KADINDA KISIRLIK


KADINDA KISIRLIK: Türün sürekliliği ancak üreme yoluyla gerçekleşir. Üreme de canlılara has özelliklerden biridir. Ancak bu biçimde canlılar türlerini sürdürebilirler. Tüm canlılarda üreme olayı farklı olarak gerçekleşir, fakat hepsinde de sonuç çoğalmadır, yeni bir döl vermedir. İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliklerden birini ruhsal yapısının varlığı oluşturur. Bu ruhsal yapı insanlarda çoğalmaya yeni bir boyut kazandırmaktadır. Bu da çocuk sahibi olabilme duygusu, çocuk sevgisidir. Bu etmen çoğalma arzusundan Öte bir duygu, hemen hemen daima tek etmendir.


Diğer bir deyimle çoğalma içgüdüsüne ağır basan duygu çocuk sevgisidir. Buna bir de sosyoekonomik koşulları eklersek insanlarda üreme olayı diğer canlılardan tamamen farklı boyutlara ulaşır. Bu nedenle “çocuk sahibi olmak” birçok etkenlerin altında Önem kazanan bir eylemdir. Çocuk sahibi olmak, eskiden yalnız kadınlığın bir koşulu olarak kabul edilirdi ve çocuğu olmayan bir çiftte yalnız kadın suçlanırdı. Günümüzdeki bilimsel gerçekler “çocuk olmamasında” kadınla erkeğin hemen hemen aynı oranda suçlu olduğunu göstermektedir. Fakat halen bazı toplumlarda çocuk olmayışının tek sorumlusu olarak kadın gösterilmektedir. Bu nedenle evlenme yaşının küçük olduğu bölgelerde, yeni adet görmeye başlayan genç kız, “üzerinden bir mevsim geçmeden evlendirilmez” çünkü görülen bu ilk adetler hemen hemen daima yumurtlama olmaksızın görü-

lürler. Böylelikle genç kız evlenir evlenmez çocuğu olamayacağından, çevrenin baskılarından belki de boşanma tehlikesinden kısmen korunmuş olur. Ülkemizde evlilikten sonra hemen çocuk doğurmayan ve bu nedenle boşanan pek çok kadın vardır. Halbuki bu kadınların çocuk doğuramamasının nedeni belki de kocasındaki bir bozukluktan ileri gelmektedir. Bu tamamen toplumsal koşullanmanın ve bilgisizliğin kötü bir sonucudur. Çünkü erkeğin cinsel birleşmede başarılı olması, erkeğin çocuk sahibi de olabileceği ve onda bir bozukluk olmadığı anlamında kabul edilir. Bu son derece yanlış bir yorumdur. Çünkü çocuk sahibi olabilmek ile erkeklik gücü tamamen aynı şey değildir. Cinsel gücü normalden de öte olan bir erkeğin çocuğu olmayabilir. Erkekte çocuk sahibi olma konusunda rol alan başlıca etmen erkek döl hücresinin {sperm} karakteridir. Bu spermlerin sayısı, hareketliliği, yapılarının normal olup olmadığı ve meninin diğer özellikleri normal sınırlar içinde olmalıdır. Tüm bunlar basit bir muayene ile ortaya konabilir. Spermiogram adı verilen erkeğe ait bu inceleme, çocuğu olmayan ve çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerde ilk olarak yapılması gereken işlemdir. Erkekte herhangi bir bozukluk olmadığı saptandıktan sonra kadına ait incelemelere geçilir. Bu nedenlerden dolayı çocuk sahibi olamayan çiftlerde önce erkek, bilgisizliğin sonucu bunu bir erkeklik gururu olarak kabul etmemeli ve muayene olmalıdır.


Yukarıda da görüldüğü gibi “çocuk sahibi olmak” ruhsal ve sosyal açıdan Önemli bir sorundur. Biz bu bölümde’ çocuk olmamasına yol açan etkenlerden yalnız kadınlara ait olanları ele alacağız ve kısaca açıklamaya çalışacağız.