blind Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • blind
    s. 1. kör, âmâ. 2. çıkmaz (sokak). f. 1. kör etmek. 2. gözünü almak, kamaştırmak. i. 1. çoğ. jaluzi. 2. İng. stor. 3. avcıların avlarından gizlendiği yer.
  • blind alley
    1. çıkmaz sokak. 2. çıkmaz, açmaz.
  • blind as a bat
    k. dili kör gibi.
  • blind date
    önceden tanışılmayan biriyle eğlence yeri, lokanta v.b.´ne gitme.
  • blind in one eye
    bir gözü kör.
  • blind spot
    1. anat. (retinada) kör nokta. 2. kendi önyargısının insanı anlamaktan engellediği konu.