CİNSEL İKTİDARSIZLIK ( İMPOTANS ):
İmpotans, erkeğin normal bir koitus için yeterli bir penis ereksiyonu gerçekleştirememesi durumudur.İmpotans nedenlerini psikolojik, bedensel ve yaşlılık olmak üzere üç grup altında inceleyebiliriz.İmpotans vakalarının yaklaşık olarak % 9O’ı psikolojik nedenlere bağlıdır. Bunlardan bazılarını şöyle özetleyebiliriz.
Cinsel ilişkiden suçluluk duyma, korkma, depresyon, eşin cinsel ilişkide tamamen pasif kalması, eşini memnun etmeyi aşırı derecede istemek, eşe karşı engellenmiş fakat uzun süren aşın istek duymak, eşini memnun edememekten korkmak, heyecan, sinirlilik, eşine gücenmek. Bazı vakalarda ise impotansın nedeni belli bir yer, belli bir saat veya belli bir cinsel birleşme pozisyonu olmaktadır. Bedensel nedenlere bağlı impotanslar da şöyle özetlenebilir; Şeker hastalığı, alkolizm,sarhoşluk, uyuşturucu madde alışkanlığı, amfetamin kullanımı, bazı sinir sistemi hastalıkları (örneğin multiplskleroz, bazı omurilik kesilmeleri) hipotiroidizm, hipofiz bezi yetmezliği Yaşlılıkta împotans gelişmesi bir kural değildir. 80 yaşma ve daha sonralarma kadar cinsel istek ve ereksiyon, varlığını koruyabilir. împotans nedenleri yukarıda belirttiklerimizden çok daha fazladır. Tedavi etkene göre değişmektedir. Fakat vakaların % 90′ının psikolojik kökenli olduğu anımsandığmda bu konuda psikiyatristlereÖnemli görevler düştüğü ortaya çıkar. Günümüzde yapılan ayrıntılı çalışmalar, impotans vakalarında organik nedenlerin sanılanın üstünde olduğunu ortaya kovmuştur. Aşağıda organik impotans nedenleri sıralanmıştır:
1. Anatomik bozukluklar: Testislerin yokluğu -epispadias, hipospadias -mikrofallus – pimozis -peyronie hastalığı.
2. Kalp-akciğer hastalıkları: Angına pektoris -miyokart infarktüsü – amfizem.
3. İlaçlara bağlı impotans: Alkol, amfetaminler (uyarıcılar), antihistaminler, barbitürat ve bro-mürler, kokain, eroin, morfin, imipramin, reser-pin, digital, aşırı nikotin.
4. Hormonal bozukluklar: Akromegalie, Addison hastalığı, Cushing Sendromu, diabet (Şeker hastalığı), hipotiroidi, tireotoksikoz.
5. Kan hastalıkları: Lösemi, anemi, Hodgkin hastalığı.
6. Metabolik hastalıklar: Karaciğer sirozu – Böbrek yetmezliği
7. Nörolojik hastalıklar: Beyin tümörleri. Parkinson hastalığı, Tabes dorsalis, elektroşok tedavisi.
8. Cerrahi: Abdominoperineal rezeksiyonlar, sis-tektomi, sempatektomi beyin ameliyatları.
9. Damar hastalıkları: Aort anevrizmaları, iliak arter tıkanmaları; Leriche Sendromu, arterioskle-roz, priapizm.
10. Ötekiler: Bazo metal zehirlenmeleri, radyasyon, travma.
TANI
Cinsel iktidarsızlık hep korku ve tedirginlik yaratan bir sorun olmuştur. Hasta ve hekimin ilk karşılaşması hekimhasta İlişkisinin sağlıklı gelişmesi bakımından büyük önem taşır.
Hasta yalnız fiziksel olarak değil, sosyokültürel ve psikolojik olarak da değerlendirilmelidir. Böylece tedavinin .başarıya ulaşması daha kolaylaşır. 4&. Her durumda organların incelenmesine öncelik vermek gerekir. Bu tür bozukluklar genellikle belirti vermesine karşılık, sinsi bir süreç izleyen organik bozukluklar da araştırılmalıdır. En küçük olasılıkları bile göz ardı etmeden yapılacak gözle muayeneden radyolojik araştırmalara ve laboratuvar incelemelerine kadar uzanan geniş bir inceleme süzgecinden geçirilecek hastanın var olabilecek organik bozuklukları açığa çıkarılmalıdır. Organik bir bozukluğu olan hastanın psikoterapiye gönderilmesi hastalığını daha iyi kabullenebilmesi dışında hiçbir yarar sağlamaz.
