ÜRİK ASİT


Kanda ürik asit miktarının belirlenmesinde, nükleik asitlerin ve hücre metabolizmasının incelenmesinde yararlı bir laboratuvar testidir.

Vücutta ürik asit yapımı, bazı nükleik asit bileşenlerinin, özellikle de pü-rinlerin metabolizmasıyla bağlantılıdır. Ürik asit, pürinlerin parçalanmasıyla oluşan son üründür. Kanda ürik asit, ürat monosodyum tuzu biçiminde ya da bazı proteinlere bağlı olarak bulunur. En çok böbreklerden, az miktarda da bağırsak yoluyla atılır.

Kandaki ürik asit miktarı, ürik asitin karaciğer ve bağırsakta yapılması ile böbrek yoluyla atılması arasındaki dengeyi gösterir. Besinlere ve bunların ürik asit içeriklerine bağlı olarak kandaki ürik asit miktarı sürekli değişir.

Sağlıklı bir erişkinde ürik asit miktarı yaklaşık 750-1.500 mg’dir; her gün bunun yüzde 45-75′i yenilenir.

Kanda ürik asit değerleri erkekte 4-7 mg/100 mi (238-416 mol/lt) kadında ise 3-6,5 mg/100 mi (178-387 mol/lt) arasında değişir. Değişimler birçok hastalığın göstergesi olabilir. Ürik asit artışı birçok organda bozukluklara yol açabilir.


NASIL YAPILIR?


Ürik asit düzeyini saptamak için birkaç damla kan yeterlidir. Kan alınmadan önce hasta en az 10-12 saat hiçbir şey yememelidir.

Ayrıca kan alımından önceki 2-3 günde pürin içeriği yüksek besinler alınmamalı, yağlı besinler ve alkollü içecekler de azaltılmalıdır. Kan alınmasından önceki 24 saat içinde antienflamatuar (iltihap giderici) ilaçlar, kortizon ve glikoz, askorbik asit (C vitamini) alımını kesmek gerekir.


Bu maddeler kandaki ürik asit düzeyini azaltabilir ya da ölçüm tekniklerini etkileyebilir. Ürik asit düzeyinin belirlenmesi gut hastalığının tam ve tedavisinde temel Önem taşıyan bir incelemedir, ama başka birçok hastalıkla ilgili bilgi de verir. Lösemi (kan kanseri), bazı kansızlıklar, lenf sistemi kanserleri gibi birçok hastalıkta ve hipertiroidizm (tiroit bezinin aşırı çalışması) gibi bazı hormonal bozukluklarda ürik asit artışı görülür.


ÜRİK ASİT KLİRENSİ


Ürik asit klirensi için 24 saatte atılan idrar miktarı ile kanda ve İdrarda ürik asit değerlerini saptamak gerekir. Bu test, böbreğin ürik asiti atabilme yeteneğinin değerlendirilmesini sağlar.


Sağlıklı kişide olağan değerler dakikada 7-12 cc’dir.


Ürik asit klirensi, böbrek işlevlerinde ileri derecede bozulmaya yol açan böbrek hastalıklarında azalır; tubülo-nefrozlarda, ürik asit atımını sağlayan ilaçların verilmesinden sonra, miyeloproliferatif (kemik iliğinin dokusal ya da hücresel çoğalması) hastalıklarda ise (lösemi, polisitemi vb) artar.


Böbrek işlevlerinde önemli bir bozulmaya yol açmayan gutta ürik asit klirensi genellikle normaldir, bazen azalmış ve seyrek olarak artmış olabilir.


İDRARDA ÜRİK ASİT


Birçok durumda idrarda da ürik asit yoğunluğunu saptamak yararlıdır. Ürik asit miktarı, birkaç gün etsiz beslenmeden sonra 24 saatlik bir sürede toplanan idrarda ölçülür. Sağlıklı kişide normal değerler 24 saatte 280-560 mg’dir, ama kullanılan tekniğe göre belirgin değişiklikler olabilir.


