back
i. 1. arka taraf, arka. 2. anat. sırt, belkemiği. 3. futbol bek. f. 1. -i desteklemek, -e arka olmak, -e yardım etmek: Akif´s company is backing this project with five million dollars. Akif´in şirketi bu projeyi beş milyon dolarla destekliyor. 2. geri yürütmek, geri sürmek, geri geri gitmek: I always back my car into the garage. Arabamı garaja hep geri geri sürerim. He backed out of the room. Geri geri çekilerek odadan çıktı. s. 1. arka, arkadaki, arkasındaki; arkaya doğru olan: back door arka kapı. 2. evvelki; eski. z. 1. geri, geriye: He gave the money back. Parayı geri verdi. He went back to the office. Büroya geri döndü. It takes four days to go to Van and back. Van´a gidip dönmek dört gün ister. 2. yine, tekrar: He climbed back up the ladder. Tekrar merdivene tırmandı. When are you going back to see your doctor? Tekrar doktorunla görüşmeye ne zaman gideceksin?