KALP EK ATIMLARI (EKSTRASİSTOL)

KALP EK ATIMLARI (EKSTRASİSTOL)

Çoğu kişinin, kendini bütünüyle iyi hissettiği bir sırada, çoğunlukla dinlen-mefdurumundayken, kalp dolayında ga­rip bir duygu fark ettiği olmuştur. Bu duyguyu herkes değişik bir biçimde ifa­de eder; kalpte bir heyecan hissi, bir ka­nat çırpışı, göğüste bir darbe, kalpte bir sıçrama gibi tanımlara sık rastlanır.

NASIL OLUŞUR?

Atım (sistol) kalbin kasılmasıdır; ek atım da (ekstrasistol) aynı şeydir, ama henüz olgunlaşmamıştır ve normal atı­ma oranla daha zayıftır. Kalp kasılma (atım) ve gevşemelerden (dolum) olu­şan sabit ve belirgin bir ritim izler; bu nedenle iki atım arasındaki süre her za­man aynıdır (doğal olarak belli sınırlar içinde, kalp atımlarının hızı artabilir ya da yavaşlayabilir).

Ek atımda kalp gereken süreden önce kasılır ve iki atım, yani normal olan atım ve hemen onu izleyen ek atım yaklaşa­rak yukarıda betimlenen durumu doğu­rur. Bunu çok kısa süren ama sonsuz gibi gelebilen bir ara izler ve kişi bu süre içinde giderek artan bir kaygıyla kalbinin yeniden çarpmasını bekler. Bu olguyu anlamak için ek atımın nasıl ortaya çıktı­ğına ilişkin bilgi sahibi olmak gerekir.

Durum yeterince açık değildir. Kalp uzmanlarının sık görülen ve olağan bir durum olan bu sorunla uzun zamandır ilgilenmelerine karşın, kesin bir sonuca ulaşılamamıştır.

Sağ kulakçıktaki sinüs-kulakçık dü­ğümünden çıkan uyanlar bütün kalbe yayılarak kasılmayı sağlar. Ek atım ol­gusunda, kalbin kulakçık ve karıncıkta­ki herhangi başka bir yeri sinüs-kulakçık düğümünden Önce uyarıyı do­ğurur; böylece kalp daha erken ve daha az bir güçle kasılır. Bu süre içinde ka­rıncıklara az kan girer.

Yukarıda anlatılan bütünsel bir açık­lamadan çok, olayın bir yorumudur. Daha karmaşık ve ayrıntılı başka yorumlar da yapılmıştır. Ek atım kasılması sürer­ken ya da bittiğinde normal kasılma za­manı gelir; sinüs-kulakçık düğümü kal­be uyarıyı gönderir, ama kalbi ya etkin kasılma sırasında, yani ek atım hâlâ sü­rerken, ya da bunun hemen sonrasında kalbin kasılma gücünün olmadığı bir dönemde (refrakter dönem) bulur. Uyan böylece bir etki yaratamadan harcanır gider ve yeni bir kasılmanın oluşması için sinüs-kulakçık düğümünden çıka­cak bir sonraki uyanyı beklemek gere­kir. İşte bu nedenle ek atımla sonraki normal atım arasında geçen süre, zaten yapısal olarak endişeli ve kalbini dinle­mekte olan kişiyi meraklandıracak ölçü­de uzundur. Ek atımı her zaman “ta­mamlayıcı ara” izlemez. Özellikle si-nüs-kulakçık düğümünün yerini tutan kalp kası bölgesi kulakçıkta bulunuyor­sa, bu ara gerçekleşmez. Çünkü normal olmayan uyan sinüs-kulakçık düğümü­ne yayılarak onu boşaltır. Bu durumda ek atımla sonraki atım arasında, iki nor­mal atım arasındaki olağan süre geçer. Bu, düğümün yeniden yüklenmesi için gereken normal süredir.

NEDENLERİ

Ek atımlara çok sık ıastlamr. Ek atımla­rın az ya da çok sıklıkta görülmediği ki-, şi neredeyse yok gibidir.