Tam için hastayı yıpratıcı “ağır” incelemelere girişmek de yersizdir. Hastalığa doğru yaklaşım, tam yöntemlerinin seçimini de kolaylaştıracaktır. Hastanın Özgeçmişi sertleşme bozukluğunun nedenini ortaya çıkarabilir. Hastadan cinsel sorununu kesin, ayrıntılı ve yanıltıcı olmayacak biçimde tanımlaması istenir. Sertleşme sorununun cinsel istekte azalma, boşalma bozukluğu ya da orgazm olamama gibi durumlarla birlikte görülüp görülmediği sorulur. Özellikle sertleşme, boşalma ve orgazmın mastürbasyon ile gerçekleşip gerçekleşmediğini ortaya çıkarmak büyük önem taşır. Ayrıca bunların yeni bir eşle mi yoksa her zamanki eşle mi, gece mi yoksa uyanıkken mi olduğu da sorulur.
Doktor muayenesinde nörolojik bozukluklara ilişkin çok az bilgi elde edilebilir. Eşeysel organların İncelenmesinde ikincil eşey (cinsiyet) özellikleri, göğüs büyümesi olup olmadığı, erbez-leriyle prostatın büyüklüğü ve kıvamı, bağdoku artmasına ilişkin bir durumu dışarda tutmak için kamışın dikkatle incelenmesi gibi noktalara özen gösterilir. Muayene sertleşmemiş durumdaki kamışın incelenmesiyle tamamlanır. Peyroni hastalığı ya da yaygın biçimde kamış sertliği olarak bilinen durum ak-kılıf katmanında ya da gözenekli cisimlerde lifli dokunun artmasıyla açıklanır. Esnek olmayan bu doku, sertleşme sırasında kamışın anatomik yapısında kıvrılma, büzülme gibi biçim bozukluklarına yol açarak birleşmeyi zorlaştırır.
Bu nedenle hastadan Polaroid tipi makineyle kamışının sertleşme durumunu değişik açılardan gösteren fotoğraflar çekmesini istemek yararlı olabilir.
Cinsel iktidarsızlık tanısı koyarken sertleşme ve boşalma bozuklukları arasında ayırım yapmak ve bunlara bağlı organik ya da işlevsel nedenleri değerlendirmek gerekir.
• Sertleşme bozuklukları v Mn n
- Organik kökenli bozukluk olasılığını yükselten belirtiler: Karşı cinsle ilişki kurma sorunları olmayan bir kişide giderek sertleşme bozukluğunun baş göstermesi, kamışta soğuklukla birlikte görülen yetersiz sertleşme ve her sertleşmenin olması gerekenden kısa sürmesi.
Bu belirtilerin hepsi atardamar ve sinir sistemine yönelik incelemeleri gerektirir.
- işlevsel kökenli bozukluk olasılığını yükselten belirtiler: Bazen tam istendiği gibi gerçekleşen birleşmelerin de görüldüğü yerine göre sertleşme durumları.
• Boşalma bozuklukları
- Erken boşalma olgularının çoğu işlevsel ve psikolojik nedenlere dayanır.
- Daha çok işlevsel kökenli olan geç boşalma özellikle eşler arasındaki ilişkinin sorunlu olmasına bağlıdır.
- Spermasız boşalma, sertleşmeden boşalma ya da içe boşalma hekimi organik bir neden arayışına yöneltir.
İNCELEMELER
Laboratuvar incelemesinde, aç kamına
kan şekeri ve lipit (kolesterol ve trigliserit) düzeylerinin Ölçülmesi, karaciğer ve böbrek işlevlerinin değerlendirilmesi önemli bilgiler sağlar.
Hormon incelemesinde, testosteron, prolaktin ve erbezlerinden hormon salgılanmasını uyaran hipofiz hormonlarının kandaki düzeyine bakılır (FSH, LH).
