HİSTEROSALPİNGOGRAFİ
HİSTEROSALPİNGOGRAFİ
Dölyatağını ve tüpleri incelemeye yönelik histerosalpingografi dölyatağı boşluğuna röntgen ışınlarını geçirmeyen, yani opak bir madde verilerek çekilir. Radyoopak (kontrast) sıvının temelini suda çözünebilen, iyotlu bileşikler oluşturur. Normal koşullarda dölyatağı boşluğunu dolduran bu sıvı daha sonra tüplere geçer ve tüplerin karna açılan ağzından da karın boşluğuna yayılır.
Kontrast maddenin dölyatağına şırınga edilmesi sırasında ve daha sonra çekilen filmlerle bu boşlukların sıvıyla nasıl dolduğu, yapısal özellikleri, olası tıkanıklık ya da biçim bozuklukları belirlenir. .
NASIL ÇEKİLİR?
Kontrast madde dölyatağı boşluğunun içine “hİstero enjektörü” denen aletle şırınga edilir. Histero enjektörü bir enjeksiyon sistemine uyarlanmış sondalardan oluşur. Verilen sıvının basıncını ölçen bir manometre de alete bağlanabilir. Histero enjektörünün ucunda dölyatağı dış deliğini kapatan bir tür vantuz yer alır. Böylece dölyatağına verilen kontrast sıvının dölyoluna geri kaçışı önlenebilir. Filmi çeken operatör sıvıyı dölyatağı dış deliğinin yakınına yerleştirdiği histero enjektörüyle içeriye verir. Böylece dölyatağı boynunun radyolojik görüntüsü de elde edilebilir.
Verilen kontrast sıvının miktarı 10-20 cm3 kadardır. Sıvının mikropsuz koşullarda verilmesi, ayrıca suda çözünebilen bir bileşik olması gerekir. Yağlı bileşiklerden oluşan sıvılar çok ender kullanılır, çünkü bunları verirken yanlışlıkla damar içine girilmesi kan dolaşımında emboli (tıkanma) oluşumu gibi son derece tehlikeli sonuçlara yol açabilir. Kontrast sıvının verilmesi sırasında ve daha sonra çekilen röntgen filmleriyle boşlukların nasıl dolduğu, yapısal özellikleri, olası tıkanıklık ya da biçim bozuklukları saptanabilir. Kontrast sıvının çeşitli organların içinden geçişi, filmle görüntülenebileceği gibi, röntgen aygıtındaki ekrandan da izlenebilir. Ekranda organ boşluklarının dolması dinamik olarak incelenir; filmlerde ise organlar hareketsiz olarak görünür. Röntgen filmlerinde’kontrast sıvının organlara geçiş aşamaları, dölyatağı boşluğuna ve tüplerin içine doğru yayılırın da saptanır. Böylece üreme organlarından serbest geçiş olup olmadığı belirlenebilir.
UYULMASI GEREKEN KURALLAR
Histerosalpingografi için en uygun zaman, çekimin son âdet kanamasını izleyen hafta içinde yapılmasıdır. Ama gerekli durumlarda âdet kanamasının olmadığı herhangi bir günde de çekim yapılabilir, inceleme hastane koşullarında yapılmalıdır. Ayrıca önlem olarak hastanın bir ya da iki gün önce yatırılarak gözlem altında tutulması da gerekebilir. Bütün röntgen filmlerinde olduğu gibi, histerosalpingografi çekiminden önce de hastanın gebe olmadığından emin olunmalıdır. Gebelik durumunda bu inceleme yapılamaz.
HİSTEROSALPİNGOGRAFİNİN ÇEKİLMESİ GEREKEN DURUMLAR
Dölyatağı ve tüplerdeki oluşum bozukluklarının saptanmasında ve bunların sonucunda oluşan kısırlık tiplerinin ayırıcı tanısında histerosalpingografi özellikle gereklidir. Bu inceleme tüplerin ne kadar açık olduğunu ve olası bir tıkanıklığın düzeyini gösterdiği gibi, dölyatağı-nın yapısındaki bir oluşum bozukluğuna tam konmasını da sağlayabilir. Ayrıca dölyatağındaki iltihabi hastalıklar, polipler ve tümörler de saptanabilir.
