölgesi, sağda pilor deliğiyle son bulmaktadır. Midenin pilor bölgesi aslında ikiye ayrılmıştır. Bunlardan solda ve “İnsisura angularis”e daha yakın olanına “Antrum” denir. Sağda olanına (püor deliğiyle antrum arasında bulunmaktadır) “Püor kanalı” denir. Pilor kanalı 2-3 cm kadardır. Antrumla pilor kanalı arasında, büyük kurvatürde bir çöküntü görülür. Bu çöküntü pilor kanalıyla antrum arasındaki sınırı çizer ve “Sulkus intermedius” adını alır. Mide boşken duvarları birbirine değer. Boş durumdaki midenin duvarlarını, duruşu gereği üst ve alt olarak adlandırmak gerekir. Oysa mide dolu olduğunda ön duvar “Üst”, alt duvar da “Arka” duvar olmak üzere durum değiştirir. Bu nedenle midenin bu iki durumunu da tanımlayan şu terimler daha uygundur: “Ön-üst duvar” ve “Arka-alt duvar”. Midenin duvarlarım kolay anlaşılır olması nedeniyle, “Ön-üst yüz” ve “Arka alt yüz” olarak adlandıracağız. Midenin iç yüzü incelendiğinde, mide duvarlarının mide boşluğuna doğru çok sayıda kıvrımlar biçiminde çıkıntılar yaptığı görülür. Pilor deliğinin çevresinin de pilor kanalının duvarından kaynaklanan bir çıkıntıyla kapandığı görülür. Bu çıkıntı midenin “Pilor sfinkteri”ne bağlıdır. “Pilor sfinkteri”, midenin bu bölgesinde kasların kalınlaşarak oluşturdukları bir büzgendir. Bu büzgen gevşediğinde, yani “Pilor sfinkteri” gevşediğinde, pilor deliği açılır ve böylece mide içindeki yarı sindirilmiş besinler duodenuma geçerler.


Soru


Akut mide iltihabı, kronik biçime dönüşebilir mi?


Cevap

Genellikle akut gastrit birkaç günde iyileşir. Bazen hastalık etkenleri­nin mide mukozası üzerinde sürekli yıkıcı etkisi, kronik lezyonlara ve sonuç olarak kronik mide iltihabına neden olabilir.


Soru

Çocuklarda mide-onikiparmakbağırsağı ülseri görülebilir mi?


Cevap

Çocukta mide-onikiparmakbağırsağı ülseri çok az görülür. Görüldüğünde de bu, gerek belirtiler, gerek mide filminde saptanan bulgular açısından erişkin­deki ülserlerden farklı olabilir.


Soru


Çocuklarda mide-onikiparmakbağırsağı ülseri görülebilir mi?


Cevap

Çocukta mide-onikiparmakbağırsağı ülseri çok az görülür. Görüldüğünde de bu, gerek belirtiler, gerek mide filminde saptanan bulgular açısından erişkin­deki ülserlerden farklı olabilir.


Soru


Besin zehirlenmesi mide iltihabına neden olabilir mi?


Cevap

Evet. Bakteri toksinlerinin (örneğin stafilokok, salmonella tipi bakteri­lerin ürettiği zehirli maddeler) bulaştığı yiyecekler akut mide iltihabı­na neden olabilir. Bunlar, buzdolabında korunan besinlerde (dondur­ma ve kremalar, iyi kapanmamış kaplarda saklanan yiyecekler) daha sık görülür. Bu olgularda şiddetli kusma ve ishal vardır. Özellikle ço­cuklarda tehlikeli sonuçlara yol açan aşın sıvı kaybma (dehidratasyon) dikkat edilmelidir.


Soru


Mide iltihabı hastalarının kullanamayacağı ilaçlar var mıdır?


Cevap

Evet. Aspirin başta olmak üzere iltihap giderici ilaçlar ile kortizon grubu ilaçların, yoğun kanamayla birlikte aşınmalı mide iltihabına ne­den olabileceği unutulmamalıdır.