YAŞLANMA VE İMMÜNOLOJİK DENETLEME MEKANİZMASI: Yaşlanma olayına immünolojik açıdan da yaklaşılabilinir. İmmünolojik denetleme mekanizmasının yaşlanma üzerindeki etkisi giderek önem kazanan bir olgudur. Vücudun savunma mekanizmasında T-immünositl erinin kaynaklandığı timus bezinin önemi çoktur. Bu organımız fetal yaşamda sürekli büyümeye başlar ve 10-15 yaşlarına kadar büyüme sürer. Daha sonraki yıllarda ise timus bezinin hızh bir biçimde gerilediğini görürüz. Belki de timus bezimiz genetik olarak belirlenmiş yaşlanma sürecimizin “Biyolojik saati”dir. Lenf bezelerinin ve dalağın normal insanlarda erişkinliğe ulaştıktan sonra ya da değişmeden kaldığı ya da pek hafif bir kitlesel azalma gösterdiği saptanmıştır. Lenfatik dokuda da yaşlanma üe ilgili histolojik değişmeler görülür.
Normal kişilerde bile orta yaş dönemi geçildikten ..cnra dolaşımda bulunan lenfositlerin giderek sayıca azaldıkları saptanmıştır. 60 yaşlarına varıldığında toplam lenfosit sayısı erişkin hale gelindiği dönemdekinin ancak % 70′i kadardır. Genellikle B-lenfositleri sayısal bakımdan bir azalma göstermediklerinden, azalmanın nedeni dolaşımdaki T-lenfositlerinin kesinlikle sayısal olarak azalmalarıdır.
Yaşlanmanın T-lenfositlerinin işlevi üzerindeki etkileri konusunda ise birbirleri ile çelişen bulgular vardır. Fakat iyi bilinen bir nokta, T-hücrelerinin yardım edici işlevinin yaşlanma ile gerilemesidir.
Humoral immuniteyi yansıtan b-hücrelerinin immün işlevleri de yaşlanma ile gerilemektedir. Bu gerileme, timus bezinin gerilemesi, timik hormon timozinin serumdaki düzeyinin azalmaya başlamasıyla bir paralellik gösterir. Vücuda dışarıdan giren yabancı maddelere karşı antikor yapımı ve bunların giderilmesi olgusu da yaşlanma ile geriler. Bu durumun ortaya çıkmasından da T-hücreleri sorumlu tutulmaktadır.
Yaşlanma ile normal immünolojik işlevlerin gerilemesi, immünolojik sistemde oluşan üç tip hücresel değişiklikten kaynaklanmaktadır: 1) Hücre sayısında mutlak değer olarak azalma 2) Baskılayıcı etkinlik taşıyan regülatör hücrelerin artmasına bağlı olarak hücre sayısında göreceli bir azalma ve 3) Hücrelerin işlevsel etkinliklerinde azalma.
Yaşlanma ile immün sistem işlevlerinin gerilemesi infeksiyon, otoimmün ve immün kompleks hastalıklarının oluşumunu ve kanser riskini artırmaktadır.
Yaşlı kişilerin infeksiyon hastalıklarına karşı daha duyarlı oldukları ve iyileşme süreçlerinin daha uzun zaman aldığı, sonuçta ölüm oranının yüksek olduğu iyi bilinen bir gerçektir. Ottoimmu-nite olavı ise, oldukça ilginç ve sorun yaratan bir konudur. Vücudun savunma mekanizması dışarıdan gelen maddelere, savunu amacıyla antikor üretmektedir. Fakat bazı durumlarda vücut,kendi yapısal moleküllerinden bazılarını da yabancı antijen gözüyle görür ve onlara karşı antikor üretir. Otoantikorlar ve bunun sonucunda da otoimmün hastalıklar ortaya çıkar, Yaşlanan organizmada yapısal öğelerin bozulması, rautas-yona uğraması olasılığı arttığından ve çeşitli mikropların otoimmün hastalıklarında oynadıkları rolü karşılayacak direnç azaldığında yaşlılıkta bu tür hastalıklar artar.