KAN UYUŞMAZLIĞI (ANNE İLE BEBEK ARASINDA): Bilindiği gibi A-B-O, M-N gibi çeşitli kan grubu sistemleri vardır. Bunlardan biri de Rh sistemidir. Rh ( + ) olan insanların alyuvarlarında “Rh faktörü” denilen bir faktör bulunmaktadır. Rh (-) insanların alyuvarlarında İse bu faktör bulunmaz. Rh ( + ) olan bir kan Rh (-) olan bir insana verildiğinde, Rh ( + ) olan alyuvarlar Rh (-) insanın bağışıklık sistemi tarafından “Yabancı”, “Düşman”, “Antijen” olarak algılanırlar ve Rh (-) insanın bağışıklık sisteminde bu antijenlere karşı “Antikor” denilen özel savaşçı proteinler üretilir.
Antikorlar Rh ( + ) alyuvarlara saldırıp onları eritirler (Hemoliz), Rh ( + ) alyuvarlara saldıran bu antikorlar “İmmün globulin G” (IgG) (Bağışıklık globulini G) dirler. Doğacak çocuğun babası Rh ( + ] olduğunda, çocuk da Rh [ + ] olacaktır. Eğer anne Rh (-) ise anne ile çocuğu arasında kan uyuşmazlığı durumu ortaya çıkar. Bilindiği gibi hamilelik süresince anne kanıyla bebeğin kanı birbirine karışmaz.
Ancak doğum sırasında plasentada gelişen kanamalar nedeniyle anne ile çocuk kanı bir ölçüde birbirine karışır. Doğumdan önceki dönemlerde plasentada gelişecek anormal bir kanama ya da düşük, çocuk ile anne kanının birbirine karışmasına yol açar. Eğer anneyle çocuğun her ikisi de Rh ( + ) ya da Rh (-) ise kanların birbirine karışması büyük bir sorun yaratmaz. Ancak anne ile çocuk arasında Rh uyuşmazlığı varsa durum değişir. Çocuğun Rh ( + ] kanının, annenin Rh (-) kanına karışmasıyla, annenin bağışıklık sisteminde Rh ( + ) kana karşı antikorlar üretilmeye başlanır.
Antikor üretimine, kan uyuşmazlığı vakalarının yaklaşık % 15′inde rastlanmaktadır. Bu antikorlar IgG yapısında olduğundan, plasentadan kolayca geçip çocuğa ulaşabilirler. Eğer doğumda çocuk kânı anne kanına karışmamışsa, kan uyuşmazlığı ilk çocuk için’sorun yaratmaz. Ancak ilk çocuk doğarken, plasenta kanaması olacağı ve çocuğun Rh ( + ) kanının annenin (-) kanma karışacağından, bu gibi vakaların % 15 kadarında annenin bağışıklık sisteminde Rh (+) kana karşı antikorlar üretilecektir. Eğer doğumdan sonraki ilk 72 saat içinde anneye gereken tedavi uygulanmayacak olursa, ikinci çocuk tehlikeyle yüz yüze kalır. Gerekli tedaviyi görmemiş olan aynı anne, kan grubu Rh (+) olan ikinci çocuğuna hamile kaldığında asıl sorunlar ortaya çıkmaya başlar. Anne ilk hamileliği nedeniyle Rh [ +) kana karşı antikor üretmiş olduğundan, kanındaki bu antikorlar plasentaden geçip çocuğa ulaşırlar ve çocuğun Rh ( + ) olan alyuvarlarını eritmeye başlarlar.
Çocukta bir süre sonra kansızlık, eritroblastozis ya da hidrops denilen ve birazdan açıklayacağımız bozukluklar gelişir. Çok ender rastlanan bir durum da şudur; normal seyreden bir ilk hamilelikte annenin Rh (-) kanında çocuğun Rh [ + } kanma karşı antikorlar saptanır. “Anneden çocuğa kanama” denilen bu durum şöyle gelişmektedir; Hamile olan Rh (-} kadının kendisi, Rh ( + ) olan annesinin karnındayken Rh ( + ) annesinin kanı, doğum sırasında kendi kanma karışabilir. Böylece Rh (-) olan kadın daha kendisi doğarken Rh ( + ) kanla karşılaşmış ve buna karşı antikor üretmeye başlamış olur. Bu kadın, Rh (+) olan ilk çocuğuna bile hamile kaldığında, çocuk annesinin antikorlarına hedef olur. Bu durumun önlenmesi için kan uyuşmazlıklarında Rh (-) olan yeni doğmuş kız çocuklarına da ilk 72 saatte gereken tedavinin uygulanması gerekir.
Kan uyuşmazlığında uygulanacak tedavi çok basittir. Rh {-) anneye, Rh {-) çocuk doğduktan en fazla 72 saat içinde bir doz “Rho (D) Immün globulin” denilen antikorun zerk edilmesi gerekir. Zerk edilen bu antikor, anne kanına karışmış olan çocuğun kanıyla tıpkı annenin antikorları gibi savaşır ve böylece annenin bağışlık sistemi, çocuğunun Rh ( + ) kanma karşı antikor üretme gereğini duymaz. Bir doz 300 mikrogramdır ve 15 mi. Rh ( + ) alyuvarla savaşma, onları eritme yeteneğine sahiptir. Bu tedaviyi görmüş olan annelerin ikinci hamilelikleri ve çocukları tehlikede değildir. Tedavinin başarı olasılığı % 98 – 99 kadardır. Aynı tedavinin, R ( + ) anneden doğmuş olan Rh (-) kız çocuklarına da uygulanması gerekir.