Başka Organ ve Doku Nakilleri
BAŞKA ORGAN VE DOKU NAKİLLERİ:
Kalp, akciğer, karaciğer, kemik iliği, iç salgı bezi
transplantasyonları gerçekleştirilmektedir. Bu transplantasyonlar yalnızca belli tıp merkezlerinde gerçekleştirilebilirler, çünkü henüz yeterince çözümlenmemiş olan bazı bağışıklık sistemi sorunları vardır. Öte yandan bu ameliyatların gerçekleştirilmesi için çok pahalı teknolojiler gerekir. Burada sözünü ettiğimiz transplantasyonlardan en başarılı olanı kemik iliği nakilleridir. Ama bu bile yalnızca belli merkezlerde gerçekleştirilebilmektedir.
Dünyada ilk kalp naklini Dr. Hardy, 1964 yılında gerçekleştirmiştir. Dr. Hardy, bir şempanzenin kalbini hastasına taktı. Ne var ki, hasta ancak bir saat yaşatılabildi. İnsandan insana ilk kalp nakli ise, 1967 yılında Dr. Barnard tarafından gerçekleştirildi. Hasta ancak 18 gün yaşatılabildi. Transplantasyonlarda sorun ameliyat tekniklerinden kaynaklanmamaktadır. Günümüzdeki ileri teknolojik, elektronik olanaklar ve ameliyat teknikleri hemen hemen her türlü doku ya da organın bir insandan bir başka insana nakİGdil-meşini sorun olmaktan çıkarmıştır. Ancak, nakledilen yapının, yabancı olarak algılanıp ona karşı vücudun bağışıklık sisteminin harekete geçip bir red yanıtı vererek, nakledilen dokuyu işe yaramaz hale getirmesi, günümüzün henüz çözümlenememiş olan en büyük sorunudur. Bu sorun, bağışıklık sisteminin bazı ilaç ve yöntemlerle baskı altına alınmasıyla, yani immünosup-resyonla çözümlenmeye çalışıldı. Ama bu kez de başka bir sorun ortaya çıktı: Bağışıklık sistemi baskı altına alman organizma, yalnızca nakledilen yabancı doku ve hücrelere karşı değil, her türlü yabancıya karşı duyarsız kalmaya başladı. Yani vücuda dışardan giren mikroplara karşı da vücudun bağışıklık sistemi köreltilmiş, etkisizleştirilmiş oldu. Bu durumda normal bir insanın kolaylıkla karşı koyabileceği bir mikrobik hastalık, örneğin, basit bir zatürree (pnömoni) bağışıklık sistemi baskı altına alman hastalar için öldürücü olmaktadır. Nitekim Dr. Barnard’ın ilk hastası zatürreeden ölmüştü.
Bağışıklık sisteminin yarattığı sorunlar tamamen çözümlendiğinde, birçok hastanın başka insanların organlarıyla normal bir hayat yaşayabilmesi sağlanmış olacaktır.
Bu soruna çözüm getirebilecek bir başka nokta aktarılan dokunun antijenlerinin alıcının doku an-tijenleriyle uygunluğunun araştırılması ve sağlanmasıdır. Nasıl kanımızdaki alyuvarların zarmda bulunan antijenler kan gruplarını oluşturmuş-larsa ve sözgelişi A grizunda bîr kan B grubundan birine verilince tepki yaratırsa, dokular için de aynı şey söz konusudur. Doku hücrelerinin zarlarında bulunan bu antijenlere Doku uygunluğu (Histokompatibilite) antijenleri denir. Organ naklinden Önce alıcı ve vericinin doku antijenlerinin tayini bu bakımdan büyük yarar sağlamaktadır. Bu amaçla lokosit antijenlerinin tayini çok kez yeterli olmaktadır. Çünkü doku uygunluğu antijenleri, lökositler de, retiküloendotelial sistem, dalak, epitel ve deri hücrelerinde bol olarak bulunur. Halbuki kemik, kıkırdak ve bağ dokusunda çok azdır. Bunun için de kıkırdak ve kemik yamalan daha kolay tutar.
Organ nakilleri üzerinde bu çalışmalar sürdürülürken öbür yandan da biyolojik doku ve organların yerini alacak olan yapay doku vb organların, alıcı kişilere takılması konusu üzerinde de çalışılmaktadır. Örneğin, mekanik kalpler, yapay alyuvarlar, yapay sinir lifleri vs. Bu konulardaki çalışmalar her ne kadar bazı ilerlemeler kaydetmişlerse de onlar için ayrıntılı birbiçimdekonuşmak için zaman henüz erkendir. Ama bazı organları mekanik olan insanları düşlemek artık düşten çok uzak, gerçeğe ise çok yakındır.
.