• Uyarı potansiyelleri – Burada söz konusu olan, uyarıya karşı duyarlılık düzeyi ve verilen tepkinin hızıdır. Hastalığın sinir sistemine ilişkin bir bozukluktan kaynaklanabileceği kuşkusu varsa beyin kabuğu (korteks) ve kuyrukso-kumu uyan potansiyelleri ölçülerek kesin bir sonuca varılabilir.
Elektrik verilerek kamış derisi uyarılır ve sünger si-soğancık(bulbokaver-nöz) kasına iğne biçiminde bir elektrot bağlanarak uyarı ve kasın bu uyarıya verdiği ilk kasılma arasında geçen zaman ölçülür. Sinirler bozuksa uyan geç iletilir. Böylece kas kasılmaz ya da zayıf kasılır.
Normal değer yaklaşık 40 milisaniyedir. Sertleşmeyi sağlayan refleksin duyarlılık düzeyi, kamışın üst sİnirinde-ki iletim hızı ölçülerek de ortaya çıkarılabilir.
Bazı uzmanlar gece sertleşmesi testi yaparak iktidarsızlığın organik mi, yoksa psikolojik kökenli mi olduğu konusunun aydınlatabileceğini öne sürmüşlerdir. Bu testte kamış ucu ve köküne yerleştirilen halkalar yardımıyla uyku sırasında sertleşme olup olmadığı üst üste üç gece gözlenir. Kamış sertleştiğinde sertlik ve derecesi kaydedilir. Gece sertleşmeleri psikolojik kökenlidir ve uykunun değişik evrelerine bağlı olarak kendiliğinden gerçekleşir. Bu tür sertleşmeler üreme sistemiyle ilgili uyanlardan ve idrar kesesindeki basınçtan bağımsız olduğu için refleks olarak nitelenemez.
Gece sertleşmelerinin süresi, sıklığı ve şiddeti yaşa bağlı olarak değişir. 15 yaşındaki bir gencin kamışı uykuda ortalama 4 kez ve toplam 30 dakika sertleşirken, aynı kişi 70 yaşma geldiğinde kamış sertleşmesi 2 keze iner ve sertleşme süreleri de kısalır. Bu’ test çok sayıda yanıltıcı olumlu sonuçlar verebildiğinden, güvenilir bir tanı yöntemi olarak görülmemelidir. Aynca uyku sırasında sertleşmeyi sağlayan sinir iletimi kanallarının cinsel ilişki sırasında kullanılan kanallardan farklı olduğu da öne sürülmüştür.
• Kamışta kan dolaşımını inceleyen testler – Geçmişte kamıştaki atardamar dolaşımım inceleyen birçok test geliştirilmişti. Ama bu testlerin büyük bir bölümü kamış yumuşakken uygulandığı için başarılı sonuçlar vermedi. Daha sonra gözenekli cisim içine damar genişletici ilaçlar vererek kamışın sertleşmiş durumda incelenebilmesi sağlandı. Bu yöntemin kullanılması cinsel iktidarsızlık konusuna olan yaklaşımda bir devrim yarattı. Daha Önce de belirtildiği gibi kamış sertleşmesi, damar ve sinir sistemlerini ilgilendiren bir olaydır. Atardamarlar genişler, gözenekli ve süngersi cisim boşluklan kanla dolar, genişleyen bu dokular toplardaman sıkıştırarak kanın kamıştan çıkmasını önler. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda gözenekli cisim içine verilen papaverin ya da prostaglandin El (PG El), sertleşme sağlayan sinirlerde elektrik uyansı sonucu oluşan yanıta benzer bir yanıt alınmasını sağlamıştır.
Günümüzde çoğu araştırmacıya göre, 40 mg papaverin ya da 10 mikrog-ram PG El’in gözenekli cisme verilmesiyle 10 dakikadan kısa bir süre içinde 30 dakikadan uzun sertleşmenin sağlanması, atardamarlarda bir sorun olmadığını gösterir. Öte yandan sertleşmenin kısa sürede gerçekleşip çabuk sönmesi, toplardamar yetmezliğini düşündürür.
Atardamar yetmezliğinin var olduğu durumlarda sertleşme için gerekli süre 20 dakikayı aşabilir. Damara etki eden ilaçların gözenekli cisme verilerek sert-leştirilen kamışın atardamarlarındaki kan akışı ultrasonografa bağlı Doppler aygıtıyla incelenebilir. Böylece gözenekli cisim atardamarının iç çapı, ayrıca damar genişletici ilacın verilmesinden önce ve sonraki kan akımı da ölçülebilir.
