PROSTAT HİPERPLAZİSİ: Bilindiği gibi prostat bezi , mesanenin önünde yer almaktadır ve içinden üretranın prostat parçası geçmektedir. Üretra mesanede biriken idrarı vücut dışına taşıyan boru biçiminde bir kanaldır. Prostatın üretra çevresindeki salgı hücrelerinin sayıca çoğalmaları yani hiperplaziye uğramaları sonucu prostatın bu bölgesi büyümeye başlar. Büyüme ilerledikçe prostatın içinden geçmekte olan üretra, baskı altında kalır ve daralır. Bunun sonucu olarak da üretra içindeki idrar akımı gitgide güçleşmeye başlar. Güçleşen idrar akımı da prostat hiperplazisine ait bazı belirtilerin ortaya çıkmasına yol açar.
Halk arasında bu hastalığa basitçe ve yanlış olarak ‘Prostat’ denir. Oysa prostat, bezin kendi adıdır, hastalığın değil. Buraya kadar verdiğimiz bilgileri özetleyecek olursak halk arasında prostat olarak bilinen hastalık, prostat bezinin hiperplaziye uğrayıp büyümesi sonucu içinden geçmekte olan üretrayı daraltıp veya tıkamasıyla idrar akımını güçleşti-rip engellemesiyle belirtilerini ortaya koyan bîr hastalıktır.
Prostat hiperplazisi erkeklerde ve genellikle de 50 yaşından sonra görülen bir hastalıktır. Olayın nedeni üzerinde henüz kesin bir görüş birliği sağlanabilinmiş değildir. Genel kanıya göre
HiperpJozi, mesanedenidrarm çıkışını engelleyerek idrar birikmesine neden olur. Oval beyazlık, birikmiş idrarın özel bir teknikle çekilmiş röntgen filmindeki görünümüdür.
yaşlanmakta olan erkekte ortaya çıkan bazı hormonal dengesizlikler, hastalığın ana nedenini oluşturmaktadır. Bozulmuş olan dengenin, erkek organizmasındaki ‘ östrojen-androjen’ dengesi olduğu ileri sürülmektedir.
Prostat hiperplazisinin belirtileri oldukça özgündür, Bu belirtilerin tümüne ‘Prostatizm’ denir. İdrarın başlatılmasında gecikme ve zorlanma, idrar akımının yavaşlaması ve çapının incelmesi, sık idrara çıkma prostatizm belirtileridir. Bu belirtileri ve diğer bazılarını yalandan inceleyelim. Büyümekte olan prostat bezi , içinden geçen üretrayı baskıyla daralttığından hasta idrara çıktığında idrarı başlatabilmesi için bir süre ıkınarak bekler. Bunun nedeni karın içindeki basıncı arttırarak mesanenin önündeki basıncın aşılmasıdır. Bu mekanizma nedeniyle hasta İdrarını yapmada bir süre gecikir. Üretranın belli bir ölçüde daralmış olması nedeniyle hastanın idrar etme işlemini sürdürebilmesi için olay boyunca ıkınması bir başka anlatımla zorlanması gerekir. Çünkü idrar rahatlıkla akmamaktadır. Üretradaki daralma idrar ‘akımının yavaşlamasına neden olur. Bunun sonucu olarak da idrarın fışkırma gücü azalır. İleri derecelerdeki daralmalarda hasta idrarını o kadar fışkırtamaz , dikkat etmezse ayaklarını ıslatacak kadar yakına idrar boşaltır. Bu durum ‘Prostat hastaları ayaklarını ıslatırlar’ deyişinin doğmasına neden olmuştur. Üretradaki daralmanın yarattığı bir başka sonuç da idrarın incelmesidir. İdrar etme sırasında hastalar bazen rektum çevresinde ağrı duyarlar. İdrar içinde kan olabilir {hematüri). Daralma arttıkça, başka bir anlatımla idrar akımı güçleştikçe, mesane önündeki alam zorluğunu yenmek için yapısındaki kaslarını büyütür ve güçlendirir. Böylece bir süre akım zorluğunun üstesinden gelinir. Ancak bir süre sonra mesane kasları gevşer, güçsüzleşir, zaten geçen süre içinde daralma da artmış olur. Bunun sonucu olarak da mesane, içindeki idrarı tam olarak boşaltmaz ve her idrara çıkıştan sonra bir miktar idrar mesanenin içinde kahr. Mesaneden boşaltılamayan bu idrara “Rezidüel idrar” [artık idrar) denir.
Rezidüel idrar nedeniyle mesanenin dolma kapasitesi azalır ve içine bir miktar yeni idrar biriktiğinde idrar etme gereksiniminin doğmasına neden olur. Bu da hastaların sık sık idrar etmelerine yol açar. Hastalar geceleri de idrara çıkarlar [noktüri). Daralma çok ilerleyip üretra tıkandığında mesane, artık içindeki idrarı boşal-tamayan idrar yolu bir kese halini alır. Bu duruma ‘Glob vezikal’ denir. Glob vezikalde mesane içine birikmiş olan idrar 2-3 litre kadar olabilmektedir. Uzun süre tedavi edilemeyen prostat hiperplazi vakalarında böbreklerde de bozukluklar gelişmektedir. Bu bozukluklar hastayı üremiye sokabilecek kadar ciddi olabilmektedir. Hastalık çeşitli yollarla teşhis edilebilir. Örneğin intrevenöz ürografi denilen bir röntgen tetkikinde, büyümüş olan prostatın, mesanenin ve mesane içinde kalan ‘Rezidüel idrar’m durumu görülebilir. Rektum yoluyla prostat muayene edildiğinde prostattaki büyüme ve yumuşaklık farkedilebilir. Prostat hiperplazisinin kesin tedavisi cerrahi ile olasıdır. Hangi hastaların ne zaman ameliyata alınmaları gerektiği bazı ölçütlerle ortaya konmuştur. Bu ölçütlerden bazılarını belirtelim. 1} Rezidüel idrar 150 cc. veya daha fazla ise
2) Sık idrara çıkma hastanın günlük yaşamını aksatacak düzeyde ise
3) Sık yinelenen tam tıkanmalar 4} Prostatın çok büyük oluşu
5) İdrarda kan fazla ve sık çıkarsa Hastaların cinsel gücü ameliyattan önce ne durumdaysa ameliyattan sonra da aynı durumu korur. Pek çok vakalarda.koitus sırasında ejaküla-syon vaginaya doğru değil hastanın mesanesine doğru olur. Bu duruma “Retrograd ejakülasyon”
denir. Mesaneye kaçmış olan spermhım daha sonra idrar İçinde atılır.
Soru