DERİ RENGİNİ SAĞLAYAN ÖĞELER


DERİ RENGİNİ SAĞLAYAN ÖĞELER: Deriye rengini kazandıran başlıca beş öğe vardır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

1) Melanin {kahverengi)

2) Melanoid (kahverengi)

3 Karoten (sarı-turuncu)

4) Hemoglobin {pembe)

5) Oksihe-moglobin (kırmızı).

Bunlardan hemoglobin ve oksihemoglobin özelliklerine “Kan” bölümünde değinmiştik. Burada şunu belirtelim. Derinin dermiş tabakasındaki kılcal damarlarda dolaşan kan, kırmızı rengi dolayısıyla deriye bir pembelik, kırmızılık kazandırır. Sıcak bir ortamda ya da utanma, sıkılma gibi durumlarda deri damarları genişlediği için buralara gelen kan miktarı artar ve deri renginin daha çok pembeleşip kızardığı görülür. Karoten, sarı-turuncu renkte bir boya maddesidir. Epidermisin stratum korneum tabakasında, dermiş içindeki yağ hücrelerinde ve derialtı dokusunda bulunur. Özellikle havuç ve öteki bitkiler karotenden zengindirler. Besin yoluyla alman karotenin bir bölümü sindirim kanalında A vitaminine dönüştürülürken, öteki bölümü sindirim kanalından emilip kan yoluyla dokulara taşınır. Karoten yağ içinde eriyen bir madde olduğundan, yağ hücreleri tarafından kolayca emilir.Melanin kahverengi bir boya maddesi olup “Melanosit” denilen özel hücreler tarafından sentez edilir. Melanositler epidermisin stratum germinativum tab akasma yerleşmiş olan ve buradan epidermisin yüzeysel tabakalarına doğru hücresel uzantılar gönderen.hücrelerdir. Me-lanositlerde sentez edilen melanin, daha sonra hücresel uzantılar içinde ilerleyip, bu uzantıların ucundan hücre dışına bırakılır. Açığa çıkan bu melanin tanecikleri bazı keratinli hücreler tarafından hücre içine alınırlar. Melanin sentez edemeyen ama melanini dışardan hücre içinde alabilen,bu tür hücrelere “Melanofor” denir. Melanin maddesi deri, saç, retina ve böbreküstü bezinde ve değişik oranlarda bulunur. Kimyasal bakımdan melanin “Tirozin” adlı amino asidin polimerize olarak kurmuş olduğu bir proteindir. Tirozin, melanosit hücrelerinde “Tirozinaz” adlı enzimin yardımıyla “Dihidroksi fenil alanın” (DOPA) denilen bir maddeye dönüştürülür. DOPA daha sonra aynı hücrede melanine dönüştürülür.

Tirozinaz


Derinin çeşitli bölgeleri melaninizasyon bakımından farklılıklar gösterir. Bu farklılıklar, melanosit sayısına ve her bir melanositte sentez edilen melanin maddesinin miktarına bağlı olarak ortaya çıkar. Örneğin kol ve bacaklarda, yüzde, penis ve büyük dudakları örten deri bölümünde, meme ucunu çevreleyen areolada melanosit sayısı oldukça fazla olduğundan buralarda deri rengi daha koyudur, Melanositler kıl köklerinin etrafında da çok sayıda bulunurlar. Bu yakınlık nedeniyle melanosit hücreleri, melanin maddesini kolayca kıl hücrelerine verirler ve böylece saç renginin oluşmasını sağlarlar. Melanin yönünden fakir saçlar sarı, melanin bakımından zenginsaçlar da kahverengi-siyah renkte olurlar. Esmer ırklarda ve esmer kişilerde esmer rengin kaynağı melanosit sayısındaki fazlalık olmayıp, her bir melanosit hücresinin fazla miktarda melanin sentez edebilme yeteneğidir. Ultraviyole ışınları ve ön hipofiz bezinden- salgılanan “Melanin stimulan hormon” (MSH) melanin sentezini artırırlar. Ultraviyole ışınlar kısa bir süre etkileyecek olursa, önce melaninin rengi koyulaşır, daha uzun süren etkilerde melanin sentezi artar. Çok uzun süre ultraviyole altında kalınırsa melanosit sayısında bir artış görülür. Güneş ışınlarının esmerleştirici etkisi, bu ışınların içinde bulunan ultraviyole ışına bağlıdır. Ultraviyole ışınlar bulutsuz havalarda dağlarda da çok miktarda bulunur. Bundan dolayı kayak sporu yapmak için dağa çıkmış olanlarda ya da dağcılarda kış ortasında güneş altında yanmış gibi bir esmerleşme görülür. Bu esmerleşme karlı yamaçlarda daha çok olur, çünkü ultraviyole ışınlar kardan yansıyıp,daha yoğun bir biçimde deriyi etkilerler.Yansıyan bu ışınlar yalnız deriyi değil retinayı da etkileyip onu zedelerler ve “Kar körlüğü” denilen olaya neden olurlar. Bu nedenle dağlarda belki de derinin korunmasından çok, uygun gözlüklerle gözlerin korunması gerekir. Derideki melanin adlı bu boya maddesinin en önemli görevi, derinin epidermis tabakasındaki mitozla çoğalan hücrelerin kromozomlarını ultra-viyole ışınlarının etkisinden korumaktır. Ultravi-yole ışınlar yüksek dozlarda mitotik hücrelere ulaştıklarında, bu hücrelerde kanserleşmeye neden olurlar. Mitozdaki beyaz ırktan kişiler derilerinde daha az melanin taşıdıklarından, çok güneşli bölgelerde uzun süre önlem almadan yaşarlarsa, zencilerle karşılaştırılamayacak ölçüde yüksek oranda, deri kanserine yakalanırlar. Derinin rengi genler tarafından denetlenir.