PLASENTA VE GÖBEK KORDONU: Zigotun endometrhıma yuvalanmasından hemen sonra beliren “Trofoblast” adlı hücreler sayıca çoğalmaya ve “Desidua”ya doğru ilerlemeye başlarlar. Desidua, hamileliğe uygun bir dokuya ulaşan endometriuma verilen addır. Diğer bir deyimle zigotun yerleşip, gelişebileceği uygun bir yataktır. Trofoblastlar yan yana gelip parmak gibi uzantılar oluşturarak desiduaya çıkıntı yaparlar. Bu uzantılara “Plasenta villusları” denir. Plasenta villusları arasındaki boşluklar da “Villuslararası boşluk” adını alır. Bu boşluklar anne kanıyla doludur. Plasenta villuslarında ise çok sayıda kan damarı bulunur. Bu kan damarı göbek kordonu aracılığıyla cenine ulaşır. Böylece anne kanıyla cenin ya da fetus kanı arasında “Plasenta villusları” aracılığıyla dolaylı bir bağlantı ve madde alışverişi sağlanmış olur. Başka bir deyişle, hamilelik boyunca anne ve bebek kanı birbiriyle karışmaz. Plasenta başlıca iki bölümden oluşur: 1) An-
ne bölümü ve 2) Çocuk bölümü. Anne bölümü farklılaşmış desiduadan yapılmıştır. Çocuk bölümü ise trofoblast ve mezenkim hücrelerinden yapılmıştır. Mezenkim hücreleri, korion zarını oluştururlar. Bu zarın plasenta bölümüne ise “Korion plağı” denir. Korion zarının iç tarafında “Amnion zarı” denilen bir zar bulunur. Bu zarın sınırladığı boşluk içinde “Amnion sıvısı”, çocuk ve göbek” kordonu bulunur. Göbek kordonu bir ucuyla çocuğa, diğer ucuyla da plasentanın merkezine tutunmuştur. Hamileliğin sonlarına doğru plasentanm ağırlığı 500 gr’a, yüzeyi 250 cm2′ye, çapı ise 18 cm’ye yaklaşır. Plasenta aracılığıyla anne ve çocuk kanı birbirine karışmaksızın, ikisi arasında madde alışverişi sağlanır. Yani çocuk yaşayıp büyüyebilmek için anne kanından gerekli besin maddelerini ve oksijeni alır, karbondioksit gibi kendisine gereksiz maddeleri anne kanma verir. Anne solunum yoluyla bunu dışarı atar. Özetle plasenta, rahim içindeki çocuğun hem akciğeri, hem sindirim sistemi, hem de böbrekleridir. Göbek kordonu 1-2.5 cm çapında ve 30-100 cm boyundadır. İçinden iki atardamar ve bir toplardamar geçer. Atardamarlar kanı temizlenmek üzere plasentaya taşır. “Umbilikal arterler” demlen bu atardamarlar, çocuğun aorta damarının alt ucundaki “İliak arter” adlı birer atardamardan doğar.
Plasentadan çocuğa kan taşıyan damara ise “Umbilikalı vena” denir. Bu damar diğer ikisinden daha kaim olup, çocuğun “Venakava inferior” adlı büyük toplardamarına ve bazı yan dallarla da karaciğer damarlarına açılır.