Normal test sonuçlarına göre damar genişletici ilaç verildikten sonra atardamar çapı yüzde 75′i aşan bir oranda genişler ve kan akımı saniyede 30 cm hıza ulaşır. Eğer çap artışı yüzde 25′ten az, kan akım hızı saniyede 20 cm’nin altında ise hastada atardamar yetmezliğinden söz edilebilir.
Sertleşme sırasında toplardamar kaçağı ya da atardamar darlığı olup olmadığını belirlemek için daha ileri araştırmalara girmek gerekir. Bu araştırmalar temel olarak gözenekli cisimdeki kan toplanma durumunu gösteren ölçümlere, ayrıca kamış ve kalça kemeri bölgesinin atardamarlarına yönelik arteriyo-grafilere (atardamarın kontrast madde verilerek görüntülenmesi) dayanır.
Gözenekli cismin durumunu inceleyen yöntemlerden biri olan kaverozometri için hastanın hastaneye yatmasma gerek yoktur. Bu yöntemde gözenekli cisme 40 mg papaverin ya da 20 mg papaverin ile 1 mg fentolamin verilip kamış köküne esnek bağ sarılır. Bu bağ yaklaşık 2 dakika sonra çözülür. Gözenekli cisimdeki basınç yaklaşık 15 dakika boyunca saptanır.
Bulunan değerler 90 mmHg’yi (milimetre cıva basıncı) aşıyorsa hastanın atar ve toplar damar mekanizmalarında bir bozukluk yoktur. Bu basınca ulaşılamıyorsa dakikada 5 mi hızla, 36°C sıcaklıkta Ringer eriyiği ya da serum fizyolojik verilir. Bu uygulama basınç artışı durana değin sürer. Erişilen en yüksek basınç değeri kaydedildikten sonra gözenekli cisim içindeki basınç yeterli bir düzeye çıkana kadar dakikada 15 mi hızla serum verilmesi sürdürülür. Basınç 90 mmHg’yi aşınca serum verme hızı azaltılır ve basıncı 90 mmHg’de tutmak için gerekli serum verme hızı belirlenir. Daha sonra serum 5 dakika için kesilir ve basınç kaydına ara verilir. Bu aşamada kavernozografiye geçilir: Ringer eriyiği ya da serum fizyolojik ile l’e 1 oranında sulandırılmış 30-50 mi kontrast madde hastaya hızla verilir. Daha sonradikey, eğik, sol ve sağ yanlardan röntgen çekilir.
• Psikolojik değerlendirme -
Nedeni ne olursa olsun, sertleşme bozukluğunun psikolojik uzantılarının da bulunduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle, sertleşme bozukluğunda cerrahi yaklaşımdan önce (protez takılması ya da damar cerrahisi) hastalığın psikolojik etkileri ayrıntılı biçimde irdelenmeli, olası sonuçlar açık biçimde ortaya konmalıdır.anîsbüzgen kasının kasılması
İktidarsızlık Tedavisi
Her hastalıkta olduğu gibi sertleşme bozukluğunda da tedavinin başarısı, tanının doğru konması ile yakından ilişkilidir. Hormon kaynaklı sorunlarla ilgili olarak, kandaki testosteron düzeyinin sertleşmede tek etken olmasa bile önemli bir rol oynadığı kanıtlanmıştır. Ayrıca ruhsal çöküntü dönemlerinde kandaki testosteron düzeyinin ve cinsel isteğin azaldığı, sertleşme durumunun olumsuz etkilendiği bilinmektedir. Er-bezlerindeki işlev bozulduğuyla ilgili olarak ortaya çıkan durumun erbezlerinden mi, yoksa hipotalamus ya da hipo-fizden mi kaynaklandığı belirlenmelidir. Bunun için olası birincil hipotalamus tümörleri ya da başka organ tümörlerinin hipotalamusa sıçrama olasılığı dikkate alınmalıdır.
