DUMPİNG SENDROMU: Dumping sendromu, Billroth I ya da Bülroth II ya da gastrojejunostomi ameliyatı yapılan hastalarda gelişen bir bozukluktur. Hastalar yemekten 20-30 dakika sonra sıcak basması, çarpıntı, solukluk, halsizlik, ishal gibi rahatsızlıklar duyarlar. Bu rahatsızlıklar özellikle karbonhidrattan zengin bir yemekten sonra daha şiddetli olmaktadır. Sırtüstü uzanılıp istirahat edildiğinde, belirtiler hafiflemektedir. Aynı hastalarda yemekten 2-3 saat sonra Dumping sendromuna benzeyen, fakat Dumping olmayan bir bozukluk da gelişebilmektedir. Daha geç gelişen bu bozukluk kendisim halsizlik, çarpıntı, titreme ve terlemeyle belli etmektedir.
Dumping sendromu ve yemekten 2-3 saat sonra gelişen geç bozukluklar şu mekanizmayla oluşmaktadır. Midenin pilor bölgesini sindirim kanalında devre dışı bırakan her türlü cerrahi girişim sonucu, midedeki besinler hızla inceba-ğırsaklara geçerler. Bu besinler seruma oranla daha yüksek bir ozmotik basınca sahiptirler. Bu durumda incebağırsaktaki besinler önce vücuttan ve özellikle de kandan su çekerler. Bu olay kan hacmini geçici olarak azaltır. Diğer yandan incebağırsaklarda “Serotonin” ve “Glukagon” fazla miktarda salgılanıp kana karışır. Kanda kinin maddeleri de çoğalır. Glukagon, bağırsaklardan tuz emilimini azaltır, ishale yol açar. Bütün bu olaylar sırasında ise kanda aşırı bir glikoz artışı görülür. Özetlediğimiz bu değişiklikler, henüz tümü anlaşılmamış yollarla Dumping sendromuna yol açmaktadırlar. Yemekten 2-3 saat sonra gelişen belirtiler ise kandaki aşırı glikoz artışına bir tepki olarak insülin salgısının da artıp, bunun da bir süre sonra kan glikozunun normalin altına düşmesinden kaynaklanmaktadır.
Dumping sendromunun önlenmesi için hastanın sık, fakat az miktarda yemek yemesi gerekir. Karbonhidrattan fakir, proteinden zengin bir beslenme rejimi uygulanmasında yarar vardır. Hastanın yemeklerden sonra bir süre sırtüstü yatıp dinlenmesi de yararlıdır. Antikolinerjik ilaçlar, midenin boşalmasını geciktirdiklerinden yararlı olabilirler. Kan glikozunu düşürücü ilaçlardan da yararlanılmaktadır. Dumping sen -dromunun cerrahi tedavisi de olasıdır. Bunun için yapılan ameliyatta, midenin bağırsakla ağızlaştı-ğı yer daraltılır. Nitekim Billroth II ameliyatının Hofmeister-Finsterer tipi bu amaca yöneliktir 21.75. ZULLINuhR-ELLİSON SENDROMU: Zollin-ger- Ellison sendromu, pankreastaki beta hücrelerinden kaynaklanmayan gastrin hormonu salgılayan tümörlerle birlikte peptik ülserlerin bulunması durumudur. Pankreastaki tümöre “Gastri-noma” denilmektedir. % 10 vakada gastrinoma duodenuma yerleşmiştir. Yaklaşık % 15 vakada paratiroit, tiroit, hipofiz, ve böbreküstü bezinde de adenom denilen salgı epiteli tümörlerine rastlanmaktadır. Hastalığın ailesel eğilimi göze çarpmaktadır.
Hastaların % 6O’ı erkektir. Hastalık genellikle 20-50 yaşları arasında ortaya çıkmaktadır. Bilindiği gibi gastrin, midenin asit salgılamasını uyaran bir hormondur. Nitekim Zollinger-Ellison sendromunda da durum böyle olmaktadar. Gastrinoma denilen tümörden fazla miktarda salgılanan gastrin hastanın midesinde aşırı bir asit salgısına yol açmaktadır. Hastalarda ilaç tedavisine dirençli peptik ülserler gelişmektedir. Ülser ağrılarına ek olarak ishal ve besinlerin emilim bozuklukları da gelişmektedir. Emilim bozukluğu, asit fazlalığının safrayı ve lipaz enzimini bozmasından kaynaklanmaktadır. Tümör cerrahi olarak çıkartılmadığı sürece. ülserlerin ilaç tedavisine yeterli yanıt vermeleri zordur. Tümörün çıkartılması ise anormal gastrin kaynağını ortadan kaldıracağından ülserlerin ilaçla tedavisi kolaylaşır.