Göz Çukuru (Orbita)

GÖZ ÇUKURU (ORBÎTA): Sağ ve solda birer tane olan göz çukurları (Orbitalar), baş iskeletinin Önüne yerleşmişlerdir. Göz çukuru, dört duvarı arkada birleşen bir piramit olarak ele alınabilir. Bu piramitin tabanında kemik dokusu yoktur ve göz kapaklarıyla örtülmüştür. Göz çukurunun kemik duvarları kafa ve yüz kemikleri tarafından oluşturulmuştur. Sağ ve sol göz çukurlarının burunla ayrılan yan duvarları birbirlerine paraleldir. Bu duvar, maksilla, etmoid, sfenoid, lakrimal kemiklerin bazı bölümlerinin birleşmesiyle kurulmuştur. Göz çukurlarının dış yan duvarları, iç yan duvarlarıyla 45 derecelik bir açı yaparlar. Her iki göz küresinin dış yan duvarları birbirleriyle 90 derecelik bir açı oluşturmuşlardır. Dış yan duvarlar, zigomatik ve sfenoid kemiklerinin bazda yan etkilerini de gözden uzak tutmamak gerekir. Kemik iliğine, gastro intestinal sisteme {örneğin ağız yarası, ishal, paralitik ileus), deriye (örneğin pigmantasyonda artma, saç dökülmesi), kalbe, akciğerlere, mesaneye, böbreklere, santral ve periferik sisteme, karaciğere toksik etkileri vardır.Hormonlar özellikle prostat, meme, hipernefrom, uterusun bazı tip kanserlerinde etkilidir. Östrojen ve progesteron reseptörlerinin meme kanserlerinde saptanması, antiöstrojen tedavinin örneğin ta-moxifen devreye girmesiyle remisyon sürelerini anlamlı olarak uzatmıştır.Kemoterapik ilaçların kanser tedavisinde yeni bir çığır açabilmesi için yüksek dozlara ulaşabilmek ancak yan etkilerinin azaltılması ve kemik iliği transplantasyonlarının olağan duruma gelmesiyle sağlanabilecek ve belki de kanser yakın bir gelecekte kesin tedavi olabilir hastalık gruplarına katılabilecektir. Burada son olarak her türlü kanserin tedavisinde “ERKEN TEŞHİS ve ERKEN TE-DAVİ”nin önemini vurgulamak gerekir..