MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNİN ETKİLİ MADDELERİ

MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNİN ETKİLİ MADDELERİ: Merkezi sinir sisteminin ilaç biliminde önemli bir yeri vardır. Sinir hücreleri arasındaki haberleşme bu sistemde de bazı bileşikler yardımıyla olur. Bunlar: Asetilkolin, dopamin, noradrenalin, adrenalin, serotonin, glutamikasit, gamaamino bütirik asit, glişin, histomin ve bazı peptitlerdir (P maddesi, enkefalinler, endorfinİer gibi). Enkefalinler ve endorfinier son on yıldır üzerlerinde çok çalışılan bileşiklerdir. Bu bileşikler hayvan beyinlerinden izole edildiklerinde, uygulandıkları bazı izole sistemlerde ve deney hayvanlarında morfine benzer etkiler göstermektedirler. Bu bileşiklerin merkezi sinir sisteminde bulunmalarının nedeninin organizmayı ağrılardan, gerilimlerden korumak olduğu ileri sürülmektedir. Gerçekten de bu sistemlerin merkezi sinir sistemlerindeki konumları açıklığa kavuştukça, dışardan gelen olumsuz uyaranlara karşı “kapı kontrol görevi” gördükleri düşüncesi güçlenmektedir.


Merkezi sinir sistemini etkileyen ilaçlar bu sistemi uyaranlar ve baskı altına alanlar olmak üzere ikiye ayrılır.


Merkezi sinir sistemini uyaran ilaçların bir bölümüne analeptikler de denir. Striknin, pikrotoksin,


pentetrazol, kafein, teofilin bunlar arasında sayılır. Bu ilaçlar solunum düzensizliği nedeniyle zehirlenmiş kişilerde kullandıklarında

yararlıdırlar.


Merkezi sinir sistemini baskı altına alan ilaçlar ise başta sözünü ettiğimiz genel anestezikler, uyku ilaçlan (hipnotikler) alkol, morfinin doğaİ ve yapay türevleri (opioidler)dir. Psikiyatrik bozuklukların tedavisinde kullanılan ilaçlar da yine merkezi sinir sistemini etkileyen i-laçlardır. Psikoz, depresyon, şizofreni, mani gibi durumlarda bu ilaçlardan yararlanılır. Merkezi sinir sistemini etkileyen ilaçların çoğu bağımlılık yaparlar. Bağımlılık en belirgin olarak bu sistemi baskı altına alan ilaçlarla görülür. Morfin ve alkol bağımlılığı sosyal yönden de önem taşıyan konulardır.


Uyku ilaçları da bağımlılık yapıcı ilaçlardır. Özellikle barbitürik asit türevleri güçlü bir biçimde bağımlılık yaparlar. Benzodiazepin türevi olan uyku ilaçları bu açıdan çok daha tehlikesizdirler ve uykusuzluk tedavisinde kullanılırlar.


Morfin ve alkol bağımlılarının tedavisi büyük Özen gerektirir. Bağımlı olunan bu bileşiklerin dozları hekim denetimi altında azaltılmalı ve bağımlıların eksiklik durumuna düşmeden bu durumlarını atlatmaları sağlanmalıdır. Alkol bağımlıları bu süre içinde vitamin içeren i-laçları da kullanmalıdırlar. Bu hastaların tedavi sırasında psişik yönden de güçlendirilmeleri gerekmektedir.


Merkezi sinir sistemini etkileyen esrar, LSD, amfetamin, kokain gibi ilaçlar da psişik bağımlılık yaparlar. Bu tip ilaçların oluşturduğu bağımlılık özellikle sosyoekonomik açıdan ileri olan ülkelerde çok yaygındır.