deposit Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • deposit
    i. 1. emanet. 2. depozit, depozito; kaparo, pey akçesi: The salesman asked for a thirty million lira deposit. Satıcı otuz milyon lira depozit istedi. The landlord asked for a deposit as an indication of my good faith. Ev sahibi iyi niyetimin işareti olarak kaparo istedi. 3. mevduat. 4. teminat akçesi. 5. çökelti, tortu. 6. birikinti. 7. mad. birikinti, maden yatağı. f. 1. koymak: You should deposit your jewels in the safe. Mücevherlerini kasaya koymalısın. 2. emanet etmek: He deposited the keys to his apartment with the doorkeeper. Dairesinin anahtarlarını kapıcıya emanet etti. 3. depozit olarak vermek: deposit money in a bank account banka hesabına para yatırmak. 4. bankaya yatırmak. 5. çökeltmek, (tortu) bırakmak: This water is depositing a brown sediment at the bottom of my glass. Bu su, bardağımın dibinde kahverengi bir tortu bırakıyor.
  • deposit account
    mevduat hesabı.