Erbezlerinin kendinden kaynaklanan işlev bozukluğunda düzeyi zaten yükselmiş olan gonadotro-pinle tedaviye gerek yoktur. Bu olgularda tek tedavi yöntemi hastalara ilaç halinde hazırlanmış testosteron verilmesidir. Kanda prolaktin düzeyinin yüksek olması, sık sık cinsel işlev bozuklukla-nyla birlikte görülen hormon bozuklu-, ğudur. İlaçların yan etkisine bağlı ol rak gelişebildiği gibi, hipotalamus ya < hipofız tümörlerinden de kaynal^lanabi-j lir. Tiroit hastalarının tedavi edilmesi ve şeker hastalarında metabolizma dengesinin düzene konması bu kişilerdeki cinsel sorunlarda da iyileşme sağlar.
• Damarları etkileyen ilaçların gözenekli cisim içine enjekte edilmesi -
nir sistemi, damar sistemi ve psikolo kaynaklı sertleşme bozukluklarının davisinde gözenekli cisim içine, dam ‘ lan etkileyen ilaçlann verilmesi öne bir yeniliktir. Bu tedavide en sık ku nılan ilaçlar papaverin, fentolamin son yıllarda prostoglandin El’dir. Bu ilaçların ayrı ayrı ya da birlikte kullanılması durumunda yan ikiler ve uzun dönemde başka bo Kİar görülebilir. Daha önemsiz ola . iğnenin girdiği bölgede geçici ağrı, cücük morarma ve kanamalar oluşabilir.
Olguların yaklaşık yüzde 6-10′unda ortaya çıkan en Önemli yan etki iğneden sonra sürekli sertleşme durumunun gö-rülmesidir. Olguların yaklaşık yüzde 4′ünde ise birkaç ay boyunca yinelenen tedaVi sonucu iğne yapılan bölge dışında da sertlikler görülür. Bazı olgularda kendiliğinden kaybolan bu sertlikler tedaviye engel oluşturmaz. Ama bazen kamış protezi uygulanmasını da güçleştiren bir lifsi doku gelişebilir.
Bu yöntemin görece basit ve güvenilir olması, hastaların kendilerine iğne yapabilmelerini sağlar. Hastalara, iğne yapmanın tüm evreleri ve yan etkilerine ilişkin bilgi verilerek, bu tedaviyi kendi istekleriyle kabul ettiklerim gösterir bir belge imzalatılır. Kendine iğne yapmak isteyen hastalar kısa bir kurs görerek, siyeği ve kamış sırtındaki sinir ve damarları delmeden gözenekli cisim içine iğne yapmayı öğrenirler.
Gözenekli cisim içine iğne yapmak, derialtma iğne yapmaktan farklıdır. Gözenekli cisme ilacı vermeden önce, kanın şırınga içine çekilmesine gerek yoktur. Hasta iğnenin gözenekli cisme girdiğini, geçilen dokuların gösterdiği direnç farkım hissederek anlamalı ve bundan emin olmalıdır. Gözenekli cisim dı-Şina yapılan iğnenin lifsi doku gelişme olasılığını yükselttiği görülmüştür.
Uzmanlar için önemli bir konu, uygulanacak ilaç ve dozun seçimidir. Hastanın hekim tarafından belirlenen doza sadık kalması ve haftada bir-iki iğneyi aşmaması çok önemlidir. Sonuç olarak, bu uygulamanın uzun dönemde ortaya çıkan yan etkileri ve hastaların iğne yapmaktan hoşlanmaması nedeniyle geçici bir tedavi yöntemi olduğu belirtilmelidir.
• Cerrahi tedaviler – Son yıllarda organik ve Özellikle damar kökenli cinsel iktidarsızlık tedavisinde başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Bu başarı sertleşme sırasında kanın atar ve toplar damarlardaki akışının daha iyi bilinmesi, arteriyografı, kavemozometri (gözenekli cisme serum fizyolojik verilerek sertleşme derecesi ve süresinin ölçülmesi) gibi tanı yöntemlerindeki gelişmeler ve mikrocerrahi tekniklerindeki ilerlemelerden kaynaklanmaktadır. Cerrahi tedavi ile en başarılı sonuçlar, travmaya bağlı atardamar hasarı görülen genç hastalarda elde edilmektedir. Bu gruptaki hastalarda atardamar ağı genellikle iyi durumdadır.
