Hıçkırık
HIÇKIRIK
Hıçkırık gırtlakta ses tellerinin arasındaki glottisi yarığının kısmen kapandığı sırada diyaframın birden kasılması ve akciğerlere hızla hava dolmasıyla ortaya çıkar. Daralmış aralıktan geçen hava tipik hıçkırık sesini verir. Hıçkırık diyafram sinirinin ya da diyaframla ilişkili karın organlarının Örselenmesinden kaynaklanır. Örselenme ya da aşırı uyarılma diyaframı saran karın zarı iltihabına, mide, karaciğer ve safra kesesi hastalıklarına, karında aşırı gaz birikmesine, hızlı yemek yemeye, tokluğa, aşırı sıcak ya da soğuk yiyeceklere, gazlı ve alkollü içeceklere ya da hava yutmaya bağlı olabilir. Beyin hastalıkları ve omurilik hastalıkları da hıçkırığa yol açabilir; tümör, inme, ensefalit (Beyin İltihabı) ve alkolizm, üremi, şeker koması gibi zehirlenmeler buna Örnektir. Hıçkırık bazen belirli bir neden olmadan sağlıklı kişilerde de ortaya çıkar. Otonom sinir sistemi çok zayıf olan küçük bebek ve çocuklarda sık görülür. Heyecan da özellikle ruh hastası ve histerik kişilerde hıçkırığa yol açabilir.
Ne Yapmalı
Uzun süreli hıçkırık nöbetlerinde bu duruma yol açan etkeni belirleyip bir tedavi biçimi saptanmalıdır. Ama bu arada rahatsızlığı yatıştırmak için şu uygulamalara başvurulabilir:
• soluğu tutmak;
• hapşırmayı sağlamak;
• küçük yudumlarla sıvı almak;
• göz yuvarlarına uzun süreli basınç uygulamak;
• diyafram sinirine basınç uygulamak: Hastanın ense altına bir yastık konur. Göğüs kemiği ve köprücük kemiğiyle kulak arkası çıkıntısı arasında uzanan (stemokleidomastoit) kasnı köprücük kemiğine yapıştığı yere iki parmakla basınç uygulanır;
• zorunlu hallerde hekime danışılarak yüksek dozda sakinleştirici ya da antihistaminik İlaçlar vermek. Bu ilaçlar bazen kan basıncını düşürebilir, kalp atış hızını artırabilir (taşikardi), bayılmaya varan belirtilere yol açabilir. Bu belirtilerin hepsi geçicidir ve gerçek bir tehlike oluşturmaz. Ama bu ilaçları yaşlılar, çocuklar ve inme, ensefalit gibi beyinle ilgili hastalıkları olanlar kullanamaz.