Renk Körlüğü
RENK GÖRMEME Elektromagnetik spektrumun insan gözünün retinasını uyaran 400-700 mm.’lik bölümü, ışık olarak algılanmaktadır. Renk, ton, doymuşluk ve parlaklığa bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Her cismin belli bir dalga boyunu yansıtması o cismin renk tonunun oluşmasına neden olmaktadır. Bir renk tonunun doymuşluğu o renk tonunun saflığına bağlıdır. Örneğin kırmızı renk, pembeye göre daha doymuştur. Retinadaki koni hücreleri renkli görmeyi sağlarlar. Koni hücrelerinin uyarılmala-rıysa basillere oranla daha şiddetli ışığa bağlıdır. Bu nedenle alacakaranlıktaray ışığında renkli görmeyeteneği azalır.Belli bir ışık dalgası, her tip konide farklı uyanlara neden olur. Ortaya çıkan uyarıların toplamı beyin tarafından belli bir renk olarak algılanır.
Renk körlüğü terimi doğru değildir. Çünkü bu gibi kimselerin büyük çoğunluğu normal bir görme keskinliğine sahiptir.
Retinada kırmızı, yeşil ve mavi renklere duyarlı üç çeşit koni hücresi bulunur. Her üç çeşit konisi çalışan insanlara “Trikromat”, iki çeşit konisi çalışanlara da “Dikromat” denir. Protanop dikromatlar kırmızı körüdürler. “Tritanop dikro-matlar” genellikle mavi ve yeşil tonlarıyla turuncu ve pembe tonlarını birbirlerine karıştırırlar.
Çeşitli testlerle renk körlüklerinin biçimleri ortaya konulabilir. Bunlar arasında en yaygın olarak kullanılanı “ISHIHARA” kitabıdır. Renk körlüğünün 8-10 yaş gibi erken yaşlarda saptanıp, çocuğun meslek eğilimlerinin ona göre yönlendirilmesi gerekir.<