cool
s. 1. serin: a cool wind serin bir rüzgâr. cool water serin su. 2. insanı serin tutan (giysi). 3. serinkanlı, soğukkanlı, sakin. 4. soğuk, ilgisiz: He gave me a cool reception. Beni soğuk karşıladı. 5. k. dili harika, çok güzel, çok iyi. i. serinlik: the cool of the evening akşam serinliği. f. 1. serinletmek; soğutmak; serinlemek, serinleşmek; soğumak: Cool the liquid in the refrigerator. Sıvıyı buzdolabında soğut. It´s cooled off. Hava serinledi. 2. (öfke, arzu v.b.´ni) söndürmek; (birini) sakinleştirmek, yatıştırmak; (öfke, arzu v.b.) sönmek; (biri) sakinleşmek: That will cool her growing desire. Onun büyüyen arzusunu o söndürür. You need to cool off. Sakinleşmen lazım.