İç Sıkıntısı

İÇ SIKINTISI

İç sıkıntısı tam olarak tanımlanamayan ve dış dünyadaki gerçek koşullardan bağımsız bir tehlike, belirsizlik, endişe duyumudur. Terimin Batı dillerindeki karşılıkları Latince’de “daralma” anlamına gelen angustias sözcüğünden türemiştir. Ruhsal kökenli iç sıkıntıları “boğulma”, “baskı”, “hava açlığı”, “kalbin buz kesmesi”, “çarpıntı”, “kalp ağrısı”, “sıkışma” gibi fiziksel belirtilerle ortaya çıkar. Bu belirtiler solunum, sindirim, hareket ya da kalp-damar sistemleriyle ilgili olabilir; örneğin, solunumun hızlanması ya da yavaşlaması, astım benzeri nöbetler, sindirim güçlüğü, kas krampları, deri duyarlılığının değişmesi, çarpıntı, kalp atışlarının hızlanması ya da yavaşlaması biçimini alabilir. Herhangi bir organik rahatsızlığı olmayan sağlıklı kişiler de ruhsal gerginlik ve heyecanlardan sonra iç sıkıntısı duyabilir. Bu olgularda bazen iç sıkıntısının yanı sıra kalp ve akciğer gibi çeşitli organlarda organik bir hastalık sanısı uyandıran bozukluklar da görülür. Kesin tanı konmadan önce elektrokardiyografi ve radyografi gibi bütün gerekli incelemeler yapılarak organik bir hastalık bulunup bulunmadığı saptanmalıdır.


İç Sıkıntısı ve Korku

İç sıkıntısı korkudan farklı olarak belirsiz bir “şey” karşısında duyulur; böyle bir tepkiyi gerektirmeyecek bir “şeye” karşı ortaya çıkar ve gerçek etkenlerden tümüyle bağımsız olabilir. Temel Özelliği, bu duyusal yanıt ve ona eşlik eden çarpıntı, göğüs ve karm ağnlan, kas kramplan gibi ruhsal kökenli bedensel yalanmalarla nesnel dış koşullar arasındaki tutarsızlıktır.Korku ise her zaman tehlikeli ve olumsuz Özellikler taşıdığı bilinen, belirli bir “şeye” yanıt olarak gelişir. Bazı psikologlara göre iç sıkıntısı ile korku gizli ve bastınlmış saldırganlığın iki değişik görünümüdür. Tepkisini dışa yönelteme-yen kişi kendisini hedef alır ve iç sıkıntısı duyarken bu tepkiyi belirli bir olaya, duruma ya da kişiye yönelten kişi korku duyar.