behind
z. 1. (somut anlamda) peşinden; geride: The children were running behind. Çocuklar peşinden koşuyordu. We left them far behind. Onları çok geride bıraktık. 2. (zaman açısından) geride; geri: We´re behind in our work. İşimizde geri kaldık. edat 1. arkasında; arkasına: He went behind the curtain. Perdenin arkasına gitti. That clock is behind. O saat geri. Behind that wall there is a garden. O duvarın arkasında bir bahçe var. 2. (soyut anlamda) ardında: What´s behind that remark of his? O sözünün ardında ne var? 3. (bir sınıflandırmada) geride: They´re one point behind us. Bizden bir puan gerideler. 4. (destekleme anlamında) arkasında: He is behind us. Arkamızda o var. i. kıç, makat.