Bu olayın neden olduğu öznel du­yumlardan daha önce söz ettik, ama ek atımlar genellikle bütünüyle belirtisiz­dir ve bu nedenle fark edilmeyebilir. Ek atıma yol açan bir ya da daha çok ne­denden söz edebilmek güçtür; çünkü nedenler kişiden kişiye değişir. Bazen bu duruma o an var olan bir hastalık yol açabilir; örneğin, romatizma ya da kalp­teki mikrobik bir hastalık, kalpte nor­mal olmayan bir biçimde uyarılan hasta bölgeler ortaya çıkarabilir. Bu durum­da, odak denen ve mikropların belirgin zararlara yol açmadan yerleştiği bölge­ler önem kazanır, ama bazen de mikrop­lar yanıltıcı bir biçimde uzak organlara yerleşebilirler. En önemli merkezler çü­rük dişler ve sürekli hasta olan badem­ciklerdir. Bazen yüksek tansiyonu ve damar sertliği bulunan yaşlılarda, za­manla kalbin yapısında gelişen yapısal bozukluklar da ek atıma neden olabilir­ler. Ama ek atım genellikle seyrek gö­rülen ve sıradan nedenlere bağlıdır; çoğu zaman ise nedenlerin ne olduğu an­laşılamaz. Bu olgularda bozukluğun gö­rüldüğü kişiler bütünüyle sağlıklıdırlar. Bazılarında bağırsak şişkinliği ek atıma neden olur; bu duruma bağırsaktan kay­naklanan bir refleks yol açar. Kabızlık­tan yakman, mide iltihabı ya da safra­kesesi hastalıkları olan kişiler için de benzer bir durum söz konusudur.

Solunum sistemi ile ek atımlar ara­sındaki ilişkiye sık rastlanır. Ek atımlar genellikle derin soluk alma sırasında ortaya çıkar. Bunun nedeni vagus sini­rinin uyarılmasına bağlıdır. Bu durum­da kalp atım hızı yavaşlar.

BELİRTİLERİ

Ek atım genellikle dinlenme sırasında görülür; seyrek olarak kalp atımları hızlandığında ortaya çıkar. Bu olgularda sinüs-kulakçık düğümü güçlü bir bi­çimde gelişmeyi denetler. Ek atımların ortaya çıkmasında hastanın ruhsal duru­mu çok önemlidir. Örneğin, hekimin muayenesi sırasında, bir dakika öncesi­ne değin sık olan ek atımlar durabilir. Çabuk heyecanlanan sinirli kişilerde ek atımlar abartılarak değerlendirilir. Sü­rekli kendini dinleyen hasta erken kasıl­maların yinelenmesine uygun bir ortam yaratır. Sigara ve kahvenin ek atımların ortaya çıkmasında önemli rolü vardır. Hastanın durumu dikkatle izlendiğinde, çok sigara ve kahve tüketimine bağlı olarak ek atımların sıklaştığı görülür.

Ek atım incelenmesi gereken bir bo­zukluktur. Bu nedenle hekim muayene­si gerekir ve bozukluğun gerçek önemi hekim tarafından saptanabilir. Bir has­talığın varlığı dışlandığında, kendi ba­şına zararsız olduğu için göz ardı edile­bilir. Özel bir dikkat gösterilmezse, fark edilmez ve bazı olgularda kendili­ğimden kaybolur.

Kaç ek atım biçimi vardır?

Değişik ek atım biçimleri vardır. Bunlar arasında en sık görülenler şunlardır: Kanncıkiistü ek atım (ku­lakçıktan doğan normal olmayan atımlar); nodal (düğümsel) ek atım­lar (kulakçık-karıncık arası düğüm­den doğan normal olmayan atımlar); karıncıktan kaynaklanan ek atımlar. Tek bir bölgeden gelen ek atımlar tek merkezli olarak adlandırılır. De­ğişik bölgelerden kaynaklanan ek atımlara çok merkezli denir. Salvo ek atımlar art arda gelenlerdir. Bir normal atımı bir ek atım izliyorsa ikili ritim söz konusudur.

Ek atımlar tehlikeli midir?

Ek atımlar her zaman tehlikeli değÜ-dir. Genellikle geçici bir uyarılma durumuna bağlıdır ve gençlerde, spor yapmaları durumunda ortadan kalkabilir. Ek atımlar bir kalp hasta­lığı ya da dolaşım bozukluklanyla birlikte görülürse durum değişir. Bu olgularda eşlik ettikleri hastalığın ağırlaşmasına neden olabilirler. Ör­neğin, çok sıklaşacak karıncık taşi-kardisine ve ani ölümlere yol açabı-