KALINBAĞIRSAK DİVERTİKÜLÜ
Divertiküller bağırsak duvarının direncinin azalması sonucunda dışan doğru fırlayan keseciklerdir. Çoğunlukla bezelye büyüklüğündedirler ve hemen her zaman çok sayıda bulunurlar. En çok yerleştikleri yer kalınbağırsağın inen bölümüyle, sigmoit kolondur (kalınbağırsağın “S” biçiminde kıvnm yapan bölümü). Kalınbağırsağın herhangi bir yerinde de görülebilirler.
GÖRÜLME SIKLIĞI
Divertiküller, 60 yaşın üstündeki kişilerin yüzde 30′unda, 80 yaşın üstündeki kişilerin ise yüzde 40′ında görülür. Diver-tikül hastalığı erkeklerde daha sık, genellikle kadınlardan iki kat fazla görülür.
Olguların çoğunda, hastalığın klinik bir tanımı yoktur, ama hastalık kendini belli etmeye başladığında ciddiye alınmalıdır. Çünkü ağır komplikasyonlara yol açabilir.
• Kolaylaştırıcı etmenler – Hastalığa yatkınlık sağlayan çeşitli etmenler vardır; bunlar arasında bazıları çelişkilidir.
• Irksal etmenler – Çeşitli çalışmalar Afrika’da ve Hindistan, İran, Irak gibi Asya ülkelerinde divertikül oluşumuna çok seyrek rastlandığını ortaya koymuştur. Burada beslenme alışkanlıkları birinci derecede Önem taşır. Batılı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ülkelerde hastalığın görülme oram yükselmektedir.
• Beslenme etmeni – En önemli etmendir. Doğal selüloz liflerinin büyük oranda bulunduğu kepekli ekmek yiyenlerde divertikül iltihabının sık görülmediği ortaya konmuştur. Günümüzdeki beslenme biçiminde şeker ve sindirile-meyen lifler bakımından yetersiz olan etler fazla tüketilmektedir.
• Kalıtsal etmenler – Bazı ailelerin bü–tün üyelerinde divertikül İltihabı görüldüğü için hastalığın oluşumunda kalıtsal etmenlerin bulunabileceği ileri sürülmüştür.
• Öbür etmenler – Akut ya da kronik kalınbağırsak iltihapları, dizanteri, amip enfeksiyonu vb hastalıkların divertikül iltihabına yol açabileceği düşünülmüş, ama kanıtlanamamıştır.
Divertikül iltihabının, bacak varisi, basurlar, diyafram fıtıkları gibi değişik hastalıklarla aynı klinik tablo çerçevesinde değerlendirilmesine yönelik girişimler olmuştur. Bu hastalıkların kasların genel ve tekil bir hastalığından çok yaşlılığa bağlanabileceği düşünülmektedir.
Divertikül iltihaplan safrakesesi taşlarıyla ve şişmanlıkla İlişkilendirilmiştir. Bunlar yağlar bakımından zengin ve sin-dirilemeyen lifler bakımından yetersiz bir beslenmeden kaynaklanan safrakesesi işlev bozukluğunun sonucudurlar.
KLİNİK BİÇİMLER
Kalınbağırsak divertikülü iltihabının iki temel tipi vardır:
• Doğumsal biçimler – Özellikle gençlerde görülür; bütün kalınbağırsağı ilgilendirir ve sıklıkla aynı ailenin bireylerinde ortaya çıkar.
• Edinilmiş divertikül iltihapları – Divertikül fıtıklarının oluşumunu kolaylaştıran en önemli neden kalınbağırsak içi basmcm artmasıdır. Bağırsağın çapı küçüldükçe basınç daha yükselir ve böylece, normalde çapı küçük olan ve kas duvarı esnekliği fazla olmayan sigmoit kolonun içindeki basınç artışı daha kolay gerçekleşir. Hastalığın bu organda daha sık rastlanmasının nedeni budur. Basınç, gaz ve besinlerin bağırsakta mayalanması sonucunda da artar.
BELİRTİLERİ
İlk evre, kalınbağırsakta divertiküllerin , oluşmasıdır; klinik bir belirtisi yoktur * Herhangi bir başka nedenle ve özellikle * işlevsel bağırsak hastalığı belirtileri gö-rüldüğünde kalınbağırsak röntgenlerin-) de rastlantı sonucu fark edilir. Hastalı-; ğın bu ilk evresinde divertiküîler serbesttir ve düzenli biçimde normal bir geçişle içleri boşalır. Kalınbağırsağın , f!. kontrast madde verilerek görüntülen- ”•<•* meşinde çok sayıda divertikülün varlığı saptanabilir; bu durumda kalınbağırsağın divertilcül hastalığından söz edilir, îçi kontrast maddeyle dolan divertiküller röntgen filminde özgül bir görüntü verirler. Dipleri düzenlidir ve boyunları görülebilir; genellikle aşın kasılmış görünümdeki bir kalınbağırsak bölümünde yerleşmişlerdir.
