DOĞUMSAL SİFİLİS (DOĞUMSAL FRENGİ) (KONJENİTAL SİFİLİS)

DOĞUMSAL SİFİLİS (DOĞUMSAL FRENGİ) (KONJENİTAL SİFİLİS): Sifilisin etkeni olan trepanoma pallidum, hamileliğin dördüncü ayından başlayarak plasentayı geçip kan yoluylacenine (fetus) ulaşabilir, henüz doğmamış olan insan yavrusunun sifilis hastalığına yakalanmasına neden olur. Sifilisin bu biçimine “Doğumsal sifilis” denir. Eğer annenin frengisi erken devrelerini yaşıyorsa, rahminde taşıdığı cenine bu hastalığı bulaştırma riski % 95′dir. Eğer anne hamileliğin döndüncü ayından önce sifilis tedavisi görecek olursa, ceninin bu hastalığa yakalanma riski sıfırdır. Tedavi görmemiş anneler sıfÜis nedeniyle % 40 oranında ölü çocuk doğumları, erken doğum, yeni doğan dönemi ölümü ve doğuştan öldürücü olmayan sifilisi! çocuk olaylarına neden olurlar. Doğumsal sifilis olaylarının ancak % 25 kadarı çocuk bir yaşını doldurmadan teşhis edilebilmektedir. Sifilis hastalığına yakalanmış çocuğun 4 yaşına dek geçirdiği döneme “Sifilis konjenita prekoks”, 4 yaşından sonraki döneme de “Sifilis konjenita tarda” denir. Sifilis konjenita prekoks: Doğumsal sifilis belirtileri ya doğarken zaten vardır ya da doğumdan bir süre sonra ortaya çıkarlar. Bazı belirtiler sifilis kuşkusunu uyandırır, bunları şöyle sıralayabilir-riz: Plasentanın büyük.oluşu, plasentada kanama alanlarının bulunması, hidramnioz, çocuğun düşük kilolu olması, ilk üç ay içinde nedeni açıklanamayan havale nöbetleri, hematemez, melena. Bu belirtüerin yanı sıra şimdi değineceğimiz belirtiler, çocukta doğumsal sifüisin bulunduğuna ait kesin belirtiler olarak kabul edilmelidir. Sifilis nezlesi genellikle doğumsal sifüisin en erken ortaya çıkan kesin belirtisidir. Çocuk burnundan nefes almada güçlük çektiğinden annesinin memesini rahat ememez, ^burnundan bazen kanlı sarı bir akıntı gelir. Burun mukozasında sifilis mikrobunun neden olduğu bu iltihap durumlarında semer burnu ortaya çıkar. Doğumsal sifilisin ikinci kesin belirtisi çocukta erişkin sifilisininin ikinci devresine uyan makül-papül-püstül biçiminde deri lezyonlarınnr görül-mesidir. Üçüncü kesin belirti de yeni doğan çocukta splenomegali denilen dalağın büyümüş olması durumudur. Dalak aynı zamanda pürtük-lüdür. Karaciğer de büyümüş olabilir (Hepato megali). Dördüncü kesin belirti “Sifilitik pemfK gus” denilen tablodur. Burada avuç içi ve ayak tabanında büller görülür. Beşinci kesin belirti de “Parrof’un yalancı felcidir. Hastalanan çocuğun kemik ve kıkırdaklarında, sifilise bağh olarak bir iltihap yerleşir. Çocuğun kol ve bacakları hareket ettirilmek istendiğinde, iltihap nedeniyle şiddetli bir ağrı duyacağından ağlamaya başlar. Bu ağrıyı yeniden yaratmamak amacıyla çocuk hareketsiz olarak yatmaya başlar. Bu da ona felçli görünümü kazandırır- ama aslında felçli değildir. İltihap genellikle kemiğin metafiz bölgesini tutar ve epifizle diafizin ayrılmasına neden olup, kemiğin büyümesini durdurur. İltihaplanmış olan bu kemiklerde “Spontan kırık” denilen kendiliğinden kırıklar da oluşur. Eğer sifilis teşhisi gecikmeden konulur ve gereken tedavi uygulanırsa, hastalık ardında bir bozukluk bırakmadan iyileşir.Sifilis konjenita tarda: Konjenital sifilisin bu devresinde erişkin sifilisinin üçüncü devresinde görülen lezyonlar ve bunlara eklenmiş bazı özel belirtiler klinik tabloya egemendir. Eritema tertiaris, gom ve sifilis tüberoza biçimindeki deri lezyonları ve öteki organlara ait bozukluklar, erişkin sifilisinde olduğu gibi doğumsal sifilisin bu biçiminde de görülürler. Bunların yanı sıra bazı Özel belirtiler de vardır. Bu özel belirtilerden biri “Hutchinson triadı” dır. Bu triad üç belirtiden oluşmuştur. Bunlar, üst orta kesici dişlerin kesici kenarlarının çentikli ve daha kalın olmaları, gözlerde körlüğe dek gidebüen bir keratitin bulunması ve statoakustik sinire bağlı sağırlığın gelişmesidir . Öteki özel belirtiler polidaktili (normalden fazla sayıda parmağa sahip olma), sindaktili (yapışık parmak), kılıç biçiminde tibia gibi anormal durumlardır..