VEBA-PLAGUE


VEBA-PLAGUE; Veba. eskiden “Pastörella pestis” bugün “Yersinia pestis” diye adlandırılan bir bakterinin insanlara bulaşıp onların özellikle lenf bezlerinde yerleşmesiyle gelişen bir bulaşıcı hastalıktır. Veba hastalığı İÖ 10. yüzyıldan beri bilinmektedir. İnsanlık tarihi boyunca hastalık zaman zaman özellikle kemirici yabani hayvanlar ve öteki hayvanlarda salgınlar yapar. Hastalık etkeni pireler, vebalı hayvanların ısırması, tırmala-masıyla ya da vebalı İnsan ve hayvanların ağzından çıkan damlacıkların hava içinde solunulma-sıyla bulaşabilir. Son bulaşma biçimine mağaralarda rastlamak olasıdır. Hastalığın etkeni olan “Pastörella pestis” (Yersinia pestis) güneş ışınlarının etkisinde kaldığında hızla Ölür. İnfekte pire ısırmasıyla bulaşma, bubon vebasının gelişmesine yol açar. Bulaşmayı kuluçka süresinin arkasından ani bir ateş yükselmesi, vücuttaki lenf bezlerinin yumrular oluşturacak biçimde şişmesi ve ce-rahatlanması, ağır bir halsizlik, güçsüzlük gibi Özgün bulgular izler. Şişen ve cerahatlanan lenf bezleri mikrobun girdiği bölgeden sorumludur. Büyüyen ve cerahatlanan lenf bezlerine “Bübo” denir. Bu nedenle hastalığın bu biçimine “Bübo-nik veba” adı verilir. Hastalık sırasında veba mikrobunun lenf ve kan yoluyla akciğerlere ulaşması,

ya da kişinin veba mikrobunu doğrudan solunum yoluyla alması sonucu gelişen akciğer iltihaplanması. “Pnömonik veba” (Akciğer vebası) tipine yol acar.


Mikrobun bulaşmasını izleyen 1-4 günlük bir kuluçka devrinden sonra hastalık belirtileri ortaya çıkmaya başlar ve belirtiler aniden gelişir. En sık rastlanan tip olan “Bübonik veba” da ateş yükselmesi, titreme, kalp atışlarının hızlanması, bitkinlik, baş ağrısı, kusma, bilinç bozuklukları, lenf bezlerinde şişlikler gibi belirti ve bulgulara rastlanır. Büyüyen lenf bezleri cerahatlamr. Veba mikrobunun ürettiği bir zehir nedeniyle hastanın kanama eğilimi artar. Bunun daha çok damar duvarlarında geliştiği düşünülen bozukluklara bağlı olduğu görülmüştür. Hastanın damarlarında pıhtılar, deri içinde ve iç organlarda kanamalar gelişebilir.


Bazı vakalarda ise, veba akciğerlerde iltihaplanmaya da yol açabilir. Bu gibi durumlarda öksürük, nefes darlığı, morarma gibi ek belirtiler de gelişmektedir. Daha sonra hastadan bol miktarda balgam da çıkar. Veba hastalığı birkaç gün içinde ölümle sonuçlanır. Eğer hastalığın erken devrelerinde antibiyotik tedavisine^ başlanırsa, sonuç yüz güldürücü olur. Belirtilerin başlamasından en fazla 20 saat sonra tedaviye geçilmelidir. “Streptomisin” ve “Tetrasiklin” başvurulacak antibiyotiklerdendir. Antibiyotik tedavisi sırasında eğer lenf bezlerin-deki şişme son biçimini almışsa, bunların cerrahi olarak yarılıp direne edilerek boşaltılması gerekir.