bolt Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • bolt
    i. 1. sürgü, kol demiri. 2. kilit dili. 3. cıvata. 4. fırlama, kaçış. f. 1. sürgülemek. 2. fırlamak; fırlayıp kaçmak: When the pickpocket saw the policeman he bolted into the crowd. Yankesici polisi görünce yıldırım gibi fırlayıp kalabalığa karıştı. 3. çiğnemeden yutmak.
  • bolt of lightning
    yıldırım.
  • bolt upright
    dimdik.