care Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
-
carei. 1. dert, kaygı, tasa. 2. bakım: He´s in intensive care. O yoğun bakımda. He left him in his sister´s care. Onu kız kardeşine emanet etti. 3. dikkat; özen, itina. f. 1. umurunda olmak, umursamak: I don´t care whether she comes or not. Onun gelip gelmemesi umurumda değil. I could care less! Bana ne! 2. istemek: Would you care to take a stroll? Yürüyüşe çıkmak ister misiniz?
-
care for1. -e bakmak: Who will care for us in our old age? Yaşlılığımızda bize kim bakacak? 2. istemek: Would you care for some tea? Çay içmek ister misiniz? 3. -i sevmek, -den hoşlanmak: I don´t care for that sort of music. O tür müzikten hoşlanmam. (in)
-
care ofeliyle: Write me care of Cengiz Göksel. Bana mektup postaladığında zarftaki ismimin altına Cengiz Göksel eliyle diye yaz.