Hastalığın gidişi sırasında divertikül iltihabına rastlanabilir. Bu olgu başlıca iki evreye ayrılır:
• Nezlesel ya da iltihabi evre – Bu evrede divertiküller bir boşaltım bozukluğu nedeniyle irinle doludur. Kalınbağırsağında divertikül olduğu bilinen bir hastada, aşağıdaki klinik belirtilerin görülmesi durumunda nezlesel bir divertikül iltihabı düşünülmelidir: Alışılagelmiş belirtiler şiddetlenir. Örneğin karnın sol alt bölümüne yerleşen sancılar geceleri daha çok artar ve hastanın uyumasını engeller. Kanlı ve sümüksü dış-kılamayla da seyredebilen ishal görülür. Akyuvarların sayısında ve alyuvar çökme hızında (sedimantasyon) artış olabilir. Karında ele gelen bir kütle yoktur ve makat yoluyla yapılan muayenede bir bozukluk saptanmaz. Bu evrede di-vertikül iltihabı, ilaç ve istirahatle birlikte uygulanan tıbbi tedaviye iyi yanıt verir. Röntgende, dibi daha az düzerdi ama kontrast maddeyle iyi bir biçimde dolan divertiküller görülür. • İrinli divertikül iltihabı – Bir sonraki evredir. Yapısal olarak divertikülün boynunun kapanmasıyla tanımlanır; röntgen filminde, divertiküllerin kontrast maddeyle hemen hiç dolmadığı görülür. Bu evre nezlesel divertikül iltihabının yeterli tedavi görmemesinin ve hastanın iyi bakılmamasının doğrudan sonucu olarak değerlendirilir.
Karın kaslarının tam anlamıyla istemsiz kasılmasının eklenmesiyle klinik tablo daha da ağırlaşır. Genellikle karnın sol alt bölümündeki bu istemsiz kasılma sol apandisit olarak adlandırılır. Ayrıca yüksek ateş ve bazen tam olmayan bir tıkanmayla birlikte belirgin bir mikrobik hastalık tablosu ortaya çıkaf. Bu evrede karında ele gelen bir kütle yoktur. Lavmanla kontrast madde verilerek röntgen çekilmesi tehlikeli sayılır. Gerekli durumlarda radyoskopiyle izlenerek ve düşük bir basınçla kontrast madde Verilebilir.
GELİŞİMİ
Hastalığın gelişimi sırasında değişik komplikasyonlar görülebilir: • Delinme ve karın zarı iltihabı – Kalınbağırsaktaki ilişkili olduğu bölümden ayrılan divertikül kendi basma irinle dolmaya devam eder. Kalınbağırsak çevresinde mikrobik bir yayılma gelişir ve yalancı tümoral görünümü olayın kanserle karıştırılmasına neden olur. Karın zan iltihabı karnın bir bölgesinde sınırlı kalabilir (sınırlı delinme) ya da irinle dolu divertikül karın boşluğuna açılarak (serbest delinme) bütün karın zarına yayılabilir (peritonit). Bu evrede karında kütle ele gelir; leğen (pelvis) muayenesiyle de fark edilir. Baryumun karın zarına olası geçiş tehlikesi nedeniyle, kalınbağırsağa suda eriyen kontrast maddeler verilmesi Önerilir.
• Tıkanma – Kalınbağırsak iltihabına bağlı bir darlık nedeniyle mekanik tıkanma ya da karın zan iltihabı durumunda görülen işlevsel tıkanma olmak üzere iki biçimde ortaya çıkar.
• Fistül (akarca) – Seyrek olarak ortaya çıkar ve uygun bir tedaviyle önlenebilir. İrinle dolan divertikülün bir kenardan patlayarak akması sonucunda oluşur. Fistüller çevredejd organlara ve özellikle çok yakın olan idrar kesesine akar. Bu durumda idrarla birlikte gaz ve dışkı çıkarılır. Öbür fistül yollan deriye, hazneye, incebağırsağa ve körba-ğırsağa doğru gider, Röntgen ile yapılan inceleme fistül yollarının görülmesini sağlar. Kalınbağırsak ve idrar kesesi fistülleri çeşitli idrar kesesi enfeksiyonlarına yol açar.
