and Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • and
    bağ. ve; ile: mice and men fareler ve insanlar. knife and fork bıçakla çatal. He looked and ran away. Baktı ve kaçtı.
  • And how!
    Hem de nasıl!
  • and rightly so
    ... ve haklıydı da, ... ve iyi de etti: He scolded him for his negligence, and rightly so. İhmalkârlığından dolayı onu azarladı ve haklıydı da.
  • and so forth
    falan, filan, vesaire, ve benzerleri.
  • and so forth
    vesaire, ve başkaları.
  • and so on
    filan, v.s., v.b.
  • and so on/forth
    vesaire, ve benzerleri.
  • and such
    ve benzerleri: Orange trees, palms, and such should be kept under glass in winter. Kışın portakal ağaçları, palmiyeler ve benzeri ağaçlar serada tutulmalı.
  • and suchlike
    k. dili ve benzerleri.
  • and vice versa
    ve tersine, ve aksine: The bigger the fish, the blander its taste, and vice versa. Balık büyüdükçe tadı yavanlaşır ve tersine.
  • and what have you/and what not
    k. dili vesaire.
  • and what´s more
    bir de, hem de, üstelik, ayrıca: She was wearing a pink cape and, what´s more, she was carrying a pink poodle. Pembe bir pelerin giymişti ve kucağında da pembe bir kaniş taşıyordu.

Türkçe - İngilizce

  • and
    see ant.