HİATUS HERNİSİ: MİDE FITIĞI


HİATUS HERNİSİ: MİDE FITIĞI: Bilindiği gibi özofagus diyafr ağmadaki bir delikten geçerek, göğüs boşluğundan karın boşluğuna ulaşıp midenin kardia bölümüne açılmaktadır. Özofagusun, diyafragmada içinden geçtiği deliğe “Hiatus özofajikus” denilmektedir. Bazı durumlarda özofagusun karm boşluğu içindeki bölümü ve midenin kardia bölümünün bir kısmı, diyafrag-madaki “Hiatus özofajikus “t an geçerek göğüs boşluğundafıtıklaşmaktadır.Bu fıtıklaşma olayına genel anlamda “Hiatus hernisi” denilmektedir. “Herni”, fıtık anlamındadır. Hiatus hernileri başlıca üç çeşittir, bunlar i) Doğumsal kısa özofagus 2) Slayding hernisi (kayma fıtığı) ve 3} Paraöz ofageal nemidir. Özofagus ve midenin kaçdia bölümü çevre


dokulara gönderdikleri bazı bağlar aracılığıyla, anatomotopografik konumlarını korurlar. Bilindiği gibi özofagusun kardiaya birleştiği bölgede özofagus ile midenin büyük kurvatürü arasında “Kardia çentiği” denilen dar açılı bir bağlantı oluşmaktadır. Bu bağlantıya “His açısı”da denilmektedir. Kardia çentiğinin tepesinden mide boşluğuna doğru bir mide mukozası kıvrımı da uzanmaktadır. “Gübarof valvülü’ denilen bu uzantı, mide ile özofagus arasında bir kapakçık (Valvül) rolü oynamaktadır. Bu kapakçığın da katkısıyla midedeki besinlerin özofagusa geri kaçması (Reflü) önlenmektedir. Kardia çentiği de reflünün önlenmesine katkıda bulunmaktadır. Özofagusun alt ucunda dokusal incelemeyle gözükmeyen, fakat fizyolojik olarak varlığı saptanmış bir büzgen (si’inkter) bulunmaktadır. Bu sfinkter özofagusun alt ucunda % 20 mm/cıva-lık bir basınç oluşmasına yol açmaktadır. Bu basınç midenin iç basıncından fazla olduğundan, midedeki besinlerin özofagusa geri kaçması (reflü) önlenmiş olur.


Buraya kadar anlattıklarımızdan şu sonuca varabiliriz. “Kardia çentiği”nin ve “Gübarof valvühT’nün varlığı ve özofagusun alt ucundaki fizyolojik büzgenin oluşturduğu yüksek basınç, midedeki besinlerin Özofagusa geri kaçmasına engel olmaktadırlar. Midedeki besinlerin özofagusa kaçmasmın yaratacağı sorun, bu besinlerin midenin asidi ile temas etmiş olmaları nedeniyle, bu asidi özofagusa taşıyarak burada iltihaba ve ülserleşmeye yol açmalarıdır. Hiatus hernilerinde göğüs boşluğuna fıtıklaşmış olan midenin kardia bölümü ile özofagusun son bölümü kardia çentiğinin, gübarof valvülünün ve özofagusun alt ucundaki yüksek basınçlı büzgen bölümünün bozulup yeterince işlev göremez hale gelmelerine yol açmaktadır. Bu durumda midedeki besinler özofagusa kaçarlar, yani reflü gelişir.

1) “Doğumsal kısa özofagus” durumunda özofagus kısa olduğundan, midenin kardia bölümü ve fundusun bir bölümü göğüs boşluğu içinde bulunmaktadır. Midenin bu bölümleri, göğüsteki damarlardan kan alır. Normalde mide yalnızca karın boşhığundaki damarlardan kan alır. Bu gibi doğumsal vakalarda midenin göğüs boşluğundaki bölümünde seroza tabakası bulunmaz.


2) “Slayding hernisi” (kayma fıtığı) vakalarında ise midenin kardia bölümü ve özofagusun son bölümü, karm boşluğundan göğüs boşluğuna fıtıklaşmıştır. Röntgen incelemesinde özofagusun, yukarı kaymış olması nedeniyle adeta bollaşıp kendi üzerinde kıvrımlar yaptığı görülebüir.


3) “Paraözofageal herni” vakalarında ise midenin kardia bölümü yerinde kalır, özofagusun alt bölümü de yerindedir, fakat midenin fundus bölümünün bir kısmı diyafragmadaki hitaus denilen delikten geçerek, göğüs boşluğunda fıtıklaşır.


Hiatus hernilerinde gelişecek olan tek belirti, mide içindeki asitli besinlerin özofagusa kaçmasıyla buradaki dokuyu uyarıp genellikle göğüs kemiği altında hissedilen bir yanma hissidir. Bu yanma hissine “Pirozis” adı verilir. Bu durum genellikle yemekten sonra yatınca, öksürünce ya da eğilindiğinde ortaya çıkmaktadır, Paraözofa-geal herniler daha az belirti verirler. İnsanların yaklaşık %40′mda hiatus hernisinin varlığı röntgen incelemesiyle saptanmıştır. Ancak bunların ancak az bir bölümü, klinik belirti vermektedir. Hastalığın tedavisi cerrahidir. Ancak yalnız klinik olarak yakınmalara yol açan vakaların tedavi edilmesi gerekir. Röntgende hiatus hernisi teşhis edilen her vakanın ameliyata alınması yanlıştır, gereksizdir. Reflü sonucu özofagusa gelen asitli maddeler, önce “Reflü azofajif’denilen bir özofagus iltihabına yol açarlar. Bu zamanla özofagusta “Peptik ülserlere” dönüşebilir. Peptik ülserler ise nedbe dokusuyla iyileştiklerinde bu bölgede Özofagus darlığına yol açarlar. Özofagus darlıkları da yutma güçlüğüne neden olabilirler. Sözünü ettiğimiz bu gelişmeler, yalnız reflüsü olanlarda ortaya çıkar.


Reflü belirtisi ve buna bağlı olarak pirozis gelişmiş olan hastaların sık, fakat az miktarda yemek yemeleri, yemekten 2-3 saat sonra yatmaları ve antiasit bir ilaç kullanmaları yararlıdır.