DOĞUMSAL KALP HASTALIKLARI ÖNLENEBİLİR Mİ?

Doğumsal kalp hastalığını önleyebilmek için bir şeyler yapılabilir mi?

Tüm söylenenler göz önüne alınarak bazı öneriler getirilebilir: Her şeyden önce en tehlikeli dönemin gebeliğin ilk üç ayı olduğu hatırla­nacak olursa, virüs enfeksiyonlarının (özellikle de gribin) çok yaygın oldu­ğu kış aylarında gebe kalanların çok dikkatli olması gerekir.

- Ergenlik öncesinde ya da daha sonra gebe olmadığına emin olmak koşu­luyla kadınların kızamıkçık aşısı yaptırması gerekir.

- Gebe kadınlar kızamıkçık ya da başka döküntülü hastalığa yakalanmış çocuklarla ya da bunların ana-babalanyla temastan, çok gerekmedikçe rad­yolojik incelemeden (özellikle kannla ilgili radyolojik inceleme) ve her türlü ilaç almaktan kaçınmalıdır.

- Düşük tehdidi durumunda istirahat etmek, her türlü yorgunluktan kaçın­mak gerekir.

- Anne 35-40 yaşlarını geçmişse amniyon sıvısı incelemesi yapılmalıdır. Bu yaşlardaki annelerin çocuklannda Down sendromu görülme tehlikesi daha çoktur.

- Normalde doğumsal kalp hastalığı oranı yaklaşık binde 8′dir. Anne ya da babada, tedavi edilmiş ya da edilmemiş bir doğumsal kalp hastalığı varsa ya da ailenin öteki çocuğunda doğumsal kalp hastalığı bulunuyorsa, yeni bir bebekte doğumsal kalp hastalığı görülme olasılığı yüzde 3 ile yüzde 5 arasında değişir. Bir ailenin iki çocuğunda da doğumsal kalp hastalığı var­sa, hastalığın üçüncü çocukta görülme olasılığı yaklaşık yüzde 15′e çık­maktadır. Bu bilgiler ileride yeni bir gebeliğe karar verip vermemede göz önüne alınmalıdır.

- Çiftlerin evlenmeden önce muayene edilerek, yukarıda belirtilen doğum­sal kalp hastalıklarıyla bir arada bulunan sendromlardan birinin var olup olmadığı araştırılmalıdır. Bu durum dünyaya çocuk getirecek İnsanlar tara­fından mutlaka bilinmelidir.