NÜKLEİK ASİT ZİNCİRİ
NÜKLEİK ASİT ZİNCİRİ: Pozitif elektrik yükü aşır. Bu zincirin her bir halkasına “Nükleotid” [enir, bu nedenle nükleik asit zincirine “Polinük-eotid” adı da verilmiştir.
îücre içinde başlıca iki çeşit polinükleotid nükleik asit zinciri) bulunur. Bunlardan birine leoksiribonükleik asit ya da kısaca DNA, liğerine Ribonükleik asit ya dakısacaRNA denir. ÎNA’nm hemen hemen tümü hücre çekirdeği cinde bulunur. Gelişen araştırma yöntemleri ile nitokondrilerinde özgün DNA taşıdıkları saptanmıştır.
4itokondrilerdeki bu DNA’lar kendi kendi-3rine çoğalabilmelerini sağlarlar. Hücre RNA’sı-m yüzde doksanı sitoplazmadaki ribozomlarda, üzde onu da hücre çekirdeğindeki çekirdekçikte ulunur, lükleik asit zinciri (polinükleotid) başlıca üç kimyasal yapıdan oluşmuştur. Bu yapılar 1) Şeker, 2) Baz ve 3) Asit’tir.
Asit bölümü, her iki polinükleotid için aynı olup “fosforik asit” yapısındadır. Şeker bölümü her iki polinükleotidde de “pentoz”dur. Fakat DNA’daki pentoz “deoksiriboz” RNA’daki ise “riboz” yapısındadır. DNA ile RNA’yı birbirinden ayıran öğeFerin başında şekerin farklı oluşu gelir. Baz bölümü kendi içinde “Pürin” ve “Pirimidin” olmak üzere iki gruba ayrılır. Pürin grubu “Adenin” (A) ve “Guanin” [G) adı verilen kimyasal yapı içerin Primidin ise “Sitozin” (S), “Timin” (T) vg “Urasü”(U) adında üç kimyasal yapıdan oluşur. Pürinler uzun, pirimidinlerse kısa moleküllerdir. DNA zincirinde pürin olarak Adenin ve Guanin, primidin olarak ta Timin ve Sitozin bazları bulunur. RNA zincirindeyse pürin olarak Adenin ve Guanin bazları bulunurken,pirimidin olarak da Sitozin ve Urasil bulunur. Yukarıda değindiğimiz bir asit, bir baz ve bir şeker kimyasal bağlarla birbirlerine bağlandıklarında bir nükleotid, yani niikleik asit zincirinin bir halkası ortaya çıkar. Nükleotiddeki baz ve fosforik asit, ortadaki pentoz aracılığıyla birbirlerine bağlanmışlardır.
Polinükleotid yapısının, bir başka deyişle niikleik asit zincirinin kurulabilmesi için, her halkanın yani her nükleotidin diğer iki komşu nükleotide bağlanması gerekir. Bu bağlantılar nükleotidin yapısında bulunan fosforik asitin yardımıyla kurulur. Fosforik asit bir ucundan ait olduğu nükleotidin pentozuna bağlanırken, diğer ucuyla da bir üstteki nükleotidin pentozuna tutunur. Bu biçimde oluşan poîinükleotid zinciri, yapısındaki pentozun türüne göre DNA ya da RNA zincirini meydana getirmiş olur. Bir DNA zincirinin karşısına, buna paralel bir başka DNA zinciri daha gelir. Karşı karşıya gelen bu polinükleotid zincirleri, yapılarındaki karşılıklı bazlar arasında kurulan kimyasal bağlarla tyrbirlerine tutunurlar. Her zaman DNA zincirindeki Adenin, karşı zincirindeki Timinle Sitozin de Guaninle bağlantı kurar. Buradan şu sonuca varılır: “Her polinükleotidin karşısına ancak onu tamamlayacak olan başka bir polinükleotid zinciri gelebilir.”
İki DNA zincirinin birbirini tamamlamasıyla duvar merdivenine benzetilebilecek bir şerit ortaya çıkar. Bu merdivenin ayakları asit ve şeker tarafından basamakları ise karşı karşıya gelmiş olan nükleotidlerin bazları tarafından oluşturulur.
lerdiven biçimindeki bu yapı aslında düz ieğîldir, kendi üzerinde kıvrımlar yaparak lelezon biçimini almıştır. Buna kromozomun ’sarmal” yapısı denir. Böyle kıvrımlı bir yapıya ■ahip olan kromozom, düz bir şerit biçiminde ıçılacak olursa, yaklaşık 15 cm. uzunluğunda iki ane DNA zinciri elde edilir. İnsan hücresinde 46 ek kromozom bulunduğuna göre hücre çekirdeği-ıe yaklaşık 14 m. boyunda bir DNA şeridi ığdırılmış olduğu görülür.