cool Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • cool
    s. 1. serin: a cool wind serin bir rüzgâr. cool water serin su. 2. insanı serin tutan (giysi). 3. serinkanlı, soğukkanlı, sakin. 4. soğuk, ilgisiz: He gave me a cool reception. Beni soğuk karşıladı. 5. k. dili harika, çok güzel, çok iyi. i. serinlik: the cool of the evening akşam serinliği. f. 1. serinletmek; soğutmak; serinlemek, serinleşmek; soğumak: Cool the liquid in the refrigerator. Sıvıyı buzdolabında soğut. It´s cooled off. Hava serinledi. 2. (öfke, arzu v.b.´ni) söndürmek; (birini) sakinleştirmek, yatıştırmak; (öfke, arzu v.b.) sönmek; (biri) sakinleşmek: That will cool her growing desire. Onun büyüyen arzusunu o söndürür. You need to cool off. Sakinleşmen lazım.
  • cool as a cucumber
    k. dili serinkanlı, soğukkanlı.
  • Cool it!
    k. dili Sakin ol!/Ağır ol!
  • cool one´s heels
    k. dili beklemek: He made me cool my heels for at least forty-five minutes. Beni en az kırk beş dakika bekletti.