Bel Soğukluğu
GONORE (BEL SOĞUKLUĞU):
Gonore, ‘Nayseria gonorea’ adlı mikroorganizmanın, her iki cinste, özellikle üreme organlarında oluşturduğu ve kendisini cerahatli bir iltihap biçiminde ortaya koyan bir bulaşıcı hastalıktır. Gonore üreme organlarını tutabileceği gibi anus, boğaz, eklemler, perikard (kalp zarı), miyokard (kalp kası) deri ve gözü de tutabilir. Bulaşma çoğunlukla cinsel ilişkiyle olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WH0) açıklamasına göre dünyada her yıl 250 milyon kişi (kadın-erkek-çocuk) gonore infeksiyonuna yakalanmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl 3 milyon kadar gonore vakası saptanmaktadır. Bu vakaların % 9O’ı 30 yaşın altındayken % 25′i 18 yaşın altındadır. Bulaşma çeşitli biçimlerde olur. Fakat değişmeyen kural infeksiyonun insanlar aracılığıyla bulaşmasıdır. Nayseria gonorea mikroorganizmasını vücudunda taşıyan herkeste hastalığın belirtilerinin ortaya çıkması şart değildir. Nitekim kadın hastaların % 60′ında hastalık belirti vermez. Gerek erkek ve gerekse kadınlardaki bu gibi belirtisiz gizli vakalar, hastalığın bulaşma yoluyla yayılmasında büyük rol oynarlar, tnfeksiyonu taşıyan kadın veya erkekler cinsel ilişkiyle hastalığı karşı cinse bulaştırırlar. Homoseksüel erkeklerde ve anus yoluyla da cinsel ilişki kuran kadınlarda anusda gonorea gelişebilir.
Orogenital (ağız-cinsel organ) ilişkide bulunan kadın ve erkeklerde boğaz bölgesinde ve bademciklerde gonore infeksiyonu gelişebilir. Nayseria gonoreayı cinsel organlarında taşıyan hamile kadınlar doğum sırasında çocuklarına bulaştırabilirler. Bu gibi çocukların göz, boğaz ve cinsel ogranlarında gonore gelişebilir.
Hastalık evlenmemiş kişilerde daha sık görülmektedir. Gonore teşhis edilen hastaların cinsel ilişkide bulundukları kişilerin de kesin muayene ve tedavi edilmeleri gerekir. Gonore infeksiyonunu yaratan nayseria gonorea mikrobunu alan kişide 2-10 gün süren bir kuluçka döneminden sonra hastalığın belirtileri ortaya çıkmaya başlar. Bulaşma üretra penis yoluyla olmuşsahastalık önce üretranın mukozasına yerleşir. Kuluçka devrinden sonra ortaya çıkan ilk belirti üretrada gelişen sızlama, yanma hissidir. Bundan birkaç saat sonra idrar etme sırasında üretrada yanma hissi ve idrar etmede güçlük (dizüri) gelişir. Hasta sık sık idrara çıkma gereksinimini duyar.
Penisin ucundan sarı-yeşil renkte cerahatli bir akıntı gelir. Glans penisin ucundaki meatus eksternusun etrafı kızarmış ve şişmiş olarak görülür. Homoseksüel erkeklerde anus, rektum ve boğaz-
da gonore gelişebilmektedir. Anus ve rektumda gelişen gonore, belirti vermeyeceği gibi bu bölgede kaşıntı, yanma, ıkınma, kanh-mukuslu bir akıntı gibi belirtilere yol açabilir. Orogenital yolla da cinsel ilişkide bulunan kadın ve erkeklerde, homoseksüellerde % 20 sıklıkta boğaz bölgesinde gonokok infeksiyonunun genellikle belirtisi yoktur. Boğaz infeksiyonu kendisini bademcik iltihabı biçiminde gösterebilmektedir. Kadınlarda gelişen gonore ise 7-21 günlük bir gecikmeden sonra belirtilerini göstermeye başlar. Bu belirtiler, idrar etme güçlüğü, sık idrar etme, vaginada akıntı, anus ve rektumda rahatsızlık hissi ve adet kanamalarında bozukluklar biçimindedir. Kadınlardaki gonore sitemizin “Kadın Hastalıkları” bölümünde ayrıntılarıyla incelenmektedir.
