KERNİKTERUS
KERNİKTERUS: Kernikterus, yeni doğan çocukta indirekt bilirubinin merkezi sinir sisteminde sinir hücrelerine birikerek onları zedelemesiy-le gelişen ve oldukça ağır seyreden bir hastalıktır. Bilindiği gibi indirekt bilirubin yağlarda erir ve sinir sistemine birikme özelliğini gösterir. Çocukta gelişen kernikterus, kandaki bilirubin 100 ml’de 20 mg.’in üzerine çıktığı durumlarda görülür. Kandaki bilirubin düzeyinin yükselmesi genellikle çocuğun alyuvarlarının parçalanıp erimesine bağlıdır. Bu gibi alyuvarlar parçalanır ve içlerindeki hemoglobin serbest duruma geçer. Hemoglobin, daha sonra indirekt büirubine dönüştürülür. Parçalanan alyuvarların sayısı ne kadar çok olursa kandaki bilirubin de o oranda tehlikeli düzeylere erişir. Çocukta alyuvarların parçalanmasına yol açan etkenler arasında.en sık rastlananı anneyle çocuk arasındaki kan (Rh) uyuşmazlığıdır. Hastalığın gelişmesine karşı alınacak önlemler, çocuğun doğumundan5nce ve doğumundan sonra olmak üzere iki gruptadır. Eğer çocukta kernikterus oluşma tehlikesi doğumdan önce saptanmışsa, doğumun,hamileliğin 34-35. haftalarında gerçekleştirilmesi yararlıdır. Bazı vakalarda çocuğa doğmadan Önce rahim içinde kan nakli gerekebilir. Çocuk doğduktan sonra alınacak önlemlerden biri zaman kaybetmeden çocuğun kanının tümüyle değiştirilmesidir. Verilecek kan 0 Rh negatif olmalıdır .Çocuğun kanının hızla değiştirilmesi her zaman gerekmeyebilir: Ancak göbek kordonundan alınan kanda hemoglobin miktarı 100 mi. kanda 12 mg.’in altında, aynı kandaki bilirubin düzeyi 5 mg.’dan fazla, çocukta solunum güçlüğü gelişmiş, çocuğun kanında albumin miktarı düşmüş, kanda oksijen ve/veya glikoz azlığı varsa ya da çocuk erken doğmuşsa zaman kaybetmeden kan değiştirmek gerekir. Kernikterus vakalarında gelişecek olan belirtiler, indirekt bilirubinin zedelediği merkezi sinir sistemi bölgelerinin işlevlerine göre değişmektedir. Özellikle sinir sisteminin solunum ve dolaşım merkezlerinin zedelenmesiyle hızla ölüm gelişebilir.Anne ile çocuk arasındaki kan uyuşmazlığının önceden belirlenmesi kernikterus vakalarının önlenmesinde çok önemlidir. Bilindiği gibi bu durumlarda anne kanı Rh (-) negatifken, çocuğun kam Rh (+) pozitifse ilk hamilelik olması nedeniyle bu çocuk için herhangi bir sakınca doğma-maktadır. Ancak bu çocuğun doğumu sırasında ya da düşük olduğunda çocuğun kanıyla annenin kanı birbirine karışır. Bu gibi durumlarda çocuğun Rh ( + ) kanıyla karşılaşan annede, Rh ( + )’e karşı antikorlar belirir. Anne ikinci çocuğuna hamile kaldığında eğer bu çocuk da Rh ( + ) ise, ilk hamileliği sırasında annede gelişmiş olan ve Rh ( + ) kana karşı olan antikorlar, anneden çocuğa geçip çocuğun alyuvarlarının parçalanıp erimelerine yol açarlar. Alyuvarların parçalanmasıyla serbest kalan hemoglobin, daha sonra bilirubine dönüştürülür. Böylece parçalanan alyuvarların sayısıyla orantılı olarak çocuğun kanındaki bilirubin düzeyi yükselmeye başlar. Bu yükselme lOOml. kanda 20 mg. düzeyine eriştiğinde kernikterus gelişir.tik hamilelikte anneyle çocuk arasında kan uyuşmazlığı saptandığında, doğumdan ya da düşükten hemen sonra en geç 72 saat sonra anneye üçyüz mikrogram “İnsan Anti-D globulin” adlı antikorun zerk edilmesi gerekir. Bu yolla anneye dışarıdan antikor verilmiş olur. Bu antikorlar, anne kanma karışan çocuğun Rh ( + } kanının parçalanmasına yardımcı olur, ayrıca annenin bağışıklık sisteminin çocuğun Rh ( + ) kanına karşı antikorlar geliştirmesini önler. Böylece annenin bağışıklık sistemi hiç Rh ( + ) kanla karşılaşmamış gibi kalır. îşte bu nedenle anne, ikinci kez Rh ( + ) kanlı bir çocuğa hamile kaldığında bu çocuğa karşı antikor üretmez ve çocuk kan uyuşmazlığının yukarıda anlattığımız riskinden korunmuş olur. Konuyla ilgili ek bilgileri doğum bölümünün “Hidrops Fötalis” adlı başlıĞmdfl bulabilirsiniz.