Böbrek yetmezliğinde ve böbrek kökenli tüm ürik asit yükselmelerinde idrarda ürik asit azalmıştır. Hemolitik kansızlıkta, lösemide (kan kanseri), birçok tümörde, sanlıklı hepatitte, zatürreenin iyileşme evresinde ve genellikle aşırı hücre yıkımı olan tüm durumlarda ürik asit atımı yükselir. Böbrek işlevlerinde önemli bir bozulma olmayan gut, olgularının yüzde 25′inde idrarda ürik asit miktarı artar.


KANDA ÜRİK ASİT ARTIŞI


Kanda ürik asit artışı, metabolizmadaki üretim artışına ya da böbrekten idrarla ürik asit atımının azalmasına bağlı olabilir. Ürik asit açısından zengin besinlerin fazla yenmesi tek basma kanda ürik asiti artırmaya yeterli değildir, ama başka nedenlerle artış varsa böyle besinler alınması durumu ağırlaştırabilir.


Ürik asit artışının en sık görüldüğü klinik durum gut hastalığıdır. Bu hastalıkta doğumsal enzim eksikliklerinin rolü vardır.


Ama ürik asit yapımında artışa ya da atımında azalmaya yol açan başka

birçok durum söz konusudur. Özellikle kemik iliğinin çalışmasında artışla birlikte görülen miyeloproliferatif (kemik iliğinin dokusal ya da hücresel çoğalması) hastalıklarda ve kansızlıklarda ürik asit miktarı yükselir. Bazı hastalıklarda gerçek gut nöbetlerine seyrek rastlansa da, hiperürisemi sık görülür. Bunlar lösemi (kan kanseri), polisitemi (alyuvar sayısında artış), multipl (yaygın) miyelom, enfeksiyöz mononükleöz, pernisiyöz anemi (B12 vitamini eksikliğine bağlı kansızlık), Akdeniz kansızlığı ve öteki kronik hemoli-tik (alyuvar yıkımına bağlı) kansızlıklardır.


Ürik asit artışı yaygın doku yıkımından kaynaklanabilir; bu durum ağır yanıklarda, travmalarda ya da tümör tedavisinden sonra görülebilir. Kronik böbrek yetmezliğinde idrarda ürik asit atımı azalmıştır. Genellikle böbreklerin çalışmasında olağan duruma göre yüzde 50 kadar bir azalma olmadan kanda ürik asit artmaz. Ama seyrek olarak yüksek ürik asit değerleri ile birlikte klinik gut belirtileri ortaya çıkar; büyük olasılıkla bunun nedeni, aym zamanda kandaki azot değerinin artmasıyla iltihabi tepkinin azalmasıdır.


Bazı ilaçlar idrarla ürik asit atımını azaltabilir. Bunlar arasında diü-retikler (idrar söktürücüler), salisilatlar, nikotinik asit, levodopa sayılabilir.


Yüksek ürik asit miktarının tersine, düşük ürik asit değerlerinin tek basma bir anlamı yoktur, çünkü bu durum herhangi bir bozukluğa yol açmaz. Aynı biçimde kanda ürik asitin azalması hormonal dengesizliklere, böbrek hastalıklarına, kalıtsal işlev bozukluklarına ya da bazı ilaçlara bağlı olabilir.


Başlıca artış nedenleri


• Özellikle ette bulunan ürik asit ön maddelerinin besinlerle alımında artış


• Ürik asit atımında anormallikler


• Gut


• Miyeloproliferatif hastalıklar (lenfom, polisitemi vb)


• Hiperparatiroidizm (paratiroit bezinin aşırı çalışması)


• Tümörler


• Hemolitik anemiler *


• Apseler


• Yanıklar


• Sedef hastalığı


• Işın tedavisi (radyoterapi)


• İlaç tedavisi (kemoterapi)