Kabızlık
KABIZLIK (KGNSTİPASYON):. Kabızlık, günümüzün modern toplumlarında gitgide daha da yaygınlaşan bir yakınma, bir belirti olarak karşımıza çıkmaktadır. Kabızlık kavramı kişiden kişiye değişmektedir. Kimi insan oldukça katı bir dışkı çakardığında, kimi insansa bir gün dışkılamadığında kabız olduğundan yakınır.Kabızlık için genel bir tanımlama yapmak gerekirse şöyle diyebiliriz: Kişinin 3-4 günde bir zorlanarak, az sayıda, genellikle küçük yuvarlak kitleler biçiminde dışkılaması durumu kabızlıktır. Kabızlık oluştuğunda, buna baş ağrısı, iştahsızlık, dilde paslanma gibi ek belirtiler de eklenir.
Kabız kimseler, dışkılama sırasında aşırı derecede ıkındıklarından, hemoroid riskiyle daha fazla karşı karşıyadırlar. Sıklıkla da kabızlık ve hemoroit bir arada görülür. Kabızlığı, kalınbağırsakların normal işlevlerinin aksamasının bir sonucu olarak görebiliriz. Kalınbağırsakların belli başlı üç işlevi vardır. Bunlardan ilki, incebağırşaktan gelen sindirilmiş besin artıklarını bir yandan sıkıştırırken ,diğer yandan da içlerindeki fazlalık suyun bir bölümünü emerek bunların katılaşmasını sağlamak. İkincisi bu besin artıklarını ileriye rektuma doğru itmek. Üçüncüsü ise rektumun gerilmesiyle dışkılama olayını gerçekleştirmektir.
Eğer besin artıkları kalınbağırsaklar içinde yeterli bir hızla ilerleyerek, rektuma doğru gönderilmezlerse, uzun süre kolonlar içinde kalarak fazla miktarda suyun kalınbağırsaklar tarafından emilmesine, böylece de dışlanın sertleşmesine yol açacaklardır. Kalınbağırsakların yukarıda değindiğimiz işlevleri büyük ölçüde otonom sinir sisteminin denetimi altındadır. Kalınbağırsaklarda ileriye doğru olan hareketler yeterli şiddette değilse, kabızlık gelişmesi hemen hemen kaçınılmazdır. Bu bozukluğun oluşmasında en sık rastlanan etkenler ise hastalıklar değil, bazı alışkanlıklar, beslenme ve yaşam tarzı uygunsuzluklarıdır. İşlevsel etkenler dediğimiz bu kabızlık etkenlerini şöyle özetleyebiliriz: Günümüzün modern insanı hergün gitgide daha hareketsiz bir yaşam biçimini benimsemektedir. İş yerlerindeki çalışmalar, özellikle büro çalışmaları, daha hareketsiz ve oturarak yürütülmektedir. Ulaşım olanakları geliştikçe, insanlar daha az yürür olmaktadırlar.
Gitgide yoğunlaşan çalışma ise kişilerin düzenli aralıklarla beslenmelerine olanak bırakmamaktadır. Günümüz besinlerinin bitkisel kökenden hayvansal kökene doğru kaymasıyla, sindirim kanalına giren selülozlu, yani bitkisel kaynaklı besinler azalmaktadır. Bitkisel kaynaklı besinlerde bulunan selüloz ise bağırsak hareketlerinin uyarılması bakımından çok olumlu etkiye sahiptir. Çünkü selüloz insan sindirim hücreleri tarafından sindirilememektedir. Bağırsak içinde bulunan sindirilmemiş selüloz ise, belki de mekanik etkiyle bağırsak hareketlerini uyarmaktadır. Psikolojik yönden bazı dengesizlikleri bulunan kimselerde de kabızlık sık rastlanan bir belirti olarak karşımıza çıkmaktadır.
Buraya kadar yazdıklarımızdan şu sonucu çıkartabiliriz: Bedensel yönden hareketsiz bir yaşantıya sahip olan kimselerde, bitkisel kökenli besinlerden fakir bir beslenme rejimi uygulayan kimselerde, psikolojik yönden bazı olumsuz uyarılarla sık sık karşılaşan kimselerde kabızlık belirtisinin ortaya çıkmaması için hemen hemen hiçbir neden yok gibidir. Bu gibi nedenlerden kaynaklanan kabızlıkların önlenmesi için etkenlerin ortadan kaldırılması gerekir. Yani hergün yeterli bedensel etkinlikler örneğin yürümek ya da herhangi bir sporu düzenli olarak uygulamak, bitkisel besinlere gereken önemi vermek en azından kepekli ekmek kullanmak, düzenli aralıklarla yemek yemek ve tuvalete gitmek, ayrıca olumsuz psikolojik uyarılara karşı korunmak kabızlık belirtilerinin kısa bir sürede kaybolmasını sağlayabilir.
Kabızlıkların bir bölümü ise vücutta gelişen bazı hastalıkların bir sonucu, bir belirtisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu hastalıkların bazıları şunlardır: Yüksek ateşli hastalıklar, bazı infeksiyonlar, apandisit, peritonit, pilor stenozu, menenjit, bazı sirozlar, kolon kanseri, iritabl kolon (spastik kolon), megakolon, atonik kolon, kalsiyum azlığı, potasyum azlığı, B1 vitamini azlığı,hipotiroidizm, hiperparatiroidizm, Parkinson sendromu, kurşun zehirlenmesi, morfinin zerki, bağırsak tıkanması gibi.
Rektumda gelişen nedbe darlıkları, hemoroidler, anal fissürleri, anus fistülleri, anus apseleri varlığında, dışkılama sırasında şiddetli bir ağrı oluştuğunda hastalar dışkılamamaya çaba gösterirler, bu da kabızlığa yol açar.