bleed Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
-
bleedf. (bled) 1. kanamak. 2. k. dili acımak, kan ağlamak: My heart bleeds for the victims of the drought. Kıtlık kurbanları için içim kan ağlıyor. 3. k. dili kanını emmek, insafsızca sömürmek, iliğini kemirmek: The bank´s high interest rates are bleeding the farmers in this area. Bankanın yüksek faiz oranları bu yöredeki çiftçilerin iliğini kemiriyor. 4. hacamat etmek/yapmak.