1987 Borsa Krizi

19 Ekim 1987'de dünya piyasalarında hisse senedi değerleri büyük bir düşüş gösterdi. Dow Jones Endüstriyel Ortalaması yüzde 22 azalarak 1738,42 kapanış puanına indi. Bu azalma 1914'ten beri bir gün içinde görülen en büyük düşüş oldu ve ünlü Ekim 1929 borsa çöküşünü bile gölgede bıraktı.


Brady Komisyonu (çöküşü araştırmakla yükümlü bir başkanlık komisyonu), SEC ve diğer kuruluşlar yatırımcı psikolojisindeki olumsuz gelişmeler, yatırımcıların ABD federal bütçesine ve dış ticaret açıklarına ilişkin kaygıları, New York Menkul Kıymetler Borsası salonunda çalışan uzmanların kurtarıcı alımlar yapma görevlerini yerine getirmemeleri, bilgisayarların belirli gelişmeler ortaya çıkınca otomatik olarak çok sayıda hisse senedi alımı ya da satımı talimatı verecek biçimde programlanmaları anlamına gelen "program alım-satım"ları gibi çeşitli ögelerin 1987 bunalımına neden olduğunu iddia ettiler.


Borsa söz konusu gelişmelerin ardından çeşitli koruyucu önlemler yürürlüğe koydu. Anılan önlemlere göre Dow Jones Endüstriyel Ortalaması bir gün içinde 50 puan azalır ya da yükselirse program alım-satımı talimatı veren elektronik siparişler kesilecek ve Dow Jones Endüstriyel Ortalaması 250 puan düşerse tüm alışverişleri geçici olarak durduran bir "sigorta" sistemi uygulanacaktı.


Bahis konusu olağanüstü durum yöntemleri ileride Dow Jones Endüstriyel Ortalaması'nda görülen yükselmeyi yansıtacak biçimde büyük ölçüde değiştirildi. 1998 sonlarında yapılan bir değişiklikle Dow Jones Endüstriyel Ortalaması bir gün içinde son bir kapanış ortalamasına göre yüzde 2 artar ya da azalırsa program alım-satımlarının sınırlandırılması yoluna gidildi; 1999 sonlarında bu formül borsada 210 puan dolayında değişiklik olursa program alım-satımının durdurulacağı anlamına gelmeye başladı.


Yeni kurallar uyarınca tüm alım-satımın durdurulması için de daha yüksek eşikler getirildi; 1999'un son üç ayı sırasında bu eşik Dow Jones Endüstriyel Ortalaması'ndaki en az 1.050 puanlık bir düşüş olarak belirlendi. Sözü edilen reform önlemleri borsaya karşı güveni arttırmış olabilir; fakat, ekonominin güçlü bir gelişme göstermesinin daha büyük bir etki yarattığı da söylenebilir. Federal Rezerv 1929'da yaptığının aksine yatırımcıların teminat çağrılarını karşılayabilmelerini ve faaliyetlerini sürdürmelerini güvence altına almak için borç verme koşullarını yumuşatacağını açıkladı.


Bir bakıma bu açıklamanın sonucu olarak 1987 çöküşü kolayca atlatıldı ve borsa yeniden yüksek düzeylere erişti. Dow Jones Endüstriyel Ortalaması 1990'ların başlarında 3.000 puanı ve 1999'da da 11.000 puanı aştı. Buna ek olarak alım-satımlar da büyük ölçüde yoğunlaştı. 1960'larda bir günde 5 milyon hisse senedi el değiştirirse New York Borsası için olağanüstü hareketli bir gün sayılırdı. 1997 ve 1998'de bir milyar senedin alınıp satıldığı günler oldu. NASDAQ'ta ise 1998'e gelindiğinde böyle günler olağan sayılıyordu.


Görülen bu hareketliliğin bir nedeni de günlükçüler olarak tanımlanan ve kısa sürelerde çabuk kar sağlamak umuduyla bir gün içinde aynı senetleri birkaç kez alıp satan kişilerdi. Bahis konusu bireyler gittikçe artan bir biçimde İnternet aracılığıyla alışveriş yapan guruplar arasında sayılabilirler. 1999 başlarında tüm hisse senedi alıp satanların yüzde 13'ünü bireyler oluşturuyor ve bunların yüzde 25'i de her türde menkul kıymet alım-satımı için İnternet'ten yararlanıyorlardı.


İşlemlerin yoğunluğu arttıkça fiyatlardaki oynaklık da çoğaldı. Günde 100 puanı aşan değişmeler gittikçe daha sık görülmeye başladı ve 27 Ekim 1997'de Dow Jones Endüstriyel Ortalaması 554,26 puan birden düşünce sigorta sistemi devreye girdi. 31 Ağustos 1998'de 512,61 puanlık bir büyük düşüş daha gerçekleşti. Buna karşın, aynı günlerde borsa o kadar yükselmişti ki düşüş hisse senetlerinin toplam değerinin yüzde 7'si dolayında oldu, yatırımcılar piyasada kaldılar ve borsa kısa zamanda toparlandı.