Toplardamar kaynaklı cinsel iktidarsızlık 5 alt grupta incelenebilir: 1 – Büyük toplardamarların doğrudan gözenekli cisim içinden çıkması. Bu durum gençlerde görülen doğuştan iktidarsızlık nedeni olabilir.
2- Akkılıf katmanındaki zayıflamalar sonucu geniş toplardamar kanallarının oluşması. Bu durum yaşlı hastalarda görülür.
3- Gözenekli cisim düz kaslarının toplardamarların sıkışmasına yol açacak kadar gevşeyememesi. Bunun nedeni lifsi doku oluşumu ya da kaslarda gerileme (atrofi) ve işlevsel özelliklerin kaybolması olabilir.
4- Sinir iletiminde görevli kimyasal maddelerin yetersizliği. Bu durum sinirsel ve psikolojik kaynaklı iktidarsızlıkta görülebildiği gibi, çok sigara içenlerde de görülür.
5- Gözenekli cisim ile süngersi cisim arasında doğuştan olağandışı bağlantı yollarının bulunması, sürekli sertlik durumunun tedavisi sonrasında kamış başı ile gözenekli cisim arasında açık kanallar kalması ya da siyekte yapılan cerrahi girişimler sonucunda gözenekli cisim ve süngersi cisim arasında bağlantı oluşması.
Cerrahi tedavinin başarısı, toplardamar kaynaklı sertleşme bozukluğu tipinin tam olarak ne ve atardamar sisteminin durumuna bağlıdır. Yukarıdaki sıralamada 1. ve 5. gruba giren olgularda doğuştan ya da sonradan ortaya çıkan kanalın bağlanarak olağandışı toplardamar oluşumunun ortadan kaldırılması başarılı sonuçlar verir. Ama 2. ve 3. gruba giren olgular-daki cerrahi girişimlerin başarı olasılığı düşüktür. Bu olguların çoğunda kamış protezlerinin kullanılması yoluna gidilir. 4. gruptaki cinsel iktidarsızlık olgularında ise cerrahi girişim uygulanmaz.
Cerrahi girişimler kamış duyarlılığının azalmasına, kamışın kısalmasına yol açan nedbelerin ortaya çıkmasına ve ameliyat sonrası uzun süren ödem görülmesine neden olabilir.
Tedavi edilen ve uluslararası düzeyde yayınlanan olgu sayısının azlığı nedeniyle bu hastalıktaki cerrahi girişimlerin başarı oranım belirlemek zordur. Gene de tedavi edilen olguların yüzde 50′den fazlasında başarılı sonuçlar alındığı söylenebilir.
• Kamış protezleri – Sertleşme bozukluğunun tedavisinde kamış protezlerinin kullanıma girmesi de önemli bir adımdır. Bu tedavi yöntemi 50 yılı aşkın bir süredir uygulanmaktadır. İlk protezler kıkırdaktan yapılıyordu. Daha sonra doğal maddelerin çözünme sorununa karşı protez yapımında yapay maddeler kullanıma girdi. Bu dönemde iki tip protez geliştirildi: Yan sert ve şi-Şİrilebilir protezler. Bütün hastalar için en uygun tek bir bilir ve yıllar boyunca karşılaşacakları mekanik aşınmaya daha dayanıklıdırlar.
Yan sert protezlerdeki son gelişmelerden biri bükülebilir protezlerdir. Bu protezler içerdikleri bükülebilen bir gümüş telden ötürü istenen duruma getirilebilmekte, dolayısıyla estetik açıdan daha iyi sonuçlar vermektedir.
Psikolojik ve estetik açıdan daha olumlu sonuçlar verecek, işlevsel bakımdan doğala yakın protez talebinin artması karşısında 1973′te şişirilebilir kamış protezleri geliştirildi. Gözenekli cisimler için iki silindir, bir depo ve pompadan oluşan bu protezin, olumlu özellikleri yanında silindirlerden sıvı kaçağı, silindirlerin genişlemesi ve enfeksiyon tehlikesinin yüksekliği gibi yan etkileri de vardır. Şişirilebilir protezlerin olumsuz yönleri yıllardan beri sürdürülen araştırmalarla giderilmeye çalışılmaktadır.
