MONONÜKLEER LÖKOSİTLER
MONONÜKLEER LÖKOSİTLER: Mononük-leer lökositler, lenfositler ve monositler olmak üzere iki türdür. Bu tür hücrelerin çekirdekleri boğumlu değil, yuvarlak ya da oval biçimdedir.
Monositler: Çekirdekleri biraz büyük olan bu hücreler, kemik iliğinde stem cell’den üretilirler. Çekirdekleri kabaca fasulyeye benzer.
Monositlerin aktif olarak kandan dokulara, dokulardan da kana göç edebilme özellikleri vardır. Aym zamanda bu hücreler, makrofaj özelliktedirler. Sözünü ettiğimiz bu iki özellik bağ dokusu hücrelerinden olan histiositlerde de bulunur, ayrıca hem histiositler hem de monositler biçim olarak birbirlerine benzerler. İşte değindiğimiz bu benzerlikler nedeniyle, kandaki monositlerin bağ dokusunun histioisitleriyle aynı hücreler olduğu savunulmaktadır. Bu görüşten yola çıkarak histiositleri, başka bir deyişle monositleri aşağıdaki biçimde sınıflayabiliriz:
Lenfositler: Lenfositler de tek çekirdekli hücrelerdir. Sayıları 1 mm3 kanda 1500-4000 arasında değişir. Bu hücrelerin yaşam süreleri birkaç günden 25 yıla dek değişebilir. Lenfositler de öteki kan hücreleri gibi Stem-celTden kaynaklanırlar. Kemik iliğinde, Stem-cell’den “lenfo-blastlar” gelişir. Lenfositler öteki lökositlerden farklı olarak çeşitli uyarılar ile bölünmeye başlarlar. Belirli sayıdaki mitoz bölünmeden sonra yeniden sakin, küçük lenfositler haline geçerler. Üzün zaman öyle kalabilir ve belirli uyaranlar etkisi ile yeniden bölünüp çoğalmaya başlayabilirler. Ancak öteki hücreler bir yönde gelişirler. Bu dönüşümsüz gelişme hücrenin ömrünü tamamlama ve ölümü ile sonuçlanır. Lenfositler en yoğun olarak lenf düğümlerinde ve lenf damarlarında bulunurlar. Buralardan dolaşım kanma ve sonra da yeniden lenfoid organlara geçerler. Lenfositlerin en önemli fonksiyonu vücuda yabancı protein ve öteki maddeleri tanıyıp onları ortadan kaldırmaya yönelik bağışıklık olayını geliştirmeleridir. Lenfositlerin bir bölümü “T-lenfosit-leri”, doğumdan önce timus bezinde bu yeteneği kazanırlar. T-lenfositleri “Lenfokinler” denen kimyasal maddeler salgılayarak yabancı bildikleri doku, hücre ya da mikroorganizmalara karşı savaşırlar, “hücresel bağışıklık” denen bu olay doku ya da organ transplantasyonundaki doku reddi olayından da sorumludur. Kemik iliğinde bağışıklık yeteneği kazanan B-lenfositleri ise “hü-moral bağışıklık” olayından sorumludur. Bu hücreler lenf bezlerinde plazma hücresine dönüşür, antikor “immunoglobulin” üretirler. Kan ve vücut sıvılarına karışan antikorlar organizmaya giren zararlı maddeleri ve mikroorganizmaları etkisiz duruma getirir, yabancı aritrositleri ortadan kaldırırlar. İki lenfosit türü de lenf düğümleri ve ilgili dokularda belirli bölgelerde çoğalır ve kana karışırlar, ayrıca kemik iliğinde bulunurlar. Lenfositlerin vücut savunmasındaki etkinliklerini ansiklopedinin “Bağışıklık bilimi” başlığını taşıyan bölümünde ayrıntılarıyla inceledik. Burada son olarak vücuttaki ‘lenfoid dokular’m, yani lenfositlerden zengin dokuların hangileri olduğunu belirteceğiz. 1) Kemik iliği, 2} Timus, 3) Peyer plakları 4} Lenf bezleri, 5) Dalak ve 6) Bademcikler vücudun “lenfoid dokular”dan zengin yapılarıdır.