bent Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • bent 1
    s. 1. eğri, kıvrık, bükülmüş. 2. İng., k. dili hilekâr, düzenbaz, üçkâğıtçı; hiç güvenilmez; rüşvetçi; hırsız. 3. k. dili deli, çatlak. 4. k. dili o biçim, eşcinsel. i. (belirli bir) yetenek: She has a bent for music. Onda müzik yeteneği var.
  • bent 2
    f., bak. bend.

Türkçe - İngilizce

  • bent
    1. dam, dike, weir. 2. reservoir.
  • bent
    1. paragraph, article, item (in a document). 2. newspaper article. 3. stanza in a poem; the single rhyme part of each stanza preceding the recurrent couplet.