Akrepler ve Akrep Zehirlenmesi
AKREPLER VE AKREP ZEHİRLENMESİ:Dünyada 650 kadar akrep türü olmasına karşın, bunların ancak pek az bir bölümü zehirlidir. Ülkemizde de bazı zehirli akrep türlerine rastlanmaktadır.
Akrepler et yiyicidirler. Nemli, karanlık, loş yerlerde yalnız yaşarlar. Gündüzleri gizlenir, geceleri de dolaşır, avlanırlar. Akreplerin bazılarının 1-2 yıl kadar açlığa dayanabildikleri görülmüştür. Akrepler yavrulayarak çoğalırlar. Dişi, erkekle çiftleştikten sonra erkek akrebi parçalayıp öldürür.
Akrep zehirini kuyruğunun son halkasında saklar. Bu halkanın ucunda bir sokma iğnesi bulunur. Son halka içinde zehir salgısını üreten iki bez ve bir kese vardır. Biriken zehir, bir kanal aracılığıyla iğnenin ucundan sokulan bölgeye boşaltılır. Akrepler yalnızca kendilerini savunma amacıyla raslantı sonucu insanları sokarlar.Akrep zehiri İçinde kanamaya neden olan, hücreleri öldüren, kalp ve sinir hücrelerini bozan ve allerji yapan çeşitli maddeler bulunur.
Akrebin sokmuş olduğu bölgede küçük bir iğne izi görülür. Burada 15 dakika ile 2 saat sonra şiddetli ağrı ve yanma duygusu ile sıcaklık artışı olur. Kızarıklık, morluk ve şişme olaya katılır. Susuzluk duygusu, ağızdan salya akması, baş dönmesi, baş ağrısı, yutma güçlüğü, kusma, titreme, ter dökme, sayıklama, kramplar, vücudun uç bölgelerinde duyarsızlık gibi belirtüer gitgide ağırlaşmakta olan hastada görülen zehirlenme belirtileridir, ölüm genellikle koma, solunum felci ya da kalp durması sonucu, 12-48 saatte gelişir.
Akrep sokmasında yapılacak ilk şey, akrebin soktuğu bölgenin biraz yukarısından organı bağlamaktır. Elbette bu ancak, kol ve bacaklar için geçerli bir önlemdir. Sokulan yerin üstü çok sıkı bağlanmamahdır. Şişme nedeniyle sargı sıkılaşınca, sargının çözülüp yeniden fazla sıkı olmayacak bir biçimde bağlanması gerekmektedir. Bağın sıkıldığını şöyle ayarlayabiliriz. Bağı atarken bir parmağımızı organ ile ip arasında bırakırız. Bağ atıldıktan sonra bu parmağımızı biraz zorlanarak da olsa bağın altından kurtarabileceğimiz ölçüde sıkı bağlamış olmamız gerekir. Sokulan bölgenin bağlanması, zehirin vücuda yayılma hızını azaltır. Daha sonra yapılacak işlem bu bölgenin buzla, dokuyu dondurmayacak ölçüde soğutulmasıdır. Sokulan bölgenin 1 cm. boyunda bir kesik ile yarılıp, buradan zehirin emilmesi çok yararlıdır. Emme işlemini vantuzlarla yapmak daha doğrudur. Eğer böyle bir şey yoksa, bir plastik şişeden yararlanılabilir. Eğer bunların hiçbiri yoksa o zaman, emme işlemini ağızdan yarası olmayan biri gerçekleştirmelidir. Akrep sokmasında, hastanın en kısa yoldan bir hastaneye ulaştırılması gerekir. Burada akrep zehirine karşı hazırlanmış özel bir serumla hasta tedavi edilir. Bunun yanı sıra hastada gelişebilecek olan solunum, kalp ve sinir sistemiyle ilgili bozukluklara karşı da önlemler alınır