corresponding
s. 1. (bir şeye) karşılık olan: That century saw a lessening of Spain´s influence and a corresponding rise in that of Holland. O yüzyılda İspanya´nın etkisinin azalıp buna karşılık Hollanda´nın etkisinin arttığına tanık olundu. 2. aynı: Our sales in the first quarter of this year were better than they were in the corresponding period of last year. Bu yılın ilk üç ayına ait satışlarımız, geçen yılın aynı dönemindeki satışlardan iyiydi. 3. mektuplaşmadan sorumlu olan. 4. toplantılara gelmeyip mektup yoluyla cemiyetin faaliyetlerine katılan (üye).