Bununla birlikte dölyatağında iltihabi hastalıkların tanısında fizik muayene ve mukozadan parça alarak yapılan inceleme (biyopsi) daha yol göstericidir. Dölyatağı boynu kanalının genişlediği olgularda ise histerosalpingografi daha yararlı bir tam yöntemidir.
NORMAL GÖRÜNTÜLER
Histerosalpingografide dölyatağı boşluğunun görüntüsü tabanı yukarıda bir ikizkenar üçgene benzer. Altta dölyatağı boynu kanalı görülür. Üstte üçgenin köşelerine denk gelen yerlerde görülen daralma tüplerin başlangıcıdır. Bunu izleyen düz bölüm tüplerin darlık bölümüdür (isthmus). Daha sonra tüpler genişler ve ampulla denen bölüm başlar. Karın bölgesinde kontrast sıvının karın boşluğuna yayılmasıyla ortaya çıkan, şuurları düzensiz bir leke görülür. Bu görüntünün niteliği ise çok değişken olabilir.
ANORMAL GÖRÜNTÜLER
Dölyatağında yapısal bozukluklarda normal görüntü değişebilir. Örneğin tabanı aşağıda bir ikizkenar üçgene ya da özellik gösteren başka yapılanma biçimlerine dönüşebilir. Fibrom, polip, yapışıklık, tümör ya da iltihabi olaylar da dölyatağının normal yapısını değiştirebilir ve bunlar histerosalpingografi çekiminde saptanabilir.
Tüplerdeki hastalıklarda, özellikle tıkanıklıklarda verilen kontrast sıvının daralma bölgesinde tutulmasıyla tıkanma alam doğru olarak saptanır ve tam olarak değerlendirme olanağı doğar. Özellikle kısırlık olgularında, tıkanmanın organdaki biçim bozukluğundan mı, yoksa iltihabi bir olaydan mı kaynaklandığının belirlenmesi ve tıkanma yerinin doğru olarak saptanması olası bir cerrahi girişim için temel önem taşır.
İncelemede tüplerin içindeki ya da dışındaki iltihaplanmaya bağlı olgular da saptanabilir. Bunlardan ilkine hidrosalpenks (Fallop tüpünün sıvı birikimi nedeniyle şişmesi), ikincisine yapışıldık sonucunda kanalın daralması ya da bükülmesi örnek gösterilebilir. Ayrıca hastalık etkeninin özelliği de belirlenebilir.
Tamya varılamayan olgularda histe-rosalpingografiye ek olarak seliyoskopi ya da laparoskopi ve saipingokromoskopi gibi incelemeler de yapılabilir.
Laparoskopi genel anestezi altında karna mercek sistemli kaim bir boru sokarak dölyatağının ve tüplerin incelenmesidir. Salpingokromoskopide ise daha iyi bir görüntü elde etmek için ayrıca renklendirici bir madde şırınga edilir.
Bazı durumlarda histerosalpingografi çok yüksek olan tam değerinin ötesinde tedavi edici bir özellik de taşır. İnceleme sırasında kontrast maddenin şırınga edilmesiyle uygulanan basınç, tüplerdeki ya da dölyatağı boşluğundaki zayıf bir tıkanıklığı açabilir ve normal geçişi sağlayabilir. Ama bu oldukça az görülen bir durumdur.
Dölyatağındaki biçim bozukluklarına ya da tüplerin kapalı olmasına bağlı kısırlık olgularının çoğunda bu sorun ancak cerrahi girişimle çözülebilir. Bununla birlikte tıp yazınında histerosalpingografi çekiminden hemen sonra oluşan gebelik olguları da bilinmektedir. Bu durum daha önce belirtildiği gibi, kontrast sıvının verilmesi sırasında uygulanan basınçla tüpte belli bir geçişin sağlanmasına bağlıdır.