• Kanamalar – Divertiküllerin damar bakımından zengin yapılan nedeniyle kanamalar oldukça sık ortaya çıkar. Kanama öncesinde genellikle bir kuluçka dönemi vardır. Çoğunlukla ani olarak koyu kırmızı kan çıkanını görülür. Bu kan kaybı düzenli rektal muayeneyle belirlenebilir. Endoskopiyle (iç-görgüleme) saptanabilen tümoral nedenler saf dışı bırakıldıktan sonra tanı kesinlesin Bu kanamaların yaklaşık yüzde 75′i kendiliğinden durur, yüzde 25 olguda ise kanama yeniden ortaya çıkar. Kanama durmazsa iki tür tedavi olanağı vardır. Bunlar, bağırsak damarına vazo-pressin şırınga edilmesi ve cerrahi girişimdir. Birinci yöntem uygulandığında genellikle yineleme görülür. Kanamanın ilk 24 saatte iki litreden fazla kan nakli gerektirmesi durumunda ise hemen cerrahi girişime başvurulmalıdır.
Kolonoskopi kanamaya bağh teknik nedenler yüzünden genellikle başansız olur; lavmanla bağırsak temizliği sağlandıktan sonra denenmelidir. Kanama yerinin saptanması cerrahi girişime yol gösterir. Kolonoskopinin olanaksız olduğu durumlarda, kanın çıkış noktasının belirlenebilmesi için üst ve alt bağırsak atardamarı röntgeninin çekilmesi gerekir.
Yukarıda belirtilen incelemeler sonucunda da kanama alanlan tam belirlenemeyebilir ve yinelemeleri önlemeye yönelik cerrahi bir girişime uygun yolu bulmak olanaklı olmayabilir.Divertikül incelemesi kontrast madde verilerek görüntüleme ve kolonoskopi yöntemleriyle yapılır.Röntgen, divertiküllerin varlığını ortaya koyar. Kontrast madde düşük bir basınçla verilmelidir. Öte yandan röntgen, tümörün kalınbağırsak çevresinde yarattığı görünümlerin ayırımı için yetersiz kalır. Bu durumda kolonoskopiye başvurmak gerekir. Bu yöntemin de bazı zorluklan vardır. Çok yüksek basınçlı hava vermemek ve inceleme sırasında divertikülün içinde uzun süre kalın-maması gerekir; aksi halde divertikülün delinmesine yol açılabilir.
Sıradan bir divertikül röntgenle sap-tanmışsa, kolonoskopi gereksiz olabilir, ama kalınbağırsak darlığı olgulannda yararlıdır. Herhangi bir nedenle makattan kan gelmesi durumunda kanama yerinin saptanması ve kanamanın diver-tikülden kaynaklandığının doğrulanması ya da eşlik eden bir lezyonun ortaya çıkarılabilmesi için biyopsi alınmasını sağar.
TEDAVİ
Ana hedef ağnlan ortadan kaldırmak ve normale yakın bir akımı sağlamaktır. Bunun için olağan tedaviye parafin yağı (günde 2 kaşık) ve antispastik (spazm-sancı giderici) ilaçlar eklenir. Enfeksiyon ortaya çıktığında yatak isti-rahati ve sol kasık çukuruna buz torbası uygulaması gerekir. Antibiyotik tedavisi öbür uygulamalarla birlikte yapılır; genellikle penisilinler ve başka antibiyotikler kullanılır. Bu tedaviyle işlevsel bozukluklar birkaç günde giderilir. Bunların yarar sağlamadığı durumda cerrahi girişim uygulanmalıdır. • Cerrahi tedavi – Çeşitli nedenlerle önerilmeyen cerrahi tedavi, yeterli tıbbi tedaviye karşın, sık sık yineleyen ya da günlerce süren antibiyotik tedavisine karşın kasık bölgesindeki kütlenin varlığını sürdürdüğü hastalara uygulanır. Nedenleri yeterince açıklanamayan idrar yolu belirtileri gösteren hastalarda da cerrahi tedaviye başvurulabilir. Ameliyat kural olarak 50 yaşın altındaki hastalara uygulanır.
Soru
İnce ve kalın bağırsak iltihabında (enterokolit) bacaklar şişer mi?
Cevap
Çok ağır biçimlerde uzun süreli ishal ve kusma görülür. Bu durumda bozulan su ve elektrolit dengesine protein kaybının da eklenmesi bacaklarda şişmeye yol açabilir.