Kamış protezi takılacak hastaların kendilerine uygulanacak yöntemin yan etkileri ve yaratacağı sorunlara ilişkin bilgilendirilmesi gereklidir. Protez psikolojik muayeneler ve testlerden sonra takılmalıdır. Ayrıca bu girişimin geriye dönüşsüz olmadığı, hoşnut kalmama durumunda başka bir protezin denene-bileceği de anlatılmalıdır.
• Dışarıdan uygulanan araçlar – Cinsel iktidarsızlığın tedavisinde dışarıdan uygulanan araçlardan da kısaca söz etmekte yarar vardır. Burada dölyoluna girişi sağlayacak kadar sertleşme ve sertleşmenin sürmesini sağlayan araçlara değinilecektir. Bunlar temel olarak vakumla kamışa kan hücumunu sağlayan ve bu kanı bir süre koruyan aygıtlardır. Osborne’un ErecAid System’i plastik silindir, emme yaratan pompa, bağlantı borusu ve esnek banttan oluşur. Kamış silindir içine yerleştirilir. Daha sonra pompa yardımıyla sağlanan emme kuvvetinin yarattığı negatif basınçla kamışa kan hücum etmesi sağlanır. Böylece normaldekine benzer bir sertleşme elde edilir. Sertleşmenin sürekliliği penis kökünü saran esnek bantla sağlanır. Bu İşlemlerden sonra sertleşmiş kamış silindirden çıkarılır. Sertlik 30 dakikadan az bir süre boyunca korunabilir.
Daha değişik bir tasarımın ürünü olan Synergist Erection System’da saydam silikondan yapılmış bir prezervatif kullanılır. Yumuşak kamışı destekleyecek kadar sert olan bu prezervatif kamışa geçirildikten sonra bir boru yardımıyla emme kuvveti yaratılır. Daha sonra borudaki vana kapatılarak penis köküne doğru katlanır. Kullanıldıktan sonra vana açılarak araç çıkarılır.
Bu araçların görece kullanışlı, güvenilir ve ekonomik olma üstünlükleri vardır. Ayrıca cerrahi girişim gerektirmedikleri ve başka ilaç tedavileri il& etkileşim göstermedikleri için istendiği an kullanılabilirler. En önemli olumsuz yönleri ise belirli bir el yatkınlığı istemeleri ve sertleşme süresinin yarım saatin altında kalmasıdır. Ayrıca bu araçların pıhtılaşma bozukluğu olan hastalarda son derece dikkatli kullanılması gerekir.
SONUÇLAR
Cinsel sorunlar karmaşık bir araştırma konusudur. Eskiden göz ardı edilen nedenlerin günümüzde daha iyi anlaşılması ve uygulamadaki ilerlemeye karşın, cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde çeşitli sorunlarla karşılaşılmaktadır.
İleri tam teknikleri, ilaç tedavisi ve Özellikle gözenekli cisim içine verilea damarlara etkili ilaçlar bu alanda önemli bir gelişme sağlamıştır. Ayrıca, gözenekli cisimlerdeki damar ağının mikro-cerrahi yöntemleriyle yeniden düzenlenmesi ve kamış protezleri sayesinde doğal sertleşmenin daha başarılı bir biçimde taklit edilebilmesi, bir zamanl» psikolojik kaynaklı olduğuna inanıl» sorunlara daha kolay çözüm bulunmasını sağlamıştır.
Bununla birlikte, tıbbi ve cerrahi tedavilerin yüksek iyileşme olasılığı sunmasının yanı sıra bütün cinsel sorunluda olduğu gibi sertleşme bozukluğunda da sorunun işlevsel ve kadın-erkek ilişkisinden kaynaklanan yönleri olduğa unutulmamalıdır. Bu nedenle hekim hastasını yalnızca “çalışmayan bir organ” olarak görmemeli, onu karmaşfc sorunları olan bir birey olarak değerlendirmelidir. Cinsel sorunları nedeniyle uzmana başvuran hasta bunu yalım sertleşme bozukluğuna çözüm aramak için değil, kendi değerlerini, korkulana ve yaşam görüşünü karşısındaki kişiye aktarmak için de yapar. Uzman, bu ine-sajlan anlamalı ve sertleşme bozukluğunun nedeni organik de olsa, hasta kişiliğini ve ilişkilerini dikkatle incelemelidir.