Östrojenler
Kadının asıl cinsiyet hormonudur ve salgıladığı asıl doku yumurtalıklardır (ovaryum). Bunun dışında böbreküstü bezinden ve plasentadan (son, eş) da östrojen salgılanır.
Östrojenler kimyasal yapı olarak “Steroid”lerdir ve ön maddeleri asetat ve kolesteroldür. 17-Beta-Östradiol, Östriol ve Östron olmak üzere başlıca üç çeşit östrojen bulunur. Yukarıdaki çizelgede, asetattan östrojenlerin üretilme aşamaları özetlenmiştir: Östrojenler karaciğerde metabolize edilirler ve bir bölümü safrayla, bir bölümü de idrarla vücut dışına atılır. Östrojenlerin salgılandığı asıl yapı yumurtalıklardan foliküllerdir. Foliküllerin “Te-ka interna” tabakasındaki hücreler ve “Zona granüloza” tabakasındaki granüloza hücreleri östrojen salgılarlar. Ancak granüloza hücrelerinin asıl salgısı progesteron hormonudur. Teka internadaki hücreler hazırlanan bu progesteron-dan östrojenleri üretebilirler. Östrojen salgılanması için gerekli uyarı, beynin “Adenohipofiz” bölgesinden salgılanan “Folikül Stimulan Hormon” (FSH) aracılığıyla kan yoluyla yumurtalığa (Ovaryum) gelir, FSH salgılanması ise beynin “Hipotalamus” bölgesinden salgılanan “Folikül uyarıcı hormon serbestleştirici faktör” (FSH-RF) adlı bir hormon tarafından uyarılır. Kandaki östrojenler belli bir düzeye eriştiğindey-se FSH-RF salgısı ve buna bağlı olarak da FSH ve dolayısıyla östrojen salgısı azalır. Östrojen azaldığındaysa FSH-RF salgısı artar. Böylece vücutta uygun bir östrojen dengesi sağlanır. Östrojenlerin geniş bir etki alanları vardır; bunları ayrı ayrı inceleyelim. Fallop borularına etki: Östrojenler fallop borularının iç yüzeyini örtmekte olan siliah epitel hücrelerinin silia hareketlerini çoğaltır, buralardaki salgıyı ve buradaki kasların kasılabüme yeteneklerini arttırır. Bütün bu olaylar ise fallop borusuna giren yumurtanın (Ovum), erkek cinsiyet hücresiyle (Spermadit) birleşme olasılığım yükseltir. Rahime (Uterus) etki: Östrojenler rahimin iç yüzünü örten “Endometrium” tabakasının kalınlaşmasına, kan damarlarının ve salgı bezlerinin büyüyüp çoğalmasına yardım eder. östrojenler rahim kaslarının (Miyometrium) kasılabüme yeteneklerini çoğalttığı gibi, onların “Oksitosin” hormonuna olan duyarlılıklarını da arttırır.
Oksitosin hormonu doğum olayı ya da cinsel birleşme sırasında rahim kaslarını, emzirme sırasında ise süt kanalları çevresindeki düz kasları kasılmaya yöneltir.
Östrojenlerin etkisiyle rahim boynundaki (Cervbc uteri) salgı bezlerinden elastik, saydam bir mukus salgılanır, Bu mukus kuruyup, mikroskopla incelendiğinde “Fern-like” denilen ve eğreltiotu-na benzeyen bir görüntüye sahiptir. Bu görüntü vücuttaki Östrojen egemenliğinin kanıtıdır. Vaginaya etki: Östrojen etkisiyle vaginanın iç yüzeyini örten mukoza tabakası kalınlaşır. Buradaki hücrelerin glikojen yoğunluğu artar. Bilindiği gibi bu glikojenin vaginada normal olarak bulunan “Döderlein basilleri” tarafından laktik asitle parçalanmasıyla, vaginanın içi hafif asit bir ortama dönüşür. Bu asit ortam ise vaginayı bazı mikrobik hastalıklara karşı korur. Vulvaya etki: Östrojenler ergenlik çağında büyük ve küçük dudakların ve klitorisin büyümesini sağlarlar.
Meme dokusuna etki: Östrojenler süt kanallarının çoğaltıp gelişmesine neden olurlar. Ancak sütün asıl hazırlandığı süt bezlerinin oluşmasını sağlayamazlar. Bunun için progesteron ve laktotrop hormon (LTH, Prolaktin) adlı iki ayrı hormonun etkisi gereklidir.
Genel etkiler: östrojenler kemiklerin olgunlaşmasını hızlandırırlar. Bn da kızların daha hızlı boy atmalarına ve erkeklere oranla daha kısa olmalarına neden olur. Östrojenler büyüme hormonunun etkisini de azaltırlar. Özellikle leğen (Pelvis) ve omuz kemiklerini etkileyip, deri altına daha fazla yağ birikmesine yol açarlar. Böylelikle omuzların dar, kalçaların geniş ve yuvarlak olmasını sağlayarak dış hatların kadınsı görünüme dönüşmesini sağlar. Koltukaltı ve pubis kıllarının gelişmesinde de Östrojenlerin önemli katkısı vardır. Östrojenlerin merkezi sinir sistemini de etkileyerek, kadınsı davranışların gelişmesine yol açtıkları düşünülmektedir. Östrojen fazlalığı vücutta tuz ve su tutulmasına da yol açar. Tiroit bezi ve böbrek üstü bezi hormonlarının kanda taşınmasını sağlayan bazı özel proteinlerin karaciğerdeki üretimleri östrojen etkisiyle çoğalır.