alın
,-lnı 1. forehead, brow. 2. mining face. --ında directly facing: güneşin alnında right in the sun, in the direct sun. --ı açık, yüzü ak blameless, having nothing to be ashamed of. --ının akı ile honorably, with no shadow of blame. -- damarı çatlamak to be altogether shameless. -- damarı çatlamış brazenfaced. --ı davul derisi unabashed, shameless. --ının karayazısı his bad luck. --ını karışlarım. 1. I´ll show you (used as a threat). 2. I dare you. --ını karışlayayım. /ın/ colloq. He is no threat. --ından öpmek /ı/ to kiss (someone) on the forehead (in admiration or gratitude). -- teri effort, work. -- teri dökmek to work hard, struggle, do one´s utmost. -- teriyle kazanmak /ı/ to earn by hard work. --ında/--ına yazılmış olmak to be one´s destiny, be one´s fate; to be preordained.