contact
i. 1. temas, değme, dokunma: It mustn´t have any contact with the air. Havayla hiç teması olmamalı. 2. temas, ilişki; irtibat, bağlantı: Have you ever had any sort of contact with them? Onlarla herhangi bir temasınız oldu mu? We´ve been in contact for some time. Epey zamandan beri temastayız. We´ve finally established radio contact with them. Onlarla nihayet radyoyla irtibat kurduk. 3. (faydalı olabilecek) tanıdık; kaynak, haber veren kimse; aracı, aracılık yapan kimse. 4. k. dili kontakt lens, lens. f. 1. ile temasa geçmek, ile temas etmek. 2. temas etmek, değmek, dokunmak.