PARAT HORMON YETMEZLİĞİ (HİPOPA-RATİROİDİZM): Parat hormon yetmezliği ya tiroit ameliyatları sırasında paratiroit bezlerin yanlışlıkla çıkarılması sonucu gelişir ya da henüz bilinmeyen nedenlere bağlı olarak paratiroit bezlerinin harabiyeti sonucu gelişir. Bazı durumlarda paratiroit bezi ve bunun salgıladığı parat hormon vardır, ancak kemik, böbrek, bağırsaklar gibi parat hormonun etkilediği “hedef organlar”, salgılanmakta olan hormona normal yanıt vermektedirler. Bu “Yalancı parat hormon yetmezliği” denilen ve parat hormon bulunuşu dışında tamamen “Parat hormon yetmezliğine” benzeyen bir tabloya neden olmaktadır. Parat hormon yetmezliğinde kandaki kalsiyum yoğunluğunu düşmekte, fosfat yoğunluğu ise yükselmektedir. Anımsanacağı gibi düşük kalsiyum yoğunluğu kas ve sinirlerin uyarılabilme eşiklerini normalin altına düşürmektedir. Bu durumda kalsiyumun azlığı ile orantılı olarak vücuda gelen ve sinirler tarafından algılanan herhangi bir
uyarı, aşırılıklara neden olmaktadır. Örneğin böyle bir kişinin yüzüne hafifçe dokunmakla, yüzün o yarısında şiddetli bir kasılmaya neden olunabilir. Buna “Chvostek” belirtisi denir. Kandaki kalsiyum yoğunluğunun düşüklüğü (Hi-pokalsemi), kaslarda “Tetani” denilen kramp biçiminde kas kasılmalarına neden olur. İlk belirtiler genellikle ağız çevresindeki duygu bozukluklarıdır. Solunum ve gırtlak kaslarının tetanik kasılmaları (kramp) solunum durması ve boğulmaya neden olabilecek kadar şiddetli olabilir.
Parat hormon yetmezliği sonucu gelişen hipokal-semi ve buna bağlı kramplar damar içine kalsiyumlu solüsyonlar verilerek tedavi edilir. Uzun süreli tedavilerde D vitamininden
yararlanılır. Çünkü D vitamini birçok etkisiyle parat hormonu gibi davranır.