AKCİĞERLERDEKİ HAVANIN DEĞİŞEN HACİMLERİ: Dinlenme anında her nefes alışta 500 mi. hava solunum sistemi içine girer. Dakikada solunum sayısı, dinlenme anında 12 – 15′tir. Buna göre dinlenen bir insan, bir dakikada 6 – 8 litre havayı solunum sistemine çeker ve clolayısıy-la aynı hacimdeki havayl da soluk verirken dışarı atar. Solunan taze hava akciğerlerde zaten var olan havaya karışır. Bu taze havanın oksijeni temizlemek üzere akciğerlere gelen kana gsçıer-ken, kirli kanın da karbondioksiti kandan ayrılıp hava keseciklerindeki havaya geçer. Bu hava daha sonra soluk verme işlemiyle dışarı atılır. Bir dakikalık solunum olayı sonucu 250 mi. oksijen vücuda kazandırılırken 200 mi. kadar karbondioksitini atmış, buna karşılık oksijen almış olur. Akciğerlerdeki hava kesecikleri normalde hiçbir zaman tamamen boşalmazlar. Her soluk vermeden sonra onların içi bir miktar hava ile dolu kalır. Normalde hava kesecikleri hiçbir zaman büzülmüş, içindeki havası boşaltılmış balon gibi değillerdir. Çocuk ana rahmindeyken, yani daha hiç hava solumamışken bile, akciğerdeki hava kesecikleri büzülmemiştir. Yapılan son incelemelere göre çocuk ana rahminin içindeyken akciğerlerinin ve dolayısıyla hava keseciklerinin ve solunum yollarının içi, annenin amnîon sıvısı ile doludur. Çocuk daha rahim içindeyken bazı solunum hareketleri yapmaktadır. Bu hareketler sırasında akciğerlere giren ve akciğerlerden çıkan, kesinlikle hava değil amnion’sıvısıdır. Çocuk doğup da ilk solunumunu yaptığında, artık
akciğerleri hava ile dolup şişmektedir. Bir başka anlatımla akciğerlere belli bir miktar hava depo edilmektedir. Her nefes alışta bu depoya bir miktar taze hava katılmakta, her nefes verişteyse bu depodan bir miktar kirli hava atılmaktadır. Anımsanacağı gibi sakin bir solunum sırasında her nefes alışta solunum sistemine 500 mi. kadar hava girmekte, soluk verme işlemindeyse aynı hacimde hava atılmaktadır. Sakin solunum sırasında akciğerlere giren veya onlardan çıkan hava hacmine “Soluk hacmi” (Tidal volüme) denilmektedir. Sakin bir soluk almadan sonra. alabileceğimiz kadar derin bir nefes aldığımızda solunum sistemimize giren hava hacmine de “İnspiratuar rezerv volümü”, “yedek soluk alma hacmi” denilmektedir. Bu hacim kadınlarda yaklaşık 2 litre iken erkeklerde 3,3 litredir. Gelgit hacmi ile yedek soluk alma hacminin toplamına ise “înspirasyon kapasitesi”, “soluk alma kapasitesi” denilmektedir. Bu kadınlarda 2.5, erkeklerde 3.8 litre kadardır. Buradan anlaşılacağına göre bir erkek çok derin nefes almada 3.8, bir kadın ise 2.5 litre havayı solunum sistemine çekebilmektedir.
Sakin bir soluk vermeden sonra kendimizi zorlarsak bir miktar daha havayı dışarı verebildiğimizi görürüz. Sakin bir soluk verme sonrası zorlayarak dışarı attığımız hava hacmine “Ekspi-rasyon rezerv volümü”, “Yedek soluk verme hacmi” denilmektedir. Bunun miktarı da kadınlarda 0.7, erkeklerde 1 litre kadardır. Yedek soluk verme hacmi, gelgit hacmi ve yedek soluk alma hacminin toplamıyla ortaya çıkan hacime “Vital kapasite” denir.
En zorlu bir soluk verme olayı, sonrasında bile normal koşullarda dışarı atılamayan bir hava hacmi akciğerlerde kalır. Kadın ve erkekte yaklaşık 1.2 litre olan bu hava hacmine “Reziduel volüm”, “Artık hacim” denir. Artık hacim ile yedek soluk verme hacimlerinin toplamına “Fonksiyonel rezidüel kapasite” denir.