Nayseria gonorea mikrobunu taşımakta olan hamile bir anneden doğan çocuk, annesinin doğum kanalından geçerken bu mikrobu alabilir. Bu gibi durumlarda yeni doğan çocuklarda göz iltihaplanmasına sık rastlanır. Bunun önlenmesi için henüz doğmuş olan bütün çocukların her iki gözüne % l’lik “Gümüş nitrat” çözeltisi damlatılmahdır.
Gonore hastalığına yol açan Nayseria gonorea kana karışıp eklem, kalp zan (perikard], kalp kası (miyokard), deri vb. gibi organ ve dokularda da gonokok iltihaplarına yol açabilmektedir. Gonokokların kana karışması olayına ‘Gonokokse-mia’ denir. Gonokok infeksiyonuna yakalanmış olan hastaların % 1-3 ‘ünde gonokoksemia gelişmektedir. Bu vakaların yaklaşık % 65′ini kadın hastalar oluşturmaktadır. Gonokoksemia kendisini ateş, titreme, eklem ağrıları, deride küçük kanama odaklan, papüller ve püstüller biçiminde göstermektedir. Gonokoksemi anın ender olarak yaratabileceği çok ciddi komplikasyonlardan biri de beyin zarlarının iltihaplanmasıdır. Yani gonokok mikroplarına bağlı olarak menenjit gelişmesidir. Erkeklerdeki ğonore tedavi edilmediğinde epididimis ve/veya prostat iltihabına yol açabilir.
Gonore hastalığının tedavisinde kullanılan en etkin ilaç “Penisilin”dir. Bunun dışında günümüzde pek çok antibiyotik bu hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Hastalığa karşı alınabilecek koruyucu önlemlerin çok çeşitli ve etkin oldukları söylenemez. Cinsel ilişki sırasında erkeğin kullanacağı prezervatif (Condom) ancak bir yere kadar koruyucu etki göstermektedir. Gonoreli bir kimseyle cinsel ilişkide bulunulduğunda, ilişkiden en fazla 24 saat sonra etkin bir penisilin tedavisine başlanması, hastalığın bulaşma ve ortaya çıkma olasılığını düşürebilir. Bazı kadın ve erkekler hastalığın belirtilerine sahip olmalarına karşın tedavi görmezler.
Bu gibi kimselerin bir an önce tedavi görmeleri, gerek kendi sağlıkları ve gerekse toplum sağlığı açısından çok Önemlidir. Öte yandan hayat ka -dınlarıyla kurulacak ilişkinin bazı yanlış cinsel davranışlar edinilmesine yol açacağı gibi sifilis (frengi) ve gonore [bel soğukluğu] gibi bulaşıcı cinsel hastalıkların (veneryil hastalıklar) bulaşma ve yayılma riskini çoğaltacağını da unutmamak gerekir. Ancak kadm-erkek ilişkilerinin gelişmemiş olduğu toplumlarda özellikle genç yaştaki erkekler heteroseksüel ilişkileri daha çok hayat kadınlarından öğrenmek ve bir süre sürdürmek zorunda kalmaktadırlar. Bu durum genç insanların henüz heteroseksüel yaşamlarının başında çeşitli sağlık sorunlarıyla karşılaşmalarına yol açmaktadır.
Belsoğukluğu sistite neden olabilir mi?
Gonokoksik Üretrit (gonokokla-rın etken olduğu siyek iltihabı) iyi tedavi edilmez ve kronikleşirse, siyek kanalının daralmasına neden olur ve idrar kesesinin işlevini bozar. Divertikül oluşumuna kadar varabilen bir kronik boşalma güçlüğüne neden olur.