cruise
f. 1. aynı hızla uzunca bir süre gitmek. 2. (gemiyle) dolaşmak. 3. dolaşmak, dolanmak, gezinmek. 4. (polis, polis arabası) (etrafı kolaçan ederek) dolaşmak; (taksi şoförü, taksi) (müşteri arayarak) dolaşmak: The squad car cruises the streets of the neighborhood all night. Polis arabası gece boyunca mahalle sokaklarında dolaşıyor. 5. (fahişe) sokaklarda dolaşarak müşteri aramak. i. 1. (tatil amacıyla yapılan) deniz yolculuğu. 2. dolaşma, dolanma, gezinme. 3. (polis, polis arabası) (etrafı kolaçan ederek) dolaşma; (taksi şoförü, taksi) (müşteri arayarak) dolaşma.