BİLİRUBİN METABOLİZMASI


BİLİRUBİN METABOLİZMASI: Bilindiği gibi alyuvarlar içinde hemoglobin demlen ve oksijeni kendisine bağlayarak taşıyan bir madde bulunmaktadır. Hemoglobin başlıca “Hem” ve “Globin” bölümlerinden oluşmuştur. Yaşlanmış ya da anormal alyuvarlar parçalanarak, kan dolaşımından uzaklaştırılır. Bu işlem özellikle dalakta gerçekleştirilmektedir. Daha geniş bir yaklaşımla, vücudun “Retiküloendotelyal sistemi” (RES) birçok görevin yanrsıra, yaşlı ve/veya bozuk alyuvarları kan dolaşımından uzaklaştırma görevini de üstlenmiştir. Yaşlı ve bozuk alyuvarlar RES hücreleri tarafından parçalanır. Daha sonra alyuvarların hemoglobini bu hücreler tarafından hücre içine alınır. RES hücreleri alyuvarların hemoglobinini “Hem” ve “Globin” bölümlerine parçalarlar. Hem daha sonra “Bili-verdnfe. bu da “Bilirubine” dönüştürülerek, RES hücresinden kana verilir. Bu büirubine “İndirekt bilirubin’1 ya da “Non konjüge bilirubin denilmektedir. İndirekt büirubin kanda albumin-lere bağlanarak taşınır. I molekül albumin, iki molekül büirubini kendisine bağlayabilir. İndirekt bilirubirı su içinde çözünmez. Yağlarda çözünür. 100 mi. kandaki toplam bilirubinin normaldeki miktarı 0.3-1.0 mg. kadardır. Eğer bu miktar 2-2.5 mg. “in üzerine çıkacak olursa, sarılık ortaya çıkar.


Kanda aibuminlere bağlı olarak dolaşmakta olan indirekt büirubin karaciğere geldiğinde, karaciğer hücreleri tarafından hücre içine alınır. Karaciğer hücresine girmiş olan indirekt bilirubin burada “Bilirubin sülfat” ve “Bilirubin diglikuro-nid”e çevrüir. Buradaki amaç, belli bir miktarın üzerine çıktığında hücreler için zedeleyici olan indirekt bilirubinin sülfat ve diglikuronid biçimlere dönüştürülerek zedeleyici özelliğinin ortadan kaldırılmasıdır. “Bilirubin sülfat” ve “Bilirubin diglikuronid1′ daha sonra karaciğer hücresinden dışarı safra kanallarına boşaltılır. Bilirubinin sülfat ya da glikuronidli biçimde “Direkt bilirubin*’ ya da “Konjüge bilirubin” denilmekte-

dir. Direkt bilirubin suda eriyebilme özelliğine sahiptir ve hücreler için zedeleyici etkisi yoktur. İndirekt bilirubin suda erimediğinden, vücuttan kolayca atılamaz ve birikir. Buna karşılık direkt bilirubin suda eriyebildiğinden vücuttan kolayca atılabilir. Örneğin safra salgısı, idrar, dışkı direkt bilirubinin atılım yollarındandır. Karaciğer hücrelerinden safra kanallarına boşaltılmış olan direkt bilirubin daha sonra safra salgısı içinde incebağırsağa boşaltılır. Buradaki bakterilerin etkisiyle “Mezobilirubinojen” adlı maddeye, bu da “Sterkobilinojen” adlı maddeye dönüştürülür. Sterkobilinojen ise “Sterkobilin” maddesine dönüştürülerek, dışkı içinde vücut dışına atılır. Bağırsaklarda oluşan mezobilirubinojen maddesinin bir bölümü de “Ürobilinojen” maddesine dönüştürülür. Ürobilinojen maddesi bağırsaklardan kana emilir. Ürobilinojenin bir bölümü kan yoluyla yeniden karaciğere gelip, yeniden direkt bilirubine dönüştürülerek safra yoluyla bağırsaklara akıtılır. Kana girmiş olan ürobilinojenin bir bölümü ise böbreklerden idrar yoluyla atılır. İdrar içinde atılan ürobilinojen, kendiliğinden “Ürobilin” denilen maddeye dönüşür.


Normalde 100 mi. kandaki toplam bilirubinin miktarı 0.3 – 1.0 mg. kadardır. Aynı miktardaki kanda, normalde 0.1-0.3 mg. kadar direkt bilirubin, 0.2-0.7 mg. kadar da indirekt bilirubin bulunur. 100 mi. kandaki bilirubinin toplam miktarı 2-2.5 mg.’ın üstüne çıktığında ise sarılık gelişir.


Karaciğer hücreleri gerektiği gibi çalışamazlarsa ya da vücutta aşırı miktarda eritrosit parçalandığı için karaciğerin kapasitesinin üstünde indirekt bilirubin hazırlanacak olursa ya da safra salgılanmasında engel varsa vücuttaki bilirubin miktarı artıp, sarılık gelişecektir. Örneğin yanlış kan nakli nedeniyle kişiye dışardan yanlış olarak verilen alyuvarların vücut içinde hızla parçalanmaları sonucu, aşırı bir indirekt bilirubin yapımı gelişir. Halk arasında kısaca “Sarılık” olarak bilinen “Hepatit” hastalığında, karaciğer hücreleri zedelendiklerinden normal işlev göremezler ve vücutta normal miktarda hazırlanmakta olan indirekt bilirubini? suda eriyip vücuttan kolayca atılan direkt bilirubine çeviremezler. Bu durumda vücutta indirekt bilirubin birikir ve sarılık gelişir ya da safra kanalları taşla tıkandığında hazırlanmış olan safra boşaltılamaz ve birtakım karmaşık olaylar zinciri sonunda kandaki bilirubin miktarı yükselerek yeniden sarılık gelişir. Burada da görüldüğü gibi, sarılık aslında bir hastalık değildir; bilirubin metabolizmasının basamaklarından birinde aksaklığa yol açan çeşitli hastalıkların belirtilerinden yalnız biridir. Burada son olarak şunu belirtmeyi isteriz. İndirekt bilirubinin albumine bağlanmamış serbest biçimi hücrelerin içine girebilir ve kandaki fazla miktarı sanlığa yol açar. Sülfonamidler ve bazı salisilatlar aibuminlere bağlanarak, buradaki bilirubin moleküllerini yerlerinden uzaklaştırırlar. Bu gibi iliaçların kullanılması halinde bazen sarılık gelişebilir. .